AKP iktidarı Anadolu tüccarlarını kedilikten aslanlığa yükseltti. İyice gelişen aslanlar ormandaki fillerle olmak istiyorlar. Ormanın kendine has kanunu var ve bu kanunlar küresel kurallara pek uymuyor. Önce kendi alanında kurallarını işletip düzeni sağlayacaksın, sonra fillere biat edeceksiniz, sonunda fillerin sizi onaylamasını bekleyeceksiniz.

Demokrasini işleteceksin, alt yapını tamamlayacaksın,  ürettiğini eşit ölçüde bölüşeceksin gibi standartlara uymanız gerekir. Biz bunların hepsini yapacağız deyip, her ağza bir parmak bal çalan, popülizmi uygularsanız ve sona geldiğinizde makyavellerle başkanlık olarak bilinen, padişahlık denen, tek adam diktasına geçmek isterseniz, halka bunu kabul ettiremezsiniz.

Demokratik ortama tam alışmışken dağdaki gerillayı henüz düze indirmişken, siz, benim zorumla ya da politikam ile dize getirdim diye düşünmeyiniz. Her hareketin objektif koşulların gelişimine göre şekillendiğini ve o koşulların verdiği sübjektivizme göre ivmelendiğini unutmuş veya bilmiyor gözüküyorsunuz, sayın, orta doğunun şaşkın eski eş başkanı, şimdi ehliyetinizde elinizden alındı.

Siz, gaza geldiğiniz dönemlerdeki, iç ettiğiniz soygunların, delillerini yok etmekle uğraşırken, soydurduğunuz işçiler, sarısı, kırmızısı sendikalarınızı, bir tepmede savurdular. Siz ses çıkarmayınca fillerin fabrikalarını biraz korkutalım derken, filler size gülüyorlardı. Onlar için makineleri söküp götürmek on günlük iş, sermaye korkaktır, tıpkı sizin İsviçre ve diğer ülkelerdeki değişik adlarla yatırdığınız milyar dolarlarınızın elinizden gideceğinden korktuğunuz gibi, geceleri uykularınızı kaybettiğiniz gibi, onlarda gece gündüz bunun hesabını yapmaktalar.

Hukuku iç ettiniz, askeri hiç ettiniz, bankaları ve tüm piyasayı kendi hesabınıza ıskontoya bağladınız, politikayı, kontrol ettiğiniz devletin ortağı ettiniz, günlük olarak televizyonların ekranlarından yarattığınız ötekileştirilmiş düşmanlar aracılığıyla çok kısa süre sonra sıcak savaş alanına dönüştüreceğiniz, gelecek yarattınız.

İşte sizin sağ popülizminiz budur.

Peki, sol popülistler olsaydı ne olurdu, biraz uzun sürerdi fakat, aynı noktaya değişik versiyonda gelirdik. Bu gün sol adına, milliyetçilik var, popülizm var, ihanet var.

Diğer taraftan demokrasinin, eşitliğin nüveleri de gelişerek, var olmaya başladı. Zaten bu umutlar olmasaydı sıcak savaş ortamına daha bir geniş girilecekti. Henüz bu tehlike geçmedi. Sekiz Haziran günü bunu hep birlikte göreceğiz. Bu seçim haksız, eşit bir seçim değil, nedenine gelince devletin tüm olanağı AKP ve Cumhurun başına verilmiş durumda, en önemlisi ise, anti- demokratik bir baraj var. Şimdi siz gelin, bunun demokratik bir seçim olduğunu söyleyin..!

Buna kimseyi inandıramazsınız.

Beş yüze yakın televizyon kanalı sağ popülizme çalışıyor. Uçuruma geldiklerinin farkında bile değiller, ölüme gidişlerini bile anlayamayan bir halk, kefenimle yola çıktım diye söylenen lider, dünyanın eşi olmayan lüksünü yaşayan, aslında, gariban bir kökenden geldiğini de söyleyen, dayı bir önder.

İşte çağımızın en ilginç, en tipik, sağ popülizmi ve en sağ  politik cahil halkı..! 

Ha unutmuştum, Aziz Nesin ne demişti ?.............!