Şuanda 286 konuk çevrimiçi
BugünBugün525
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8249
Bu ayBu ay8249
ToplamToplam10476673
Viyana havaalanında teknik takip ve Kazım PDF Yazdır e-Posta


Türkiye’ye gitmek istedim ve acil biçimde çantamı hazırladım. Yakınlarım beni hemen Viyana hava alanına en kısa zamanda ulaştırdılar. Ben çantamı kaptım çabucak, bankoya yetişip bavulu verdim. Yerimi ayırtıp pasaportumun içine biletimle yerleştirdim. On beş dakika var uçağın içine girilmesine, hemen İbrahim yoldaşımı aradım.

- Bir isteğin var mı? İbrahim yoldaş.

- Sağ olasın tüm herkese benden selam söyle.

- Aleyküm selam İbrahim yoldaş.

- Kazım yoldaş uçağı kaçıracaksın yahu.

- He vallahi yoldaş uçağı kaçıracağım (saate bakıp sağa sola da bakarak)

- Çabuk yoldaş acele et.

- Acele ediyorum İbrahim yoldaş.

Ortalıkta beş on kişi etrafımı çevirip yüzüme bakıyor, Allah Allah, acaba niye bana garip garip bakıyorlar acaba?

- Yoldaş kapatıyorum uçağı kaçırıyorum.

Dedim. Hemen üstüme iki kişi saldırdı. Ben birine bir yumruk attım, adamlar sivil, niçin benim elime koluma sarıldıklarını anlayamadım, şaşkınlık içindeyim.

- Ne oluyor ya –diye bağırıyorum bu sefer sekiz kişi ve arkasından daha çok kişi benim üstüme çıkmaya ve yere yıkmaya başladılar. Kolumu kıvıran, ayağımı çeken, kafama tekme atan, tam bir linç saldırısı oldu.

- Bana niçin saldırıyorsunuz diye bağırıyorum (kimse cevap vermiyor).

- Sizi mahkemeye vereceğimmm – dinleyen yok.

Sonunda beni sorgu odasına aldılar; Hangi uçağı kaçıracaktın? Kimden emir aldın? İbrahim ile ne ilişkin var? Eylemi hangi amaçla yapacaktın? Daha nice sorular….

Ben anladım ki,  İbrahim yoldaşı teknik takibe almışlar, bende ona takılınca telefonda, beni paketlediler. Sonra kendi kendime gülmeye başladım. Onlar da anladılar bir hata olduğunu, fakat benim vurduğum iki kişi resmi görevliye saldırmaktan mahkemeye vermişler. Hal bu ki, benim kolum kırıldı, ben şikayetçi olmadım.

Baktım olacak gibi değil, avukata verdim davayı, sonra kontrol kamera kayıtlarını mahkeme inceleyince polisi hatalı bulmuşlar.

Ne zaman İbrahim’i arıyorum, artık, kaçırma, vurma, gibi laflar etmiyorum. Neme lazım kardeşim, öbür kolumu da mı kırdırayım yani, değil mi?

Zaten kısa zaman önce de Cahit dostumu “Sortie”(çıkışı) ararken de İbrahim oradaydı, ona da sortie sigara cezası verdiler, çünkü, iki karton sigara getirmiş Viyana’ya, eeee kardeşim İbrahim’e takılan yanıyor. Adam interpol’de aranıyormuş, ne bilelim. Kırmızı bültenle aranmak budur galiba, ama, bu güne kadar anlamadığım, Viyana polisi Türkçe konuşmayı nasıl dinledi?