Şuanda 405 konuk çevrimiçi
BugünBugün611
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8335
Bu ayBu ay8335
ToplamToplam10476759
Keşke yanlış yapmasaydık dememek için PDF Yazdır e-Posta


Maraş, Malatya, Çorum, Gazi daha niceleri, geçmişte Dersim, daha yakın zamanda Roboski katliamları unutulmadı. Bunların hesapları sorulmadan yenileri daha katmerli bir şekilde uygulanmaktadır. Alevi ve Kürt köylerine saldırılar başlatarak, ormanlarını ve tarlalarını yakarak, göçe zorlamak istemeleri neyi ifade etmektedir. Faşizmin tohumlarını büyüterek denek halklar gibi Anadolu’nun sade ve saf insanlarına saldırmak bir milletin üstünlüğünü mü anlatmaktadır, yoksa hırsızlık ve emeğe el koymanın makyavel politikası mıdır?

Evinde yiyecek aşı ve hiçbir geliri olmayan, olsa da kıytırık bin lira maaşla beş nüfus besleyen bu insanlardan ne istiyorsunuz? Kürdü, Çerkezi, Alevisi, ortadan kalkınca, senin soygunun ve sömürün duracak mı? Duracaksa diğer halkların bekası için bu ülkeyi terk edelim ! Osmanlıdan bu yana, bize uyguladığınız bu zulme dur demenin zamanı geldi ve geçiyor.

Çeşitli din okullarında yetiştirerek devletin polisi ve jandarması yapılan despot yapıya da Türk Alevi kökenli olarak şunu söylemek istiyorum, bizlere baskı yaptığınız süre, sizler rahat yüzü göremeyeceksiniz. Türk ırkının üstünlüğü hayaliyle yaşayan despot mantık, üstünlük, ezmekle değil, adalet ve eşitlikle, yani bölüşme ile olur.

Hele birde Alevi kökenli faşist anlayışlar var ki, kendini veya geldiği toplumu inkar edenler, bunlar için tamı tamına doğru tanım, beline silah sokmuş, ya polis ya asker olmuş halk çocuğu olmasına rağmen, halkına silah çeken ve onun üstünde zıplayan karaktersiz ve kişiliksizler hizmetlileri, devletin temsilcisi görüyorlar kendilerini.

Devlet araçtır, ona taparak hizmet vermek, paraya tapmayla, kapı kulu olmakla yada azap çekmekle eş anlamlıdır, yani sizler her sözü yerine getiren köleler, ne kadar kendinizi ve halkınızı aşağıladığınızı biliyor musunuz. Birey ve bireyler olmadan devletin olamayacağını kavrayınız.

Alevi köylerine yakın dönemde fişlemek için girenler, Alevi dernek başkanlarına saldıranlar, köyleri veya onların ormanlarını, tarlasını yakarak göçe zorlayanlar, unutmayın ki yuva yıkanların bir gün yuvası yıkılır, sizde mağdur olduğunuzda o zaman adaleti arayacaksınız.

Şimdi devranınızı sürün bakalım, bu öfke sizi nereye götürecek?

Yıllardır karşı çıktığım şovenizme paralel şeyler yazdım, fakat gerçek şu ki, Alevilere saldırıları tekrar başlattılar, ulusalcı olan Alevi tabanı maalesef hala milliyetçilik edebiyatı yapıyor. Kendisini ezeni savunuyor, kesilecek kurban olduğundan haberi yok, bakınız Suriye’deki  halk ta bu aşamaya gelineceğini bilmiyordu, eğer bilseydi hazırlığını yapmaz mıydı, direnmez miydi? Şimdi bizim başımıza da aynı şeyleri getirmek istiyorlar. Tarihte hep böyle oldu, tarihi tekerrür ettirirsek o zaman  lanetli oluruz. Gelecekte Alevilere daha büyük saldırılara başladıklarında doğal direnme hakkını kullanamazsak, gelecekte hak iddia edemeyiz, etmeye de hakkımız olamaz.

Gelecekte keşke, dememek için, Alevi solcusu, ulusalcısı, milliyetçisi, sağ demokratı ve aydını, aklını başına al, önündeki karanlık yolu anlamaya çalış birlik ve beraberlik içinde, inananı, inanmayanı, devletlisi devletsizi, adalet ve eşitlik temelinde barışın yanında yer al, işgalci ve komplocu emperyalist uzantısı iktidar ve onun yandaşlarını desteklemekten vazgeç, sonra ölen ve öldürülen yakınlarının başında ağıt yakarken ‘KEŞKE’ dememek için uyan artık…

İhsan Sagmen   10.08.15