Şuanda 376 konuk çevrimiçi
BugünBugün589
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8313
Bu ayBu ay8313
ToplamToplam10476737
Önce kadınlar evlerinden dışarı çıkar... PDF Yazdır e-Posta


« Böyle dönemlerde örgütlü ya da , örgütsüz olsun hiç farketmez, toplumsal başkaldırı günü geldiğinde önce kadınlar evlerinden dışarı çıkar, sokaklarda haykırmaya başlarlar.  Gelmekte olan tehlikenin büyüklüğünü ilk önce farkeden onlardır. Kadınlar başlarını kaldırdı mı, esirler dünyasının sonu gelmiş demektir. »

Özgürlük, günü gününe içinde olduğumuz ilişkilerde somutta kazanılır. Yarına ertelemeden, anında bizi bağlayan , gelişmemizi engelleyen engelleri bir bir aşma kararlılığı göstererek kazanırız özgürlüğümüzü. Özgürlük hem kendimiz, hem de  herkes içindir. Bizler böyle biliriz, böyle algılarız özgürlüğü.

Biz nasıl bir Türkiyede yaşıyoruz ? Bu nasıl bir toplum ? AKP’ye oy veren  ‘’dini bütün’’ insanlar bu kadar uzak mı kendinden, kendi özgürlüğünden?

Önceki gün sosyal medyada yayınlanan fotoğrafta, cansız vücudu yere yüzükoyun bırakılmış çıplak bir kadın gerilla görülüyordu.Etrafında kiminin eli eldivenli, kiminin eli silahlı yüzleri gizli erkekler. Kadın gerillanın vücudunda eli kanlı iktidarın utanç izleri var. Varto’da güvenlik güçleriyle girilen çatışmada yaşamını yitiren gerillanın kod adı ‘Ekin Van’, gerçek adı Kevser Eltürk olarak açıklanmıştı.

İnsan bu görüntülere bakınca tüyleri diken diken oluyor. Olayla ilgili Valilikten yapılan açıklama da olaya tuz biber eker cinsten; "10.08.2015 tarihinde İlimiz Varto İlçesi kırsalında güvenlik güçlerimiz ile girdiği çatışma neticesi etkisiz hale getirilen PKK terör örgütü mensubu bayana ait bazı görüntülerin sosyal paylaşım sitelerinde yayınlandığı tespit edilmiştir. Kamuoyu ve Valiliğimizce kabul edilemeyecek şekildeki bu görüntüleri çeken, yayınlayan ve sosyal medya’ya servis eden kişi veya kişiler hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmıştır" denilen açıklama okunduğunda kolaylıkla anlaşılacaktır ki, Valiliğin bu insanlık utancının faillerinin bulunup, cezalandırılması hakkında herhangi faaliyeti, kınaması olmadğı gibi  üstüne üstlük görüntüleri çeken, yayınlayan ve sosyal medyaya servis eden kişi veya kişiler hakkında adli ve idari soruşturma başlatılmıştır deniyor.

Katliamı meşru gören, önüne geleni vuran , öldüren, tecavüz eden bir iktidar zehirlenmesine karşı çıkmayanlar, devlet destekli yapıldığı aşikar olan hırsızlığa, kendi şahsi menfaatleri için ülkenin  uçuruma sürdürülmesine göz yumanlar suçludurlar.

Onlar trübünlerde oturup gençlerin, kadınların, çocukların ölümünü alaycı bakışlarla , kahkahalarla seyrederlerken bizlerin bu katliama, bu zülme daha ne kadar dayanacağımız konusunda mutlaka birbirleriyle bahse giriyorlardır. Ama şimdi korkuyorlar. Bu baskı ve şiddet ortamı böyle devam ederse kaçınılmaz olarak büyük bozgun gelecektir. Onların kapılarına da gelecektir sonunda.

Bize tarih bolca kanıt sunuyor; bu güne kadar hicbir toplum üzerine böyle gelinmesine, çocuklarının , eşlerinin yakınlarının,arkadaşlarının katledilmesine , tutuklanmasına , yaşam alanlarının hunharca kısıtlanmasına, kirletilmesine uzun süre sesiz kalmamıştır.

Böyle dönemlerde örgütlü ya da , örgütsüz olsun hiç farketmez, toplumsal başkaldırı günü geldiğinde önce kadınlar evlerinden dışarı çıkar, sokaklarda haykırmaya başlarlar.  Gelmekte olan tehlikenin büyüklüğünü ilk önce farkeden onlardır. Kadınlar başlarını kaldırdı mı esirler dünyasının sonu gelmiş demektir.

‘’Ateş düştüğü yeri yakar’’derler ya, eksik demişler; ateş düştüğü yerden daha fazlasını yakıyor. Canını  ciğerini savaşta yitiren, çocuğu ateş altında olan her kadın tetikte yaşıyor günümüzde.

Kadının özü yaşatmaya endekslidir öldürmeye değil. Sırf bu gerekçeyle de olsa savaşa en çok kadınlar karşı çıkar.

Bakın sosyal medya’da yayınlanan video kasetlerine .  Bu güne kadar yıllardır bu ülkede akan kanın durması için mücadele eden , ‘’faili meçhul’’e giden yakınlarının ardından hak mücadelesi yükselten Barış anneleri, Cumartesi anneleriydi. Şimdi sıra asker annelerine geldi. Asker anneleri de babaları da evlerine cenazeler geldikçe Erdoğan’a ‘’Oğlunu askere gönder’’ diyerek bu soygun düzenindeki eşitsizliklere ve haksızlıklara karşı çıkıyorlar. Onlar da sokaklara çıkmaya, iktidar düşkünlerine hesap sormaya başladılar. Bu karşı çıkışların artık örgütlü yapılması gerekiyor.

Ortalık kan deryasına dönmüş, işşizlik almış başını gitmiş, dolar fırlamış, çalışanların gelir düzeyi düşmüş; iktidar zehirlemesine tutulmuş AKP’li bakanlar, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yaveri başbakan hala tek başına iktidar olma  hesapları yapıyorlar. Başlangıçta karşıymış gibi görünmekte sakınca görmedikleri  askeri vesayet rejiminin emir komuta düzeneğini yeniden kurmakla meşguller.

Ambülansta yatan yaralı eylemcileri kurşunlayan, olmadı önlerine gelen evi basıp odunlukta katlettiği çocuklara gerilla kıyafeti giydirerek teşhir eden, kim olursa olsun bir Kürt görünce kudurmuş köpekler gibi saldıran kontralardan güç alır gibi: ‘’Telaşlanacak bir şey yok , asker ve polis devrede’’ diyor Erdoğan.  Büyük Türkiye’nin yüksek çıkarları için siyasal yaşamının en büyük hatası o koltuğa oturmak  olan başbakan objektife sırıtarak poz veriyor. Millet can derdinde onlar koltuk ve mal derdinde.

Jandarma Astsubay Başçavuş Nurettin Öztürk’ün yakını 81 yaşındaki Döndü Tekin, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a tepki göstererek “81 yaşındayım, atsın beni de içeri ama gençler ölmesin”. “Bu fakir vatandaşın çocuğunu öldürmesin. Kendi çocuğu yatta yaşayıp da… Hep fakir çocuğu ölüyor, yazık değil mi?”diyor .

Bakın  acısını yüreğine gömüp sesini yükselten yine kadınlar !

Ne duruyorsun ey halkım! Yeter artık deme vaktin gelmedi mi !