Engin Erkiner
Bolivya ve uzun ikili iktidar (263) | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
Bugün | 3135 | |
Dün | 2340 | |
Bu hafta | 7457 | |
Bu ay | 7457 | |
Toplam | 10475881 |
Konuk Yazılar
Sürgünde mücadeleci kadın olmak | |
Bütün Yazılar |
Seni asla başkan yaptırmayacağız |
15 Temmuz Cuma gecesi herkes gibi, Türkiye’de yapılan bir darbe girişimini TV kanallarından öğreniyoruz. Tüm Türk kanallarında gösterilen ve TRT kanalında yayınlanan darbe girişimi yapanların Yurtta Sulh Konseyi imzasıyla okunan bildiri en çok dikkatimi çeken oldu. Dünyanın hiçbir yerinde ABD’nin haberi olmadan darbe yapıldığını yapılmayacağını başta bilmek gerekir. Hangi demokraside 12 Eylül yasalarını savunanlar, darbeye karşı olup da demokrasiye sahip çıkıyor. Kendi çelişkisini içinde yaşayan bir anlayış demokrasiyi nasıl savuna bilir? Suriye’deki cihatçı yapılanmaları desteklediği Türkiye hakkında suçlamaların ayyuka çıktığı, sokağa çıkma yasaklarındaki insan hakkı ihlallerinin uluslararası camiada gündeme getirildiği bir ortamda, acaba tüm sorumluluk darbecilere mi yüklenecek? Öyleyse, bu ülkeyi şimdiye kadar darbeciler yönetiyordu da biz mi farkında değildik? Diğer taraftan Kürt halkına karşı aylarca süren saldırı ve imha politikalarının karşısında diz çökmeyen, Kürt halkı karşısında acizliğini yaşayan AKP tek çare olarak da kendi yaptığı darbe içinde bir darbe oyununu yaratarak kan toplaması buna bağlı olarak ta Seni başkan yapmayacağız söylemini kırmaktır. (…)1 Kasımdan sonra saldırılarını kat be kat çoğaltan AKP diktasının Kürt halkına 1938 ve 90 yılları adeta bir daha yaşatılmaktadır. 10 günden beri sokağa çıkma yasağı konulan Silvan’ın kimi mahallelerine şimdiye kadar binlerce insanın evinden yurdundan ederek saldırılarına devam etmektedir. Daha önce bayrak yakma provakasyonlar yaratarak milliyetçi şovenist Kemalist anlayışlarını peşine sürükleyen AKP bu gün halkın haklı olan darbeye karşı olan temiz duygusunu kullanarak darbeye karşı sahte demokrasi adı altında darbesini kurumlaştırmaya çalışılmaktadır. Bütün bunları yaparken de darbecileri engellemek adı altında OHAL ilan ederek ulusalcı şovenist tüm kurumları peşinde sürüklemeyi de başarıyor. Zira artık Kürt halkının yılardan beri yaşadıklarının bir bölümünü Batıda yaşamaya başlayacak diyebiliriz. Burda asıl amaç tüm demokrasi güçlerine karşı savaş ilan etme girişimidir. Bunu yıkmanın tek yolu artık tüm sol hareketleri birleştirecek direniş cephesinden başkası değildir. Bu cephe kurulmadan asla kurtulamayacağımız gibi, aydınlığa karşı karanlıklar galip gelecektir.
|