Şuanda 390 konuk çevrimiçi
BugünBugün3338
DünDün2340
Bu haftaBu hafta7660
Bu ayBu ay7660
ToplamToplam10476084
Sosyalistler şimdi ne yapabilir? PDF Yazdır e-Posta


 

 

Devlet yeniden örgütleniyor ve bu ilk defa olmuyor; 1960, 1971 ve 1980’den sonra örnekleri yaşanmıştı. Önceki yeniden örgütlenmeler başarılı askeri darbelerin ardından gerçekleşirken, şimdi olan Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı başarısız darbesinin ardından gerçekleşiyor. Yeniden örgütlenme devletin başlıca kurumları arasındaki ilişkinin değiştirilmesi ve geniş bir personel tasfiyesini içerir. 1960 ve 1980 sonrasında olduğu gibi yeni bir Anayasa yapılması da söz konusu olabilir.

Cumhuriyet tarihi devlet içindeki kavganın ve tasfiyelerin tarihi olarak da okunabilir. Bu kavga farklı sınıf ve odakların kavgası olabileceği gibi; 12 Eylül örneğindeki gibi devlet otoritesini felce uğratabilecek kadar güçlenmiş, polis, meslek odaları, sendikalar ve milli eğitim gibi alanlardaki kadrolarıyla etkili olmaya başlamış devrimci harekete saldırı temelinde de gerçekleşebilir.

Ne gerçekleşmeyen darbede ne de sonrasındaki gelişmelerde asıl hedef sosyalistler değildir. Burjuvazinin farklı kesimleri arasındaki ittifak ve kavga belirleyicidir.

Burjuvazi içinde bir yandan barış vardır: İstanbul merkezli sermaye olarak bilinen ve AKP iktidarı süresince değişik kısıtlamalarla karşılaşan kesimle, islamcı sermayenin bir kesimi barıştı ve Gülenci olarak bilenen diğer kesimi tasfiyeye yöneldi. Parçalanma Kemalistler arasında da yaşanıyor: Gülen ile ittifak içinde darbeye yönelenlerle, böyle yapmayanlar özellikle ordunun subay kademesinde ayrıştı. Tutuklamalar ve ihraçlarla bu iki kesim ekonomiden, basından, ordu ve polisten tasfiye ediliyor.

Bu barış uzun sürmeyecek, farklı sermaye kesimleri ve bunların devletin değişik kurumlarındaki (partiler, mahkemeler, güvenlik örgütleri) doğrudan veya dolaylı temsilcileri arasındaki kavga yeniden başlayacaktır. AKP tasfiyeleri muhalif her kesime yayarak gelecek sürtüşme ve pazarlıklar için güçlenmeye çalışmaktadır.

Burjuvazinin barışan farklı temsilcilerinin Kürt hareketine karşı tutumu darbe öncesindeki gibidir: saldırıların sürmesi ve HDP’nin dışlanması…

Devlet içindeki çatlağın tamiri zordur. Ordu içindeki tasfiyeler 27 Mayıs’tan beri alışılmış olmakla birlikte, ordu ile AKP tarafından ordu gibi örgütlenmiş polis arasında ilk kez büyük çatışma yaşanmıştır.

AKP ve Erdoğan’ın ne devlete ne de islamcı güçlerin tamamına hakim olmadıkları görülmüştür.

Sosyalistler devletin ve burjuvazinin içindeki bu kavgadan etkin olarak yararla-nabilecek güce sahip değildir.

Sosyalistler ne yapabilir?

Bir bölüm sosyalist AKP ile barışarak yeni iktidar bloğu içinde –hükümete ortak olmasa bile- yer alan CHP’yi solculaştırmayı deniyor. 1960 sonrasındaki tarihin de gösterdiği gibi, CHP ancak dışındaki sosyalistler güçlü olduğu zaman solculaşır. Bu gerçek dikkate alınmadığında bir bölüm sosyalistin CHP’lileşmesi ciddi bir tehlike olarak ortaya çıkar.

“Barış ve demokrasi cephesi” ya da benzeri isimdeki büyük ve boş belirlemelerden sakınmak gerekir. Yıllardan beri denenen ve gerçekleşmeyen büyük birlikler sonuçta umutsuzluk yaymaktadır. Küçük birlikler –zor da olsa- yapılabiliyor ama sosyalistlerin içinde bulunduğu zayıflık ve dağınıklığı ortadan kaldırmıyor.

Emekçilere, sosyalistlere, kadınlara, Alevilere, farklı kimliklere, makul olmayan Kürtlere yönelik saldırılar sürecektir. Keyfi yasaklar, doğanın talanı, insan hakları ihlalleri sürecektir. Sosyalistlerin yapması gereken büyük konuşup küçük işler yapmak değil, güçlerine uygun oranda yapılabilecek olanı yaparak buradan gelişmeye çalışmaktır.

MHP’nin desteklediği, CHP’nin bazen ekarte edilip bazen desteklediği AKP merkezli bu saldırıyı püskürtebilecek durumda değiliz, ama ciddi olarak yavaşlatabiliriz, bazen durdurabiliriz. Bunu yapabildiğimiz oranda güçleniriz, güç dengesini lehimize olarak değiştirmeye başlayabiliriz.

Ne istediğinizi biliyorsanız ama ona ulaşmak için uygulanabilir bir planınız yoksa, istediğinizin de fazla önemi yoktur.

Öfke, potansiyel ve hemen her yerde mücadele var. İttifak içinde bu mücadelede birlikte yer alabilirsek, sosyalistler için gelişmenin yolu açılacaktır.

Teorik ve pratik olarak açık bir duruşa sahip olmak bugün hepsinden önemlidir.

Fazlasıyla büyük hedefler belirleyip yapamamak değil; yapılabilecek olanı hedeflemek, yapmak, başarı kazanmak ve böylece daha ileri hedeflere yönelmek mümkündür.

TDAS PLATFORMU