Şuanda 29 konuk çevrimiçi
BugünBugün3131
DünDün2340
Bu haftaBu hafta7453
Bu ayBu ay7453
ToplamToplam10475877
Dinci hareketlerin öğrettikleri PDF Yazdır e-Posta


Türkiye’nin ilerleme tarihinde dinci hareketlerin çok büyük etkisi var, fakat, bu etki, yüzlerce yıl ulaşmamız gereken seviyeye değil, ulaşmamamız gereken en alt düzeyde bırakma etkisidir.

İnanç olarak İslam, bir Allah’a, bir kitaba, bir peygambere inanıyorsa, niçin binlerce tarikat ortaya çıktı?

Anadolu toprakları baz alınırsa, geçmişte ve bugün, pratikte yüzlerce aktif olan dinci faaliyet var, bunun bir anlamı olabilir, o da siyasettir. İslam, Kuran ile sistemli teorik formasyonla verilmiş ise bunun lamı cimi yok, gerisi hikayedir.

Şu an Fetullah denen hareketinde siyasetten başka yaptığı bir şey değildir. Bu tarikatın yanı sıra onlarca büyük örgütlü güç olan sofu örgütlenmelerin, halkı fetva ve din yorumlarıyla oyalayarak, günlük yaşamı kontrol altına alabilmektedirler. Örneğin; İsmail ağa tarikatı da böyle bir yapılanmadır.

ABD yüzlerce yıl Robert kolejlerden yetiştirdiği öğrencilerle ülkeyi kontrol altında tuttu ve istediği yöneticiyi atadı. Önüne çıkan Kemalist engelleri de temizledi. Geriye kalan, insanları yönetime adapte işi, sofu tarikatlardan kendine en iyi bağlı olan yapıları kullanarak yapıyor.

Silahlı kuvvetlerin yapılanmasına gelinen noktada, Kemalist olanlar, solcular ve sosyalistler giremez, peki kim girecek bu orduya? Ruhu köle olan insanlar..!

Fetullah dinci hareketini ben kişisel olarak biraz basite almıştım. Taşrada ve metropollerde, öğretmen, doktor, asker, bankacı ve benzeri mesleki dallarda korkunç bir ağ kurulmuş, bu ağın içinde iktisadi yapılanma tıkır tıkır çalışmış.

AKP parti olarak Fetullah hareketinin sisteminin oluşumuna ve gelişimine merkezi düzeyde hizmet etmiş, ne istenirse verilmiş. Demek ki, yarattığınız yapılanma taban olarak geniş ise, size, iktidarda kalmak isteyenler, dikkate alıp istediğinizi veriyorlar. Bir anlamda siz iktidarın ortağı oluyorsunuz.

Böyle dinci yapılanmalar, iktidar ortağı olursa, otomatik olarak devletin çoğu olanakları onların eline geçtiğinden, tüm meslek dallarında kendi üyelerine tercih hakkı kullanma yoluyla, daha hızlı büyüme elde ediliyor.

Son görevden almalar da bunu zaten gösteriyor. Var olan görevden alma eylemleri sizleri aldatmasın, bunların yerine başka tarikatlar yerleşecektir, oyunun kuralı bu çünkü.

Taşrada köy yapılanmalarına şahit oldum, o köyde Fetullah imamından izinsiz, yaprak bile kıpırdamıyor.

Teorik ve pratik olarak oranın iktidarı din yapılanması yoluyla imamın eline geçmiş bulunmaktadır. Siz televizyon, radyo, gazete ve internetten istediğinizi anlatın, o köy halkı Cuma namazındaki veya sorumlu imamın ağzından çıkana inanıyor.

Yeni yetişen gençlerin imam hatiplerin yolunu tutmasını pratik olarak anlamak gerekir. Atanamayan binlerce öğretmen polisliğe yöneliyor, yada, küçük ticaretçi oluyor. Yerleşemeyen diplomalı mühendis inşaat işçisi olarak çalışıyor. İmam hatipliler şimdi rağbette, diğer yollar engebelerle dolduruldu. Bu tıkanma, yüz yılımızı etkileyecek ve ilerletmeyi durduracak, karmaşayı, yıkımı hazırlayacaktır.

Böyle bir karmaşalı ve dumanlı günde, Anadolu toprağını yönetmek, emperyallerin daha kolayına gelmektedir.

Dinci yapılanmaların varlığı gelişime engeldir. Bunu bu şekilde kavradıktan sonra, buna karşı nelerin yapılmasının da hesabı yapılmalıdır.

Bilim ve teknolojinin hızla geliştiği çağda, bu derece aklını kullanmayı sınırlayan halk, beyni tutulmuş bir halktır. Bu böyle devam ederse, rea yani feodal olarak güdülen canlı varlıkları, bir anlamda sürü statüsünde değerlendirileceğiz.

Özgürlüğü olmayan, özgür düşünemeyen topluluk, işte, şimdi bu yöne doğru kaymışız, aklımız tutulmuş ve burnumuzun önünü göremiyoruz. Bizlere çok yazık!