Şuanda 166 konuk çevrimiçi
BugünBugün3213
DünDün2340
Bu haftaBu hafta7535
Bu ayBu ay7535
ToplamToplam10475959
Anadolu toprağının fakirleşmesi PDF Yazdır e-Posta


Kışa yaklaştığımız güz aylarında toprağımızdan elde edilen hasatın önemli bölümü olan gövdesi ve kökünün toprakta kalıp, elde edilen fotosentezin toprağa gübre olarak salınımı aslında gübre ve kuvvet anlamına gelmektedir.

Topraktaki bu değerli artık madde ortalama yüzde altmışların üstünde verimi oluşturacak bir doğal gübre olarak geriye dönmesi gerekirken, çiftçilikle uğraşan köylü, sadece ekilen tahılın sap ve kökünü toprağa devirmede(Herk) zorlandığı için, anız yakma eylemine gitmektedir.

Anız yakma üç yönden toprağın intiharıdır: Toprak yanarak nem kaybeder, içindeki ve yüzeydeki mineral ve gazlar değişime uğrar ve güç kaybettirir, zayıflatır.

Doğal artık gövdenin gübre oluşumunu engeller.

Üzerinde bulunan mikro organizma ve yaşayan her türlü küçüklü büyüklü hayvanı yakarak öldürür, öldürmese de yaralar ve yararsız hale getirir.

Kapitalist ekonomi, toprağın işlenmesini makinalaştırdı fakat, suni gübre ve GDO’lu(Genetiği değiştirilmiş organ) tohumun kullanılmasıyla, et, süt, yumurta, ekmek, mısır ve yağların gerçek olmayanını ürettirerek, insanın esas kullanacağı tüm gıdaların sahtesini ürettirmiş olmaktadır.

GDO’lu yemi tavuğa, koyuna, keçiye, inek ve öküze verirseniz, onlardan elde edeceğiniz tüm değerler doğal olmayacaktır. Deli dana hastalığının başlangıcı da bu sebeple olmuştur, Çünkü; kadavraları un haline getirip kemikteki vitamin ve kimyasalları ot yiyen hayvanlara verince, organizmaları ota ayarlı olan vücut, et yiyen durumuna getirilerek, hastalık kaynağı yaratılmaktadır.

Toprağın işlenmesi ve gübre politikası bu anlamda çok önemlidir.

Devletin bildiğim kadarıyla has tohum koruma ve saklama teşkilatı yoktur. Örneğin Almanya’da en az iki noktada yıkım ve radyoaktiften etkilenmeyen bir dağ altına çok özel korumayla tüm ülke ve dünya ana tahıl tohumları her türlü tehlikeye karşı koruma altına alınmıştır.

Türkiye’de gazeteler bu tür koruma haberleri yazdılar ancak pratiğini görmedik. Silolardaki tohumlar ticari amaçlı bekletilmesi buna dahil değildir elbet, yani tohumun binlerce yıl korunmasını amaç edinmeliyiz.

Şimdi gelelim gübrelerin çeşidi ve kullanılmasıyla ilgili bilgilere;

Gübreler yapılarına göre ikiye ayrılır:

İşletme Gübreleri

Ticari Gübreler

Kimyasal gübre:

Toprakta olması gereken inorganik maddelerin eksik olması durumunda desteklemek amacıyla (resfiriksiyon) doğal olmayan kimyasal yöntemlerle üretilen maddelere kimyasal gübre denir.

Kimyasal gübre toprağa verildiğinde ilk olarak toprağın pH ını değiştirir ve topraktaki organizmaların çalışmasını engeller. Topraktaki kimyasalların etkisiyle meydana gelen reaksiyonlar mikro organizmalı dengeyi bozar. Mikro organizmalı yaşamın olmadığı bir toprakta bitki böcek artıklarının toprağa geri dönüşümü olmaz ve toprak sürekli fakirleşir. Kimyasal gübrenin meydana getirdiği bu olayın en güzel örneği dağlardaki toprakların fakirleştiğini verebiliriz.

Toprakta eksik veya alınmayacak olan bitki besin elementleri bitkinin kullanımına kimyasal gübre ile sunulmuştur. Bu yüzden sadece bitki düşünülmüş, toprak yapısı göz önüne alınmamıştır. Bozuk topraklarda bitki toprak besinlerinden yararlanamaz bu yüzden gübre oranı arttırılır ve toprak organik maddelerce fakirleşmeye başlar ve toprak canlılarının biyolojik faaliyetleri azalır, toprak yapısında bozulmalar görülür. Bu nedenle toprağın üst kısımları kumlaşırken alt kısımlarda taşlaşmalar başlar ve bunun sonucunda topraklarımızda;

Tuz konsantrasyonunun yükselmesine,

Yer altı suyunun kirlenmesine,

Mikro organizmal faaliyetlerinin azalmasına,

Kimyasal olarak verilen gübrenin topraktan çabuk

Yıkanmasına,

Verim ve elde edilen ürünün kalitesinin düşmesine,

Erozyon ile toprak kaybına neden olmaktadır.

İçme suyu kaynakları yanlış gübrelerle kirletilirse yaşadığımız alandaki yerleşim yerleri insanın ve canlıların aleyhine gelişir, bu da intihar anlamına gelmektedir.

Bu zararları ortadan kaldırabilmek için, topraklarımızın organik madde ihtiyacını karşılamak üzere ORGANİK GÜBRELEME yapmamız gerekmektedir.

GÜBRELERİN YOL AÇTIĞI ÇEVRE KİRLİLİĞİ

Çevre kirliliğine ve doğal dengenin bozulmasına neden olan en büyük etkenlerden biri yoğun olarak kimyasal maddelerin kullanıldığı tarımsal faaliyetlerdir. Üstelik kimyasalların kullanıldığı tarım yöntemi yalnızca çevre kirliliği ve doğal dengenin bozulmasına neden olmamakta aynı zamanda besin zinciriyle tüm canlılara ulaşarak yaşamlarını tehdit etmektedir. Bu tehdidin sürekliliği ve hızla ilerleyişi her geçen gün doğadaki geriye dönüşü biraz daha zorlaştırmaktadır.

GÜBRELERİN YOL AÇTIĞI SU KİRLİLİĞİ

İnorganik kimyasal gübreler, kullanımda, kolaylıkla taşınabilirliği ve araştırmalara göre sağladıkları yiyecek ilavesiyle dünyadaki her üç kişiden birini besleyerek üretime yardımcı olsalar da bazı olumsuz etkilere de sahiptir.

Azot ve fosfor bileşikleri içeren inorganik gübrelerin bitkiler tarafından alınmayan kısmı , yağmur ve sulama suları ile topraktan yıkanarak su ortamına taşınmaktadır. Azot ve fosfor biyokimyasal reaksiyonlar sonucu nitrat ve fosfata dönüşür.

Bunlar;

Toprağın su tutma gücünü düşürür.

Yağmur suyunun toprak boyunca sızmasıyla kimyasal gübrelerdeki nitrat toprak suyuna karışır. Kuyulardan alınıp içme suyu olarak kullanılan sulardaki nitrat konsantrasyonu 45mg/L nin üzerine çıktığında bebeklerde methemoglobinemia (mavi hastalık) yaparak zehirli hale gelir.

Su yüzeyinin yakınında kültürel ötröfikasyona yol açar. (Anahtar element fosfordur.) Oksijen tüketimi ve balık ölümleri olur.

GÜBRELERİN YOL AÇTIĞI TOPRAK KİRLİLİĞİ :

Kimyasal gübrelerin toprak üzerinde olumsuz etkileri hemen fark edilmemektedir.

Kirleticilerin toprakta getirmiş oldukları zararlar:

Ürün potansiyelinde düşüklük ,

bitkisel üretiminde kalite bozukluğu,

bilim esaslarına uygun olmayan aşırı gübreleme ,

toprak verimliliğinin bozulması,

Toprak reaksiyonunun bozulması,

Toprakta mevcut element dengesinin bozulmasına ,

Katkı maddelerinde ağır metaller gibi kirlilik unsurları taşıyan gübrelerin sürekli kullanımı topraktan yıkanması zor olan zehir yüklerinin birikmesine yol açar.

Bu olay sonucunda, bünyesinde toksik maddeleri biriktiren besin ve yemlerle beslenen insan ve hayvanlarla yan etkilere neden olur.

Gübreleme teknikleri uygulanmadan kullanılan kimyasal gübre tıpkı sanayi emisyonları gibi toprağı kirletmektedir. Sulamanın yoğunlaşması ve yanlış sulama teknikleri tuzlanmaya yol açmaya ve ürün desenlerini daha fazla kimyasal gübre kullanımına gerek duyacak biçimde değiştirmeye devam etmektedir.

AB’de ve ABD’ de yasaklanan bir bölüm tarımsal mücadele ilaçları Türkiye’ de kullanılmaktadır.

İşte, bu geri kimyasal üretimi, niçin biz devam ettiriyoruz, bunu anlayamıyorum, Siz anlıyor musunuz?

 

Not:(YN) İnternet üzerinden gübre analiz alıntısı yapılmıştır