Şuanda 72 konuk çevrimiçi
BugünBugün3150
DünDün2340
Bu haftaBu hafta7472
Bu ayBu ay7472
ToplamToplam10475896
Eyalet sistemi gerginliği bir şey değiştirmeyecek! PDF Yazdır e-Posta


Türkiye’nin kaderini değiştirecek olan AKP’nin halkın ününe sürdüğü başkanlık sistemi referandumuna 2 gün kala Devlet Bahçeli'nin AKP'nin kimi kurmaylarının yaptıkları eyalet sistemine geçilecek açıklamasıyla MHP ve AKP arasında çıkan gerginlik gündeme oturdu. Kalıcı olmayan bu suni gerginliğe herkes farklı açılardan, kendi meşrebince yaklaştı. MHP yönetimi ile AKP arasındaki "kutsal" ittifakın bu yüzeysel pürüzlerden etkilenmeyeceğini, değişmeyeceğini bilmek gerekir. Zira bu devletin ana ekseni asırlardır Türkçü ve sünnicidir.



2002 seçiminde Kürtlere haklar verilmeli, savaş bitmeli gibi vaatlerle Kürt seçmene umut olup Kürt halkının umut ve barış özlemleri istismar ediliyordu. Nitekim Kürt halkının barış talebi ve bunun karşısındaki AKP yalanları, destekledikleri İŞİD'in (İD) Suriye'de Kürt savaşcılar karşısında yenilgiye uğraması, ve bunun Türkiye'ye olası yansımaları nedeniyle Dolmabahçe görüşmesine kadar sürdürülebildi.



Dolmabahçe görüşmesinden önce Erdoğan da başbakan olduğu dönemde, Kürt açılımları, reformlar ve Öcalan'la müzakereleri de içeren çözüm sürecini övünerek sahipleniyor, bu söylemlerin arkasında gerçek İŞİD yüzünü saklayabiliyordu. Bu da AKP nin barış ve demokrasi güçlerine karşı savaş açmasının adeta habercisiydi. Buna karşılık, Selahattin Demirtaş'ın "Sayın Recep Tayyip Erdoğan, HDP var oldukça HDP'liler bu topraklarda nefes aldığı müddetçe sen başkan olamayacaksın. Sayın Recep Tayyip Erdoğan, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız, seni başkan yaptırmayacağız" tarihi açıklamasıyla diktatörün başkanlık hevesi kursağında kalmıştır.



Bu gün eyalet sistemi söylemi, AKP nin yıkım ve katliamlarının arkasından kaybettiği kürt bölgelerindeki tabanını geri kazanmak için bir algı oparasyonundan başka bir şey değildir. Kürt halkı bu yalanlara kanmamalıdır.



Tek milet, tek devlet, tek din, tek bayrak söyleminin ve Kürt düşmanlığının birleştirdiği faşist bloğun iç gerginliğin geçicidir ve Bahçeli'nin refarandumda Hayır demesini beklemek saflık olur.

Daha önce de AKP ve MHP arasındaki bir bayrak gerginliğini hatırlayalım;

"Bahçeli, Başbakan Binali Yıldırım’ın ‘Kürdistan bayrağını gündeme getirmenin iyi niyet olmadığına’ yönelik sözlerini hatırlatarak, “Barzani bize tercih ediliyorsa iyi niyetle yorumlayamam, samimiyetle okuyamam” açıklamasında bulundu. Kürdistan bayrağına ‘paçavra’ nitelendirmesinde bulunan Bahçeli, “Sayın Başbakan Barzani paçavrasını gündeme getirmenin iyi niyetlilik olmadığını söylüyor. Kötüye kötü demenin neresi iyi niyetlilik değildir? Ne oldu da Barzani Türkiye’de, hem de şu nazik ve hassas dönemde ağırlandı?” (basından) Bu sözlerden sonra MHP'nin AKP'ye desteği değişmemişti, bu gün de "eyalet sistemi" tartışması AKP'ye karşı tutumu değişmeyecektir.



Diğer yandan Bahçeli'nin referandum tavrının bir ağırlığı bulunmayıp, sadece bir nüans farklılığı getireceği kesindir, zira MHP tabanının küçümsenmeyecek bir kısmının Hayır dediğini biliyoruz. Burada sonuç üzerinde belirleyici olacak şey, Türkiye'de ötekileştirilen halkların Hayır demesidir. ALEVİ kitlesinin büyük bir bölümü hayır demekte, Kürt halkının büyük (%65 ile ortalamanın üstünde) bölümü hayır demektedir. Dolaysıyla AKP ve MHP arasındaki suni gerginlikler büyütülecek bir durum değildir, bir çeşit kan kaybını durdurma işlemidir.