Son iki yıl ziyaret edememiştim, Frankfurt Kitap Fuarını, bu sene uygun oldu ve öğleden sonra oğlumla beraber, gazeteci kimliği olan arkadaşımdan giriş kartını alıp, heyecanla kapıdan girdik. Halle 5.0 de alt ve üstte Türkiye sergilerinin olduğu söylendi.

Çok önceleri çok heyecan verici fuarları yaşadığım için, aynısı olacakmış gibi geldi bana ama maalesef, hiç umduğumu bulamadım.

Sayısı altı yediyi geçmeyen yayınevi, Zeytinburnu Belediyesi ve Diyanetin dışında kimse yoktu. Halle üçte de olduğu söylendi, oraya oğlumu gönderdim, sadece din kitapları olan bölüm olduğu belirtildi.

Benim aradığım, yeni çıkan kitaplar, sadece birkaç kitap dışında göremedim.

Türkiye’de o kadar kitap çıkarılmakta, yurt dışında bunun tanıtımı yapılmazsa, nasıl öğreneceğiz.

Koskoca ülkede yazar mı, yayınevi mi yok, anlamak mümkün değil.

Belki de, kitap yazan yazarlar ve çıkaran yayınevleri yok !?

Diyanetin, Zeytinburnu belediyesinin ve İbrahim Müteferrika adına var olan yayın evine kaldıysak, bu gemi batmış demektir.

Almanya’da Alevi Verlag’da bu bölümde yer almış, gençlerle konuştum. İlginin az olduğunu ve bu yıl çok sönük geçtiğini söylediler.

Halka açık olmamasına rağmen İranlıların standları çok doluydu ve yazarların okumalarını televizyon çekim yapıyordu.

Fuar Cumartesi ve Pazar günü halka açık olacak. Alman yayın evleri çok sayıda basın, yayıncı ve öğrenci ziyaretçisinin akınına uğramıştı. ARD Alman birinci kanalı yerli ve yabancı yazarların konuşma ve tanıtmalarını kayıt ediyorlardı.

Organize fuarda biraz zayıftı, alternatif yayın sergileri ana girişi önünde sergilerini açmışlardı.

Benim isteğim Türkçe kitaplar, neden bu yıl tanıtım yok.

Türkiye kitapsız bir ülke midir?

Yurtdışında yaşayan okur-yazar insan olarak, bu soruları sormak hakkımız olduğuna inanıyorum.

Çok yakında çıkan onlarca kitabı fuarda görmek, ısmarlamak ve direkt oradan temin etmek isterdim.

İki bin on yedi yılının fuarındaki kitapsızlığın, geride kalması dileğiyle, elinizden kitap eksik olmasın, kitapsız olmayın ve kitapsız kalmayın, iyi okumalar.