Engin Erkiner
![]() |
|
Bolivya ve uzun ikili iktidar (263) | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
![]() | Bugün | 3276 |
![]() | Dün | 2340 |
![]() | Bu hafta | 7598 |
![]() | Bu ay | 7598 |
![]() | Toplam | 10476022 |
Konuk Yazılar
![]() |
|
Sürgünde mücadeleci kadın olmak | |
Bütün Yazılar |
mihrac ural'a iftira(!) ediyorlar..! (1) |
![]() |
![]() |
![]() |
1988 baharı’nın ortaları, Mamak'dan Ulucanlara, oradan Bursa E tipine sevk edildim. Böylece, dışarısıyla, (örgüt) temas kurma şansını da yakalamış oluyordum. Eşber dahil, 20 kadar yoldaş oradaydı. HDÖ dahil, diger örgütlerden sevdigim arkadaşların; Özellikle, Muharrem'in orada olmasına oldukca sevinmiştim. Muharrem'le, 1978 bahar aylarından, tahliye oldugum Afyon ceza evinden ayrılalı beri neredeyse hiç görüşememistik. Muharrem yoldaş hala cezaevinde’ydi. Ayrılık’da, HDÖ saflarını tercih eden, sırtımı her mekan ve zamanda tereddütsüz dönebilecegim bir yoldaşımdı. Ilk kez kalabalık bir yoldaş grubuyla uzun süre kalabilecektim. Çocuk sevincindeydim. Geldigim gün aksamının ilerleyen bir satinde, kapi altıdan bizi alan Dev-yolcu bir yoldaş, "Seni hemen bizim kogusa almak istiyoruz, ancak bir iki gün arkadaşlarınla kalman daha iyi olur."diyerek tiyöyü vermişti. Güzel de, yoldaşlarla hasret de giderecegiz. Işte şu Temcit Pilavi gibi ısıtılıp ısıtıslıp önümuze sürülen ‘’Ibrahim Yalçın dosyası’’, böyle bir ortam da elimize tutuşturuldu. Tutuşturuldu dediysem, Örgüt, bir merhaba yerine ilk ziyarette onu göndermişti. İçerde var mıydı, yoksa özellikle mi istettim, Örgüt program ve tüzüğü de elimin altinda mevcuttu. Kısa sürede inceledim. Gerek genel, gerek özel degerlendirmelerde düşündüklerimi arkdaslarlada paylaştım. Yani olay enine boyuna konuşuldu, tartışıldı. Kimse merak etmesin; Bu örgütün Tarihi ayrıntılarına kadar yazılacaktır. Bu baglamda, dışaıya ilettigim ilk kısa iletiye deginmemin yeridir. "…ilgili sorumlulara veya organa; Tüzük ve programatik olarak aynı anlayışta degiliz .Program bana göre cok geri bir programdir. Fiili olarak Örgüt denecek bir yapının olmadıgi kanısındayım. IBRAHIM YALCIN,kendisiyle konusuncaya kadar benim icin, sütten cıkmiş kaşık misali, dün oldugu gibi,bugün de ak ve temiz bir yoldasımdır. Bu yazının aslı ; Mihrac Ural'ın, çok’’ iddialı Arsiv’'inde mutlaka vardır yayınlayabilir. Yoksa da benim kabahatim degildir. Örgüt kanalıyla gönderilmistir. Aksi, örgüte dair vurgunun dogrulanmasıdır. Demek oluyorki bir önceki cagrı yazısında degindigim, "ÖRGÜT YOKTUR" deyişi yeni degildir. Zaten bunu anlayanlar da, anladıkları andan itibaren, Örgütü degil, Mihrac Ural' terk etmislerdir. Mihrac Ural,Bursa cezaevi’den dışarıya gönderdigim bu yazı mutlaka yayınlamalıdır. saf ve temizdik. Yeri gelmişken son eşgal bir resmimi yollayacagim, kariyerist degilim; Alta,yanda nerede istersen,istedigin alt başlıkla yayınlayabilirsin incinmem. Haberin olsun Mıhrac.. Gerçi, Salih yoldas,Paris’ de bol bol çekmisti. Ben hatırlamıyorum ama belki ayni karede bulunuyoruzdur da. Olsun eskimistir( !) ben yine’de göndereyim. Bakın, Salih'e yoldas diyorum hala, Bunu söylerken yerinmiyorumda, Insan bir yani var .Eline yoldas kanı’da bulaşmamıştır. Paris'e gittigimde genellikle onda kalırım. Birde sevgili Mustafa dayıda. Oysa Mihrac Urala nasil iftira edildigini yazacaktik. Alt baslik: Kücük harflerle yazdım, sakın yanlış anlaşılmaya…Sadece alt başlık olması itibarıyladır. Kimse’’ öküz altı’’da "Buzağı" aramasın..! Eşi’nden dolayı güçlü akrabalık ilişkileri vardı. Onlara cok güvenirdi. senden uzaklasmaya da baslamistı. Dogrusu seninle yürünemeyecegını, senden adam olmayacagını oda anlamıştı. ‘’Tehlikeli’’ olmaya baslamıştı...
Yusuf’a her şey anlatılmıs, gösterilmis, açıklanmıştı. Dinletemedim. Yusuf döndü. ‘’Ikimiz’’de peşine düstük. Senden on bes gün gibi bir zaman avantajına sahiptim. Nereden bilebilirdim.Yanildıgımı sonra anlayacaktım. Birde, senin nicin LUXEMBURG üzeri çikışını, başta anlayamamıştım, çözdüm tabii. Banka hesaplarıyla Isvicre’den de ünlü bankalarından birinde para çekmis olabilirdin. Köy gibi kücük bir ülke olsa da, bankaları’nın Basit! bir köyden daha güvenilir oldugunu,biliyor olmalısın. Zamaım vardı. "Kücük kralligina" ugramak. Tırnaklarınla kazıp( !) ot yiyerek! o tepeleri özveriyle, nasıl mütevazi bir hanedana çevirdigini yerinde görmek istiyordum. Onca israrlarıma ragmen,misafirleri oldugum dostlar,her defasında bir yolunu buluyor beni incitmeden, bu istemi mi ustalıkla geçistiriyorlardı. Okadar cok israrci oldum ki, saygı duydugum, düsüncelerine önem verdigim SEROK APO, işe el koymak zorunda kaldi. "Görme duygunuzu anlıyorum. Ancak, bunlar Celepcidir, değmez.Yinede israrlıysan,yanına arkadas verelim,git, gör. Değmez" dedi. Bu vesile ile ‘’kücük Monako’’ yapmayı çok arzuladıgın ‘’ in’'ini göremedim. Kayip sayılmaz.Gerçekten de değmezmiş. Mıhrac, Kimi sohbetlerden edindigim izlenimlere göre, oralarda konumlanan, dostca, ’’ destklerinize mazhar olmuş’’,Türki örgut ve kişilerle ilgili’de genis ‘’dosya’’lara sahipmissiniz. Belliki dedikodu( !) Iftira( !) ediyorlar. Bakmayın basit bir şey sanıyorlar. Bizim buralarda iyi mesleklerden sayılır. Dört yıl okul yapmak gerekiyor. İssiz kalma talihsizligi ise kattiyen yok. Iyi meslektir. Devam et… Sırdaş, arkadaş,yoldaş bazan iyi raksedilen Pavyonlara da gidermissiniz. Iftira( !) Herkes gidebilir. Gevezelik( !) edecek nesi var bunun. Zaman zaman herkesin yapabilecegi bir sey,varsa paran( !) yaparsın tabi. Dogrusu bende pek severim(‘) İyi bir ‘’Raks’’ huzur verir,mesut duygular yaratır insanın içinde. Iyi bir sarap, yada, bir kac yudum ‘’kanyak’’la iiilen kaliteli,marka, bir Puro'nun, agızdaki aroması gibidir Raks. Ilimler ehli, yüce Mevna boşuna mi sever? Dilber dudaklı Civan Raks'ını ...Cahiler( !),yüz yıllardan süzülüp gelmis bir kültür degerimiz oldugunu bilmiyor, birde Pavyon diye küçümsüyorlar. Iftirac( !) utanmazlar..! Evet Mihrac Ural. Dedim ya, senin bulundugun ülkedeydim. Dost evin’de misafirdim. Loş bir köseden bir kaçamak,fena’da sayılmazdı. Sag olsun.Yaşıyorsa Zafer’ler görsün, mihmandarım gezip görülecek tüm yerleri gösterdi. Bir Tarihi düs içinde gönendim dogrusu. Misafir oldugum evin kapısı çaldı. Görevli yoldas açıtı, içeriye, hafif göbekli,ama spor yaptıgı belli,bıyıkları düzenli, giyimi mütevazi,bakışı çakır mavi biri girdi. Evin kuralı geregi, ayaga kalkıldı. El sıkışıldı. Tanıştırıldık. Elindeki katlanmıs kagıdı, görevli yoldaşa uzattı. Oturduk.Çaylar ikram edildi. Görevli yoldas elideki kagıdı okudu.Yakın oturuyorduk. Bana dogru hafif egildi ve "SİZİNKİLER YUSUF'U ÖLDÜRMÜŞLER"dedi. Refleksle adamla gözgöze geldik. Çay’lardan sora gelen kisi kalkti,el sıkışırken bir daha bakıştık. Gittikten sonra görevli yoldas; "iyi bir yurt severdir, MUHABARAT'tandir" dedi. |