Şuanda 152 konuk çevrimiçi
BugünBugün436
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8160
Bu ayBu ay8160
ToplamToplam10476584
şehri şam ve belgelerle mihrac ural PDF Yazdır e-Posta


(solun eski günlerinden,solun darlıklarından ben çıktım kardeşim.Orda kalan varsa sorun onun …MİHRAC URAL)  

Yazının başlığı bana ait değil. Uruba kadrosu’dan ‘’yeni kuşak’’ Mihrac’a ait.

Mihrac’ın, kendi dilinden ,‘’Şehri Şam’ın tanıtımı ve Türkiye devrimci hareketine yaptığı ‘’katkıları’ okumadan önce bir çift sözüm olacak.

Adam gibi ortaya çıkmasını , kim olduğunu ve asıl görevini anlatmalıdır. Kapalı kapılar ardında değil açık açık konuşmalı. Bunu yapmadıgı sürece, onun, rüyalarında gördüğü düşlerini bile yazacağız. Haberi olsun. Bizden söylemesi.

‘’…Belge varmı ? belge’’diye, yeni yetme ‘’velet’ler gibi dikleniyordu. Kendi kaleminden belgeler yayınlıyoruz. Suspus oldu. Her şeyi inkar etmesiyle ünlü olan bu ‘’zat-ı muhterem ‘’, tortop oldu,bir köşeye sindi bekliyor. Korkuyor, korkudan bacakları titriyor.

Kapalı kapılar ardında, kendisini birilerine güçlü göstermeye çalışarak pazarlarken’’ bülbül’’ gibi ötüyor.

‘’her şey iki dudagımın arasında’’ diyor. ‘’benim emrim olmadan,kim ordan çıkabilirdi. Dur dediğim yerde kim hayır diyebilirdi ki’’ diyor.

Karşıda soru soracak kimse yok, bunu biliyor ve ‘’..bu şehrin hakkını kimse yiyemez, bunun bilgi ve belgeleri var, elimde’’diyor.

Heyecanla anlatıyor ‘’..yeter sinirlenirsem devam edemem’’ diyor.

Aklınca hiddetleniyor(!)

‘’Şehri şamın  80 den itibarin takındığı tutum onur verici her türkiyeli devrimci hareketin damarlarında akan kanda mevcuttur bunu biri inkar etsin belgeleriyle yüzüne vururum’’ diyor.

Önce Acilcilere soruyorum. Kim bu adam?

Sonra Türkiyeli devrimcilere soruyorum. Kim bu adam?

Okuyun ve  karar verin.

Okuyun göreceksiniz,’’ Şehri Şam nasılmış? Mihrac Ural kimmiş?

 

‘’……

evet, Şehri Şam, 80'li yıllar ve tüm arbedelerin merkezi

bu Şehri Şamda, bölgenin tüm devrimcileri, Afrikanın da kuzey kesmi tüm devrimcileri  öbek öbek  sıcak kucak buldular. Saddam insan kıyma makinesindan kurtularn Kürdü, türkmeni arabı Şehri Şamın güven dolu, topraklarından yedi içtiler

 Dün ve bu gün ona düşman olan her kes bu şehrin suyun içti, ölüm kaygı ve korkularını attı. kendini toprladı, kimisi ona güven içinde ona küfür ede ede yaşadı enerjisini derledi basamak kullandı.

 ama Şehri Şem bütün bunları hazmetti. taşıdı, sesiz sitemsiz, hatta halkının maruz kalabileceği en acımasız bir savaş tehdidine kadar bu ısrarından vaz geçmedi. siyasi olan hiç bir kimseyi ne pahasına olursa olsun zalim ülkesine teslim etmedi

yüz binler ülkemizden akın akın geldi. sınrların delinmedik kulak arkası bile kalmadı

 

 ana vatan oldu ev oldu ekmek oldu su oldu barınak oldu eğitim merkezi oldu siper oldu. Bu bölgede var olan dün muhalefet bu gün iktidar, dün küçük bu gün büyük örgüt istisnasız Şehri Şamın olmassa olmaz katkısındındır

öyle bir devrimci özgürlük şehri ki, isteyen kendini devlet addedip özel kimlik kartı bastırdı Şam bunu tanıdı, isteyen özel pasaport kırması bir şey icad edip sınırları aşmak istedi ona resmi çıkış verdi. anlaşılmayan mıymıntı kağıtlara bile bu hizmeti her ne pahasına olursa osun yaptı

binler kamplar kurdu, sanki kurtarılmış bölge gibi, yakınları etnik ilişkileri olan seçimlerine bile katıldı aday gösterdi kazandı da , parlamentosunda onu aşkın Türkiye kökenli örgüt militanı girdi

ve daha neler neler. bu şehrin hakkını kimse yiyemez.

 bunun belgeleri ve bilgiler var hepsi elimde.

dün olduğu gibi bu günde küfretsebile ilk sığındığı yer Şehri Şam olmuştur. Ülkemiz on bin milisli bir kıbrısa iki hareket yaptı aç kaldık. Genç bir çocuktum  karanlıkta kaldım  o günler neredeyse ekmek karneye bağlanacıktı. Şehri Şam  40 yıldır kesintisiz dünyanın en güçlü ve en nükleer silahli ülkelerine karşı siyonistlerin maşasıyla savaşıyordu. aç bir gün olmadı, kıtlık bir gün kesilmedi

Faiz de oradaydı

Bu şehir Şam, 12 eylül faşist darbesine karşı gelen bu özgürlük topraklarında bir arada olun dedi, Faşizme karşı birlişik direniş cephesi'ni oluşturan belge ve tutanakları arşivimde olan 14 türkiyeli devrimci örgütün kurdğu girişime ev sahipliği yaptı 14 lider bir arada aralarında  Bu şehrin sofrasında yemek yerken tabağına tükürenleri bile bir ana gibi sesiz ve sitemsiz taşıdı. Bir taner akçam

 ben, mihri belli, teslim Töre, öcalanıın buuludğu bir oturmada, Bu şereflerin en büyüğünü taşıyan Şehri Şaman liderine, faşist diktatör, halkının katili zalim deme özgürlüğünü pervasızca kulanıyordu ve bu şehir bir yaramaz oğlunu sıcak kucağında tutmaktan hiç goconmuyordu

  Bu şehirin nimetlerine yapılan tüm saygısızlıklara karşın bu şehir cömertti. akın akın insanlar ölüm kurkularını  yenereken, militanlar ülkeye dönüşlerini tüm hazırlıklarını bu şehirde yaparak gidiyorlardı. belki bu komşuluk ilişkilerine göre sağlıklı değildi ama halkların özgürlük ve demokrasimücadelesinden yana olmanını böylesi faturaları olduğunu bilen Bu şehri şam, insani ve siyasi görevin

insanı ve siyasi görevini yerine getirmekte bir an tereddüt etmiyordu

yeter sinirlenirsem sonra devam edemem

adamalar tüm ortadoğu halkları için tek başlarına Arap gericilğine el kaideye, direniyorlar. ilk terör olaylarını müslümün kardeşler hareketi en kanlı kıyımı yaparak bu ülykeye ödetti. bunları tümüm ülkemiz tarafından desteklendi ve korundu

merkez kampları vardı sırır boyunca Şehri Şemin iktidarı yıkılır diye  hemen dönsünler iktidar alsınlar diye her türlü çirkef yapıldı. hanı laiklik hani aşırı dincilere karşı olma atatürkcçülüğü kimse kimseyi aldatmasın  ülkemizin yanlışları karşısında  şenri şamın tutum bir hiç tir, müslümün kardeşler  arabaları yolcularıyla, trenleri yolcularaylı alevi olanı bulunduğu her yerde, kimlik üzerinde

hasan hüseyin ali  yazanı ketletiler

tern bombalamalarında türkilyeli  4 kişi vardı MHP'li

 televizyona çıktılar her şeyi anlatılar. insanları nasıl topluca katletiklerini açıkladılar

bu ülke gerçek bir laik ülkedir. ünüverstelirnde en yüksek paris modasından türbana her kez özgürce eğitim görüyor. sağlık ihzimte açık kalp ameliyeti dahil karşılıksızdır. dünyanın en önemli doktor potansyeline sahip bir ülke

 bu ülkede mozaik dokusuyla müthiş bir vatan sevgisi üst kimliği vardır. içselleştirilmiş, her ne kadar kürt sorunuyla ilgili   sertlikleri olsa da

 bu ülke katledilmek istendi ABD türkiye İsrail tarafından ama artık çok şey değişti.

 Şehri şamın  80 den itibarin takındığı tutum onur verici her türkilyeli devrimci hareketin damarlarında akan kanda mevcuttur bunu biri inkar etsin belgeleriyle yüzüne vururum. Dev-Yoldan TKP ye PKK dan SVPye  Dev_soldan TKP_ml ye, TİKKO dana MLKPye her kes bila istisna bu şehrin genlerini taşır

sanat galerileri, resammları  dünya ölçeiğinde sinema  oyuncuları ve kadrosu, tarihi dizi leriyle, siyasi kadro ve etkinlikleriyle,  basılan kitap sayısıyla ve ucuzların en ucuzuyla ekonomisi son 15 yıldır 1 dolar=50 sl kalmasıyla  bilinen bir ülke

üstelik sürekli savaş durumunda

beldeleri hızla onarılıyor büyük bir inşaat atölyesi gibidir şu an. açılıyor  genç liderleri çom umutlu ama bırakacaklar mı göreceğiz

 sahili uzun değildir ama çok güzeldir. Sahili çoğunlğunun alevi olmasın müthiş bir özgürlük katmıştır şekline de

ama hala yeterince bakımlı değildir 

sarı ve siyah kumlar

bu ayrıntılar önemli değil bir tarihtir ilk alfabenin bulunduğu yer insanlık burada seslyeri şekle dökmüştür ilk olarak

ben sadaca ülkemizle ilgili olarak anlatıyorum. beni ilgilendiren de bu

Hatay bu sahil şeridinin son kuzey noktası

şehri şama dimeşk derler arapçada daha çok, şam şehir tüm süriye ırak filistin ürdün ve lübnan toprakları kapsar

bilad el Şam= şam beldeleri toprakları anlamında

dem=KANDIR

kasyon dağı eteklerinde  ğuta ovası Bereda nehri geniş yeşil bir alan ama dağı volkanık toprağı yeşillik tutumaz

 

söyleyecekleri her şey on yıllar önce basında devrimci kamu oyunda yer aldı durdu.

oysa ben onlara her zaman ve şimdi de el uzatacağım, arap halkı adına  ama gel gör ki etnik yapım bunları çok rahatsız ediyor

 buna rağmen bu çapsız insanlar, siyasi düzeyde yazmadıkça aklı başaıda insanlar tarafından değersiz kalacaklar

 solun eski günlerinden solun darlıklarından ben çıktım kardeşim

 orada kalan varsa sorun onundur. Ben suriyeye geçtiğimin bir ay sonrası 400 000 den fazle suriyeye aktı geldi iltica etti. Bu güzelim direnen küçük ülke  tüm devrimcilere ana vatan oldu. Ekmeğini

 yediler içitiler, onları korudum ana dilimi hatta inançlarımı bile

 onların güvenliği için kullandım

 filistin kamplarını açtım, güven içinde devrimci kalmaları

için çok acı çektim

 onlar kurduğu örgüt evlerinde rahat uykularında yatarken ben

 aç susuz onların gücenliği için kapı kapı dolaştım. Onlar bu gün avrapanın siyasi mültecilere verdiği aylıklarla kilese yardımlarıyal yaşarken ben sarfettiğim emeğimin karşılıyığyla karınca kadarınca biriktirdiklerimle onlara ekmek yemek taşıdım.

Şimdi adam türkiye ajanı mı suriye ajana mı karar bile vermiyor. suriyede güvenlik sunmuş  ve benim iki duduağım arasından çıkan sözle onları güvenle avrupalara taşıdım onu hiç bilmez

kimi benim emrim olmadan avrupaya gidebilirdi ki, dur dediğim yerde kim hayır derdi ki, neden onları avrupalara taşıdım onlar ne yaptı, çözüldüler teslim oldular ve benim arap olduğumu orada keşfettiler. ayıp ve yazık

Cemil esad olayını tüm basın bilir. onbinlerce devrimci akın akın kurtuluşunu suriyeye ilitcada bulurken (12 eylül sonucu) bu ülkenin liderinin kardeşi her kese ev sahipliği yaptı ama kendine göre bir amacı vardı  bu çok normaldi ama suriye devlti bu süreçlere girmedi şahsi şeyler oldu bu kadar. Lübnanda çalışmalarımı

yükseltirken onlar rahant rahat kampladka kaldı durdu. bu süreci degerli dostum öcalanla gün gün birllite yaşadık

:

devrimci olarak her kes kirli işlerle bulaşırken biz ekmeğimizi çalışarak kazandık. ve bunun için kimseyi zarar vermedik, şimdi bu cesür yürek ama isimsiz baylar dinmeyen kararlılığı yıllmar sonra karşılarında görünce ürktüler nedendir, oturun cevap veri siyasetle kirli kirli konuşmanın kime faydası olur ki . amam işleri hep bu oldu bu türler ozamanda  ınırn kırın ederek vadr oldular. biz eziyetk

 Bu süreçte Teslim Töre öcalan, taner akçam ve diğerleri de vardı. bak sana hemen bir  dosya göndereyim oku tarihin bir köşesine aydınılk vardımı bak bakalım…’’

Evet, sözün bittiği yerdeyiz.

Soruyu tekrar ediyorum. Peki, kimmiş bu adam…?

 

Site editörünün notu: 12 Eylül 1980 darbesinden sonraki yaklaşık iki-üç yılda ülkeden çıkmak zorunda kalanların toplamı tahmini 30 bin kişidir. Bu rakam bütün ülkelere gidenler için tahmini rakamdır. Bunların büyük bölümü değişik Avrupa ülkelerine gelmiştir.

Mihrac Ural’a gore ise, sadece Suriye’ye 400 bin kişi gelmiş!!!

Herkes kirli işlere bulaşırken, Mihrac Ural ekmeğini çalışarak kazanmış…

On milyon dolar da böyle birikmiş!!!

Taner Akçam’ın Suriye ile ilgisi bulunmuyor. Kendisi 1980 öncesinde Almanya’da politik iltica hakkı almıştı.

Mihrac Ural resmen yalan söylüyor. 1980 öncesinde devrimci hareketin en büyük yedi örgütü şunlardı: Devrimci Yol, TKP, Halkın Kurtuluşu, Kurtuluş, Devrimci Sol, TKP-ML ve PKK.

Bunlardan ilk dördünden çok az kişi Suriye’de bulundu. Devrimci Sol ve TKP-ML’in de asıl kadroları Avrupa ülkelerindeydi.

Mihrac Ural değil mi, salla gitsin…

Türkiye devrimci hareketi Suriye’yi geçici bir durak olarak gördü ve bu ülkeyi pek de ciddiye almadı. Hemen herkes zamanla bu ülkeyi terk etti. Çoğu kişi Avrupa ülkelerine gitti. Ülkeye geri dönenlerin önemli bölümü de sonraki yıllarda Avrupa ülkelerinden döndü.

Suriye’nin özellikle son on yıldan beri Kürtleri nasıl ezdiğini biliyoruz. Bu ülkede Kürtlere yapılan baskı Türkiye’dekinden fazla…

Kürtlerle çıkar ortaklığı bitti, Suriye’nin de tutumu değişti…

Muhabarat elemanı Mihrac Ural’ın sesi çıkmıyor tabii…

1980 sonbaharından başlayarak Cemil Esad ve genelde Suriye yönetimi Mihrac Ural’a büyük olanaklar sağladı. Amaçları, bu olanaklar vasıtasıyla o sırada Suriye’ye gelmek zorunda kalan bir bölüm Türkiyeli devrimcinin önünde onu ön plana çıkartmaktı. Adamda çap olmadığı, kimse tarafından ciddiye alınmadığı için bu olanakları da kullanamadı.

Yukarıdaki satırlar da bunu gösteriyor.                       

Bir Muhabarat ajanının „kıymetimi bilmediler“ diye zavallı yakınmaları…