Şuanda 237 konuk çevrimiçi
BugünBugün491
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8215
Bu ayBu ay8215
ToplamToplam10476639
metris'e bir bebek geldi... PDF Yazdır e-Posta


Metrise bir, bebek geldi.
Metrise bir; bebek geldi oooy..!
 
ince bir agrı,
hafiften yokladı.
Fehamet eğildi.
Bana doğru,
sancı dedi.

Vadedici,esrik
Portakal kokusu.
Metris-B.8 Koğusu,
Fehamet.

küf kokusu, rutubet.
Yarımız Tüberküloz.
Baksana, Fehamet.
saysana!

bir elin parmagını geçmez.
Haydin yemege.
Ne var?
Hamsi!
Yok deve!
Tavuk.
Bosversene!

Hülya, doğurmak üzere..
Saçları ter icinde.
Dörderli hücreler,
Kızlar koguşu;

Metris B-8 de.
Döğüs, kavga.
Jandarma!
15'i tekmil silahlı.
İki kadın,yavaş adım;
geldiler.

Kaç kız varsa Hülya'nın başında,
Soluk alıp kenara çekildiler.
B
iri hemşire, biri gardiyan.
ve ayan beyan,..kavgadaki 15 Jandarma,
kenera çekildiler.
Biri Hemşire, biri gardiyan,

Iki Bayan.
Hülyayı alıııp,..gittiler.
Üc gün sonra bir oğlan...
mı?
Metrise bir bebek geldi.
** **
 
28 AĞUSTOS 1980 GÜNÜ MAMAK'TA
VE YİNE MAMAK'TA

 
Genc bir kadın..1981'in ilk ayında...daha önceki Mamak günlerine dönerek anlatıyordu:
"Mamak cezaevi'nin tarihsel süreci açısından 28 Agustos1980 çok belirleyici. 12 Eylül'ün hemen arifesi bu tarih. ...
 
28 agustos'ta başına vurularak öldürülen birisi vardı, yakında gazetelerde adı geçti, orta yaşlı,yataklık etmek suçundan yatan birisiydi, bir tutuklunun amcasıydı. ...
 
(Kitap’ı öfkeyle masaya çarpıyorum.Oysa Akşam'a nasılda güzel başlamıştım.
Hazırlmak istedigim anı, belgesel bir yazının, alt yapısı için bir hafta önce aldıgım kitapları  iade edecek, hiç de azımsanmayacak sayıda; on bin kadar bir kitap’a sahip, BİBLİOTEK MOZAİKTEN Sevgili Halil'in telefon görüşmesinde sözünü ettigi bir kitapı alacak, yazmak istedigim uzun bir mektupa belki katkısı olur diye kitapı  inceleycektim. Yukarıdaki,  "amcasıydi" sözcügüyle biten tümce; yüregim de bir bıçak yarası.. Beni alıp otuz yıl öncesine götürdü. Öldürülen kim ? niye ve nasıl öldürüldü? Daha fazla devam edemeyecektim. Biliyordum. Oysa bu gün yazmak istedigim, planladıgım yazı, tamamen sitenin güncelliligine uygun bir yazı olacaktı. Başlıgını bile yazmıştım.Yinede okuyucu hakkına sadık kalarak, bu yazının önceligini aldıgı  yazıyı, bu yazının da bir devamı olarak okunması dilegiyle, hafta içinde okuyucuya iletecegim sözüyle; kaldıgım yerden, "Amcasıydı"sözcügünden devam ediyorum.)
 
İste o 28 Agustos günü, çok büyük bir dayak olayı olmuş, topyekün. Aşagı koğuşlar çıkarılarak, gaz bombası falan kullanılarak, camlar kırılmış; kırılan camların üzerinde insanlar koşturularak,..dayaklar atılarak. O dayagın boyutları sonradan en agır koşulların yaşandıgı dönemlerde bile, o düzeyde yinelenmedi diye anlatılıyordu."
 
....
 
"En belirgin politika degişikligi...bu olaydan sonra başlıyor Mamak'ta. ...O dayagın yarattıgı ortam içerisinde diger uygulamalar gündeme geliyor."
 
....
 
28 Agustos 1980!
 
25 Avukatin imzasıyla 1.9.1980'de.mamak cezaevi'ndeki olaylara ilişkin şu ortak açıklama yapılıyordu:
 
"Mamak Özel Askerei cezaevi'nde son günlerde gelişen olaylar, 22.8.1980 tarihinde Cezaevi B blok 13. kogus tuvaletinde bulunan bir tutukluya cezaevi müdürünce ates açılmasıyla,27.8.1980 tarihinde Cezaevi Nöbetci Kuleler'inden ve B blok üzerinde bulunan Erlerin sürekli ateş etmesiyle ve son olarak da 28.8.1980 tarihinde A blokta bulunan tüm tutukluların dövülmesi ve bu dövme olayı nedeniyle aldıgı yaralar sonucu  MUSTAFA YALÇIN  adlı tutuklunun ölmesiyle, endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Ayrıca müvekkillerimizle görüşme yapmamızın yasaklanmış bulunması bu endiselerimizi daha da artırmaktadır.
 
Bütün bu olayların artması, cezaevi'nden sag görüşlü hükümlülerin kaçması(kaçırılması.BA.) ve cezaevi'ne yeni müdür(Raci Tetik.b.a) atanmasıyla aynı zamana rastlamaktadır.
 
Anayasa'nin 14. maddesine, yasalara ve ceza ve tutukevi yönergesine aykırı olan bu yasadışı uygulamalara son verilmesi ve sorumlular hakkında soruşturma açılmasını ve sorumluların soruşturma süresince görevden alınmasını saglamak amacıyla ve istemiyle;
 
Biz asagida imzalari bulunan avukatlar 2 Eylül1980-5Eylül1980 günleri arsında Ankara Sıkıyönetim Komutanlıgı Askeri Mahkemelerindeki duruşmalara girmeyecegimizi kamu oyuna duyururuz."
 
Av.Ismail Sami Çakmak, Av. Niyazi Ağırnaslı,Av.Hüsnü Rıza Çimen,Av.H.Cemal Başbay,Av. Ahmet Cenan, Av.Sait Bozkurt, Av.Ibrahim Tezan, Av. Hürriyet Alpat, Av.Sedat Vural, Av.Zeki Tavsancıl,Av. Mehdi Bektas, Av.H.Tugrul Cakin, Av.Lütfü Gülergün, Av. Güven Çinar,Av. Melih Sinar, Av. Savaş Köker, Av: A.Vahap Aydın, Av. Nezahat Gündogmuş, Av. Dursun Aslan.
 
(Burada; hic bir karşılık beklemeden, en az bizler kadar zulüm ve işkenceye
yılmadan gögüs gererek bizleri savunma görevlerini bir gün bile ihmal etmeyen, bizler icin, bizden çok acı duyan savunucularımızın,kuru bir tesekkür ve saygılarımızı, karşılanması mümkün olmayan fedakarlıklarının karşılıgı olarak kabul ettiklerini, böylece Tarih'e not edebilmişsem kendimi mutlu hissedebilecegim. Biliyorum ki Devletin şer güclerince Kızılay Meydanlarında öldüresiye dövülenleri oldu."Davaları birakacaksınız." yılmadılar Eylül hukuksuzlugunda, Hukuk savaşcıları olarak yanımızda oldular.Bugün Bir çogunun hayatta olmadıgını  biliyoruz, yüregimizde sızıdır. Yaşayanlara saygılarımızı iletiyorum.Tarih onları Hukuk'un onuru olarak kaydedecektir.onurumuzdurlar.
 
Parentez içi açıklamaya devamla: yazının girişindeki dizeleştirmeyi, Değerli yazar Neyyire Özkan'in Cezaevi Cezaevi kitabında ki, "Bir bebek geldi B-8 koguşuna" başlıklı bölümden uyarladım.
 
yine devamla "28 agustos 1980 ..." diye başlayan bölümde öldürülen Mustafa Yalçın Kayseri bölgersi tutuklularından Fikri Yalçin'ın amcası ve acilciler’in 12 eylüldeki ilk şehitidir.Bilinmeyen ve adı anilmayan baska sehitlerimiz de var.onlar ayrica yazilacak ve hakettikleri onurla anilacaklardir. Sehit şehit diye ,şehitler üzerinde siyasal rant(!) saglamaya çalışan sahtekarlar, Yaşar Enliçay ve eylem yoldaşı  Cuma  Özarslan'in adını bile duymamışlardır;Tanımazlar. Bu tarih aynıyla vaki ,bire bir yazılacaktır. Şimdilik bir tümceyle: Cuma yoldaş’ın yaralı olarak Antep’de kendi mahallesine getirilip yol ortasında, özellikle mahalle halkının  gözleri önünde dövülerek öldürüldügünü not etmekle yetinecegim. Bu tarihe katkısı olan her yoldaş hakettikleri onurlu yerlerini alacaklardır. Kitaplardan, gazete arşivlerinden, tanıklardan, dava dosyalarından, mahkeme kararlarından, MMM ‘ci ( Mit,Muhaberat,Mihrac)  saymaca genel sekreterin deşifre ettigi muhebarat dosyalarından, nerede olursa olsun araştırıp bulacagız ve yazacagız. Herkes hak ettigi yeri mutlaka alacaktır.
 

MUSTAFA YALCIN'IN ÖLÜMÜ "FAILI MECHUL" DOSYALARDA KALACAKTI…
 
Imzalarını attıkları bu açıklamanın tarihi olan 1 Eylül 1980'in üzerinden tam 5 yıl geçti.Ve 24.9.1980 günü, 4. Kolordu Komutanligi Askeri Savcılıgı aşagıya tam metnini aldıgımız kogusturmaya yer olmadıgı kararını veriyordu...
 
"Yukarıda kimligi ve yüklenen sucu belirtilen sanık hakkında düzenlenen belgelerin incelenmesi ile 353 sayılı kanunun 99/1 maddesi geregince yapılan hazırlık soruşturması sonunda: 28.8.1980 günü saat 08.30' da Mamak Özel Askeri Ceza ve Tutukevi A blok zemin 1,2,3,4'üncü koguslarda ceza evi yönetimince yapılan sayım ve kontrol neticesinde zemin 4'üncü kogusta kaçma amacıyla bir tünel kazılmakta oldugu ve tutukluların demir ranza baglantı demirlerinisökerek şiş,kama, şekline getirdikleri, kaçma amacını gerçekleştirmek için 1,2,3,4'üncü kogusdaki tutuklular anlaşarak hep birden gürültü patırtı çıkartarak tünelin varlıgını gizlemege calıştıkları tespit edilmistir. Tutuklular tugla ve demirleri kogus kapı ve pencerelerine vurarak saat 10.00 sıralarında "Mamak'taki faşist baskılara son, faşist yönetime hayir. Nihat Erim'i öldürdük sırada siz varsınız, hesap soracagiz, şişleyecegiz" diyerek ayaklanmışlardır. Blok yöneticilerinin uyarılarına uymamışlardır. Yöneticilerin koguslarda görevlilerce arama yapılacagı emirlerini dinlememisler, arama yapacak inzibat kuvvetlerini koguslara sokmamışlardır. Cezaevi Müdürünün Bolu Komando Tugayına baglı komanda(komando olacak) birliginden ilave kuvvet istegi üzerine 90 kişilik yeterli kuvvet temin edilmiştir. Cezaevi müdürünün emriyle yeterli emniyet tedbiri alındıktan sonra zorla tutuklu kapılari açılarak tutuklular dışarı çıkartılmışlardır. Dişarı çıkma esnasında tutuklular güvenlik kuvvetlerine ellerindeki sert cisimlerle vurmuşlar, güvenlik kuvvetleri de Ic Hizmet Kanunu'nun 87'inci maddesi ve 1721 sayılı yasanın 8'inci maddesine göre

silah kullanabilecekleri acık oldugu halde tutukluların saldırı aletlerine karşı yalnız cop kullanmışlardır. Taarruz aletleriyle savunma aletleri arasında denge saglanmıştır. Ateşli silah kullanılmamıştır. Tutuklular böylece dışarı çıkarılmiş koguşlar aranmıs zemin 4.koğuşta kaçma icin hazırlanmakta olan bir tünel ile çok sayıda kama ve şiş şekline getirilmiş (Dizi 12) saldırı aleti bulunmustur. Güvenlik görevlilerinden P.Astgm. Semih Kalfa elinden, bazı erler de muhtelif yerlerinden yaralanmıştır.. Bu operasyon saat 18.30'da bitmis, tutuklular üzerinde otorite tesis edilmis ve koguslara tekrar konulmuslardır. (Dizi 13) Tutuklularin koguslara konulma isi bittikten sonra saat 22.20'de 4.kogusta tutuklu bulunan Hasan oglu 1943 yılında Hatice'den olma Tokat ili Niksar ilcesi Çerköyü nüfusuna kayıtlı  Mustafa Yalcin rahatsızlanarak bayılmış, cezaevi nöbetci doktorunca yapılan muyenede şahsın ölmüs olabilecegi kaanatiyle hastaneye gönderilmis, hastanede yapılan müdahalede şahsın ölü oldugu tespit edilerek ceset üzerinde yapılan otopside (Dizi 19)vücudunun arka kısmına özellikle sırt ve omuzlara aldıgi künt darbeler sonucu kanama olmaksızın agrı şokuna girerek şoktan öldügü anlaşılmıştır.
 
Olayın bastırılmasında 90 kişi görev almıştır. Sadece görevli er ve erbaşlar görevli oldugu subay ve astsubayların cop kullanmadıgı, yalnız tabancalı olduklari, böyle görev yaptıkları anlaşılmıştır. Ölüm olayi görevli erlerin mukvemeti kırmak icin kullandıklari coplardan oldugu fakat kimin kullandıgı coplarla oldugu çıkarılamamıştır. Faili mechul kalmıştır.
 
Öte yandan Askeri ceza ve Tutukevinde Askeri yargı organlarınca tutuklanmıs veya hapsedilmis veya askeri makamlarca muafaza altına alınmış veya gözaltı edilmis kişiler 353 S.K.'nun 10/F maddesine göre asker kişi sayılmaktadırlar.
 
Tutukluların kaçmayı saglamak, görevlilerin aramalarına ve dışarı cıkmaya yönelik hizmet emirlerinin yaptırılmaması yönünde görevlilere karsı direnmeleri As. C.K.'nun 90/1 maddesi geregince mukavemet fiilini oluşturmaktadır. Mukavemet fiilinin gürültü ve patırtı ile bilerek ve isteyerek kuvvetlerini birlestirerek zemin 1,2,3,4'üncü koguslardaki tutukluların birlikte yapmaları As.C.K'nun 100.maddesine göre isyan niteligindedir. Isyan durumunda ise her üst'ün görevli olsun olmasın Iç Hizmetler Kanunu'nun 23.maddesine göre inzibati temin icin emir vermeye yetkisi vardır. Yine Ic Hizmet Kanunu'nun 87 maddesi ile her asker 1721 sayılı kanunun 8. maddesine göre her cezaeevi görevlisi silahını derecesine göre kullanmak durumundadır. Olayda şiş ve kamalara karşı yalnız cop kullanılmıştır.
 
AS. C.K.'nun 119/1 maddesine göre mübrem ve müstecel bir zarureti ve tehlike halinde verdigi emirlere itaat ettirmek icin bir mafek tarafından yapılan müessir fiillerin suç sayılamayacagı aynı maddenin 22. fıkrasında ise isyan halinde silah kullanılmasının da suç sayılmayacagı açıktır.
 
isyan niteliginde olan mahkumların bu hareketini bastırmak icin emir veren görevliler ile silah kullanan görevlilerin fiillerinin suç sayılmadıgı cihetiyle olay hakkında 353 S.K.'nun 105 ve 107. maddeleri geregice itirazı kabil olmak üzere KOGUSTURMAYA YER OLMADIGINA karar verildi."

 
"8 Agustos 1980’de Mamak'da ...Mustafa Yalçın öldürülmüştü. Ve tam bes yıl sonra bu cinayet 'faili mechul' dosyalar arasında yer alıyordu.
 

SÖZE GEREK VARMI?
 
GÖRÜLDÜĞÜ GİBİ,12 EYLÜL FAŞİZMI’NIN NİTELİK VE BİÇİMİNİ AÇIKLAMAK İÇİN, TEK BİR BELGE BİLE YATERLİ OLABİLİYOR. KALDIKİ TOPLUMUN İLİKLERİNE KADAR KİMYASININ DEGİŞTİRİLDİĞİ BU FAŞIST DESPOTİZMİN ARŞİV HANGARLARI, AKLIN ALAMAYACAGI KORKU, VAHŞET, FAİLİ MECHUL CiNAYET DOSYALARIYLA DOLUDUR. ÜLKENIN BIR HUKUK VE YASALAR REFORMUNA

iHTIYACININ GÜNDEMDE OLDUGU ŞU GÜNLERDE, BIR BELGENİN BİLE İŞİN CİDDİYETİNİ ORTAYA KOYDUGUNA İNANIYORUM.
 
"BUNLAR,... ASIMIZA, EKMEGiMiZE....TANIYIN BUNLARI..TANIYIN DA..."
 
Ve Kitap "7 tutuklu mahkeme karşısında"... " Polat Günesdogmus .. Ercan Konca, ..Murat Imren,..M.Bülent Coskun, Mehmet (Mahmut) Kahraman,..Haydar Yilmaz,..Hizir Ertemir," diye devam ediyor.
 
Kitap da kimi imla ve (ici) küÇük düzeltmeler dışında hemen hiç bir degişiklik ve kısaltma yapılmadan belge oldugu gibi alınmıştır.
 
Tarih bir yanıyla nesillerin bellek tazelemesi olarakta tanımlanabilir.
 
Bu olayı dorudan yaşayan tanıkların olayla ilgili yazacakları, olayın öncesinde ve sonrasında duyumlarımız dahilinde olan, mamak'daki kimi siyasetlerin tutum ve davranışlarınada açıklık getireceginden ayrıca önemlidir. Dönemin bu günde varlıgını sürdüren ic savaŞ koŞulları, Sürecin icinde yer alan, toplumsal taraflaşmanın tümünü kapsamaktadır. Nekadar daraltırsanız daraltın salt bu niteligi geregi; yapılan her daraltıcı yazım ve anlatım, eksikli olacaktır. Tarih, tarih bilinciyle, olabildigince objektif bileşenleriyle yaılabildigi oranda, tarih olabilme şansına sahip olacaktır. Her yeni ses ise tarihe objektif bir katkıdır. Sessiz kalmak yine, tarih tarafından, tarihe yükümlülügün reddi olarak kaydedilecektir.
 
Mustafa Yalçın yoldaş’in şahsında, Devrim yolunda düşenlerin anısı önünde
saygıyla eğiliyorum.
 
Haydar Yılmaz…