Şuanda 268 konuk çevrimiçi
BugünBugün513
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8237
Bu ayBu ay8237
ToplamToplam10476661
mihrac ural'ın her sözü yalandır! PDF Yazdır e-Posta


SAVAŞ CEPHESİNE BİR KEZ OLSUN GİTMEDİ...

 Mihrac Ural’ı anlatmak için sabırlı olmak gerek. Kolay degil,tam 30 senedir yalan ve ihanetler üzerine kurulmuş bir ‘’yaşam öyküsü’’nün derinliklerindeki gerçekleri ortaya çıkartıyoruz.

Gerçekler gün ışıgına çıktıkca etrafa pis kokular yayılıyor. Bir an için foseptik çukuruna düştüğünüzü düşünün, İğrenirsiniz, kaçmak ve bir an önce bu pislikten uzaklaşmak istersiniz. Sabırlı olmak gerekiyor. Gerçekten kolay değil. Yüzlerce yoldaşımızın hayatıyla oynayan, onlarca yoldaşımızı katleden bir soysuzun, çirkin yüzünü açıga çıkartıp, çırılçıplak ortada bırakmak, ölülerimize olan vijdan borcumuzdur. Tarihimize karşı sorumlulugumuz, devrimci mücadelemize duydugumuz inancın ve samimiyetin ifadesidir.

Mihrac Ural’ı anlatmak, onun, her eyleminin niçin ve nedenlerini gözler önüne sermek ve deşifre etmek, gelecek kuşaklara karşı devrimci sorumluluktur.

Sadece biz değil, Devrimci örgütlerin hemen tamamı içersinde bir yada birkaç tane Mihrac Ural’ın oldugu biliniyor. Biz kendi Mihrac Ural’ımızı yakaladık. Her örğüt, bizim yaptıgımızı yapmalı ve kendi Mihrac Ural’larını, kulaklarından tutarak ortaya çıkartmalı ve çırılçıplak soyup anadan uryan etmeli ve ortalıga bırakmalaıdır. Türkiye devrimci hareketinin saglıklı gelişimi için bu görev ertelenmemelidir.

Mihrac Ural’ların kulaklarından tutularak, devrim ve demokrasi arenasından sürüklenerek teşhir ve tecrit edilip, sille-tokat dışlanmadıgı sürece bir arpa boyu yol alınamayacagının bilinmesi gerekiyor.

İki senedir ‘’bizim Mihrac’ı’’ anlatıyoruz. Hala bitiremedik. 30 senelik yalan var. 30 senelik ihanet var. 30 senelik kokuşmuşluk ve çürümüşlük var. Göz göre göre ve yüzlerce yoldaşın bildigi gerçekler ortadayken söylenen yalanlar var.

Mihrac Ural çetleşiyor. Tanımasanız kahraman(!) olduguna inanırsınız. Yüzlerce yoldaşın ve bir o kadar da dışımızdaki devrimci militanların bildiği, bizzat tanıgı oldugu gerçekleri ters-yüz ederek anlatıyor. Her olayın merkezine kendisini koyuyor ve hep yalan söylüyor.

Aşagıda yayınladıgımız çetleşmeleri okuyunuz.

Beyrut savaşından bahsediyor. ‘’Bombaların ve şaranplen parçalarının altında yoldaşlarımın başındayım, şahadet şerbetini içmişim’’ (!) diyor. Yalan söylüyor.

Beyrut kuşatması ve işgali döneminde, savaş cephesinde bulunan THKP-C acilciler militanlarına soruyorum. Mihrac Ural’ı cephe’de gören varmı? Hayır. Mihrac Ural, adı geçen dönemde Beyrut’a kesinlikle gelmemiştir. Çetleşmede, kendisini pazarlarken yalan söylüyor.  İsrail tarafından kuşatılan ve işgal edilen Beyrut’ta, İsrail siyonizmine karşı gögüs gögüse çatışan yoldaşlara soruyorum, Mihrac Ural, yanınıza ugradımı? Kesinlikle ugramadı.

Mihrac Ural, Filistinlilerin kendi aralarındaki çatışmalarda, 4 yoldaşımızın öldürüldügü çatışmalar süresincede , çatışma bölgelerine kesinlikle ugramamıştır. Buna karşın, çetleşirken pervasızca yalan söylüyor ve kendisininde o çatışmaların en önünde(!) bulundugunu anlatıyor. Bu süreci bizzat yaşayan yoldaşların, bu sahtekara bizzat cevap vermesi gerek, sessiz kalmaması gerek, tarihimizi böyle kirletiyor.Her konuda yalan söylüyor ve başka yoldaşların mücadelelerini kendisiymiş gibi tanımadıgı kimselere anlatarak tatmin oluyor,aşagılık kompleksini tatmin ediyor.

Öte taraftan, Adana cezaevi’ndeki firar olayını anlatırken’de yalan söylüyor. ‘’İsyan sırasında 50 yoldaşimla birlikte firar ettik’’ derken bile yalan söylüyor. Mihrac Ural’ın, firar etmek diye bir niyeti kesinlikle yoktu.

Adana cezaevi’ndeki firar eylemini organize eden devrimci yol(DY) hareketidir ve bu eylemin sorumlusu olan kişi,DY davasından yargılanmakta olan FİKRET isminde bir arkadaştır.Mihrac Ural’ın, ne kazılan tunel’le bir ilişkisi olmuştur neden , nizamiye kapısındaki kaçışlarla ilgili bir sorumlulugu vardır. Son anda ve adeta zorlayarak dışarı çıkartılmıştır. Firar etmemiş, Firar etmek zorunda kalmıştır. Cezaevinde görevli gardiyanlara verilen para karşılıgında, arkasından itilerek(!) dışarıya çıkartılmıştır.

Mihrac Ural, firar’dan sonra, dört gün Türkiye’de kalmadı, firar’dan üç gün sonra Suriye’ye kaçtı. ,  Mihrac Ural’ın Suriye’ye kaçışından, Adana biriminde bir kaç kişi dışında, sorumlu yoldaşlardan kimsenin haberi ve bilgisi yoktur, Kimseye haber vermeden Yurt-dışına kaçmış olmasına ragmen, ‘’Merkez komitesi’nin israrı üzerine yurt-dışına çıktım ‘’ diye yalan söylüyor.

Mihrac Ural’ı tanıyanlara soruyorum. Aşagıdaki çetleşmelerini okuyunuz.  Burada anlattıgı palavralarını özellikle anlatılan olayların içersinde bulunan yoldaşların cevaplaması gerekmektedir. Militan yoldaşlarımızın hayatları pahasına girdikleri özverli mücadelelerine sahtekarca sahip çıkan ve tarihimizi ters-yüz ederek hiç ilgisi olmayan olayları bizzat yaşamış gbi anlatma gafletinde bulunan ve böyleliklede her yere kirlilik saçan bu soysuza gerekli cevabı vermelidirler.

Mihrac Ural, çetleşirken kendinden geçiyor(!) tanımadıgı bir kişiye, sadece ve sadece msn’de, sanal’da tanışıp sohbet ettigi bir kişiye anlatmadıgı hiçbir şey yok.

Hanımını(!) anlatıyor. Yalan söylese bile anlatıyor.

‘’ATAK dergisi’ nin merkez yayın organı oldugunu ve sol’un en eski yayın organı oldugunu söylüyor. Düşünebiliyormusunuz? Legal bir dergi’yi, illegal(!) bir örgütün, ‘’merkez yayın organı’’ olarak tanıtıyor. Üstelik’te bunu söylediği kişinin kim oldugunu bilmiyor. Ve utanmadan da kalkıp bizi ihbar ettiler(!) diyebiliyor.

Hem ihbar ediyor,hem,’’ihbar edildik’’ diye bağırıyor.

Biz ne yapıyoruz?

Tüm sahtekarlıklarını, belgelerle ortaya çıkartıyor suratına bir tokat gibi çarpıyoruz...

Önce çetleşiyor, aklına gelen ne varsa söylüyor ve ardından da ‘’ aman bu yazışmalar birilerinin eline geçerse yerin dibine girer, rezil oluruz valla’’ diyor.

Biz ne yapıyoruz? Mihrac Ural’ı teşhir ederek beklediği gibi, rezil ediyoruz...

Fazla söze gerek yok(!) 

İşte Mihrac Ural    

Yazının tamamını 

www.thkp-c-acilciler.blogspot.com

da okuyabilirsiniz.