Şuanda 190 konuk çevrimiçi
BugünBugün462
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8186
Bu ayBu ay8186
ToplamToplam10476610
Hamdullah Erbil ölümsüzdür... PDF Yazdır e-Posta


 

Kahraman Maraş’ın Afşin kazasına bağlı Kötüre köyünde 5 Ocak 1952’de  dünyaya gelen HAMDULLAH ERBİL‘i 1968-69 yıllarına dayanan akrabalık ilişkilerim nedeniyle tanıdım.  Bende bıraktıgı ilk izlenimi, Sessizliği, herşeye karışmayan efendiliği  ve  yaşına göre oldukca olgun oluşuydu.

 

Tanışmamızdan kısa bir süre sonra,1969-70 yıllarında K.Maraş lisesinde  okurken bir sene aynı evi paylaştık. Saygıdeğer bir ailenin en büyük çocugu olan Hamdullah yoldaşı birlikte bir yıl kaldıgımız evde daha fazla tanıma imkanım oldu. Bir gün olsun sinirlendiğini, kızdıgını yada agresif bir tavır gösterdigine tanık olmadım. Ne yalan söyleyeyim, daha sonra gittiği ODTÜ ( Orta-Dogu teknik üniversitesi) de Acilci oldugunu duydugum zaman çok şaşırmıştım. Hem çok şaşırmış, hemde; gizliden gizliyede sevinmiş, mutlu olmuştum.

 

Elbistan’da ben vardım(!) demekki, şimdi Afşin’de de Hamdullah vardı.  Aynı bölgede oldugumuza göre, kendi  bölgemizde, birlikte örgütlenme çalışması yapabilirdik. Sevincimin nedeni buydu. Dürüst ve bir o kadarda saygın ve çevresinde çok sevilen bir kişi oldugunu bildigim için son derece mutluydum.

 

 Ne yazık, ileriki yıllarda Hamdullah Erbil yoldaşla bir daha karşı karşıya gelme fırsatım olmadı. Hamdullah, Acil hareketi içersinde yaşanan ilk ayrılıkta, DEVRİMCİ SAVAŞ olarak ayrılanların içersinde yer almıştı.  Ben, 77 agustos ayında yakalanmıştım.

 

İstanbul emniyet müdürlügündeki sorgumuz sırasında Aynı bölgeden olmamız nedeniyle Hamdullah Erbil ismini tanıyıp taımadıgım bir kez öylesine sorulmuş ve tanımadıgımı söylemem üzerine konu kapanmıştı. Oysa aynı isim, Engin Erkiner’e defalarca sorulmuş üstelikte, Ankara-Lalahan treni soygun eyleminde bulunan ( içlerinde Hamdullah da vardı) herkesin isim isim bilindiği kanısı bizde uyanmıştı. Gayrettepe’deki sorgudan sonra, tutuklanarak getirildigimiz Sagmalcılar kapalı cezaevinde ilk iş olarak Hamdullah’lara haber göndermek olmuştu. ‘ dikkatli davransınlar, polisin  bu eyleme (tren soygunu eylemi) ilişkin önemli bilgisi var‘‘ nitelikteki haberin Hamdullah Erbil ve yoldaşlarına ulaşıp ulaşmadıgını bugüne kadar da ögrenmiş degilim.

 

Bugün bile, Hamdullah Erbil denildigi zaman, aklıma gelen tek şey, onun disiplinli,agır başlı,yaşına göre son derece olğun bir devrimci oluşu gelir.. Yaptıklarını  saga sola anlatarak degil, davranışlarıyla cevresinde saygınlık kazandıran bir tavrı vardı.

 

Dupduru bir ses tonuyla, tane tane konuşan ve kanuştugu kişiyi etkileyen  ses tonu gelir.

 

Hamdullah Erbil, 1973 tarihinde sıkıyönetim mahkemesi tarafından tutuklanarak bir yıl cezaevinde kaldıktan sonra bir köşeye çekilip, okulunu bitirip kariyer sahibi olmayı düşünmedi. Cezaevinden çıktıktan sonra da devrimci mücadeleye devam etti. 1977 yılı aralık ayında,  Devrimci Savaş örgütünün  bir kamulaştırma eyleminde yeniden yakalandıgı zaman, uzun bir hapislik dönemi tekrar başlayacaktı.

 

12 eylü faşizminin, Ankara Mamak cezaevi‘ndeki baskı ve akıl almaz işkencelerini duymayan kalmamıştır. Hamdullah Erbil, eylül faşizminin mamak zindanlarında en ağır işkencelere maruz kalan devrimcilerindendir.

 

Cevaevinde yakalandıgı lösemi hastalıgının nedenlerinin birisi, belkide en önemlisi, mamak zindanında gördügü insanlık dışı muamele ve ağır işkence olmuştur.

 

Aralık 1977 tarihinde başlayan ikinci hapislik dönemi, haziran 1989 yılına kadar sürmüştür.

 

Hamdullah Erbil’in, haziran 89 tarihli tahliyesi, devrimci-demokrat kamuoyu tarafından, hastalıgı nedeniyle başlatılan özgürlük kampanyasının neticesinde olmuştur.  Buna karşın, Cezaevinde yakalandıgı amansız hastalıktan kurtulamamış ve 16 hazıran 1993 tarihinde tedavi gördügü Almanya’da hayatını kaybetmiştir.

 

Hamdullah Erbil daha küçük yaşlarda, babasını kaybetmiş,Dedesi Aşık Meluli tarafından büyütülmüştür. Son derece saygıdeger bir kişilik olarak tanıma şerefine nail oldugum dede aşık meluli’nin önemli bir arşivi oldugunu biliyordum. Hamdullah Erbil, özgürlüğüne kavuşarak tedavi için geldiği Almanya’da, cok sevdiği dedesi’nin eserlerini toplayarak kalıcılaştırarak ve Meluli divanı olarak yayınladıgını daha sonra   ögrendim.

 

Kişiliğine ve devrimci disiplinine her zaman saygı duydugum Hamdullah Erbil yoldaşın ölümü üzerinden 13 sene geçti. O tertemiz yüzü ve bir cocuk masumiyetiyle hatırladıgım mütevaziliği, sakin ama kararlı tavrı,  Karşısındaki kişiye her zaman  güven verebilen duruşu ve devrimci geçmişi önünde saygı duydugum Hamdullah Erbil‘i unutmayacagım