Şuanda 109 konuk çevrimiçi
BugünBugün405
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8129
Bu ayBu ay8129
ToplamToplam10476553
mihrac ural dosyası tamamlanıyor (7) PDF Yazdır e-Posta


(SURİYE’DE NE YAPTIN?3)

Mihrac Ural’ın Suriye’deki 30 senelik ihanetini anlatmak için bir değil, birden çok kitap yazmak gerekiyor.

Mihrac Ural dosyasını kapatmak istiyorum, bir türlü kapanmıyor(!) Böyle giderse yazının başlığını bir süre sonra değiştireceğim ve yeni bir yazı dizisine başlamak zorunda kalacağım ve ‘’ Mihrac Ural dosyası tamamlanamıyor’’ (!) diye yazacağım..

Her gün yeni bir pislik, her gün yeni bir skandal haberle karşılaşıyoruz. Olacak gibi değil, adam suç makinasi, ‘drakula’ filmlerinde bile bu kadar ürkütücü sahnelerin ard arda geldiğini göremezsiniz.

Bu adamın, daha dogrusu bu soysuzun Suriye’deki ihanetlerinin ardı arkası gelmiyor. Sorular öyle çok ki?

Örnek olsun...

Zeki el Gamin, Muhammed el Zarka ve Babası Zeki El Kasım Ural arasındaki ilişkinin tarihini öğrenmek bile bir çok konuyu aydınlığa kavuşturacak niteliktedir.

Mihrac Ural’ın babası Zeki el Kasın Ural’ın bu kişilerle( Zeki el Gamin ve Muhammed el Zarka) birlikte 1936’lı yıllarda Hatay’da  Uruba harekatı içersindeki ‘’yoldaş’’lıklarından başlamak gerekiyor.

Oğul Mihrac’ın, yıllar sonra kendisini genç kuşak URUBACI olarak tanıtarak, Cemil Esad ile girdiği ilişkileri anlatmak gerekiyor.

Baba tarafından Uruba’cı, anne tarafından dede Bedii ULUÇ’un MİT bağlantılarını anlatmak gerekiyor.

Bedii Uluç’un MİT’ten emekli ve kadrolu bir eleman olduğunu bugüne kadar Acilciler’den  neden sakladığını sorgulamak gerekiyor.

MİT Ajanı dedesi Bedii Uluç’un, Torun Mihrac Ural’ı nasıl kolladığını ve yönlendirdiğini enine boyuna irdelemek gerekiyor.

Dede Bedii Uluç’un, torun Mihrac Ural yakalandığı zaman ‘’ siyasi savunma yapma ‘’ diye özellikle tembihlediğini yeni öğreniyoruz.

Bedii Uluç bu işlerin neresindeydi?

Matbaa baskınında dede Bedii Uluç’un devreye girerek Mihrac’ı kurtardığı ve olayı kapattığını o dönem  yanında olan herkes biliyormuş, yeni öğreniyoruz. Bu ilişkilerin yıllarca örgütten saklanması ne demek?

Mihrac Ural’ın, Nigde kapalı cevaevinden Adıyaman’a sevki, Ankara’dan gelen bir emirle yapılmıştır. ( bunu söyleyen, dönemin Nigde cumhuriyet savcısıdır)  Mihrac Ural’ın, Adıyaman cezaevinde tv seyrederken ranza’dan düşmesi(!) ve  yakın cevrede bir çok hastane olmasına rağmen (Örneğin, Antep ) Adana’ya sevki, Ali Çakmaklı için alınan  ölüm kararının tamda bu döneme denk düşmesi, tesadüf müdür?

Bu kadar tesadüfün bir araya gelmesi gerçekten normal midir?

Mihrac Ural, toplam iki sene hapis yatmasına rağmen sürekli ‘’zindan’’ edebiyatı yaparak bir şeyleri kapatmak ve perdelemek mi istiyor?

tahliyesinin artık imkansız olduğu anlaşılınca Adana’dan kaçmaya karar vermesi. Ve  30 temmuz 1980 tarihli kaçış ve  iki gün sonra da doğrudan ve kimseye haber vermeden Suriye’ye gitmesi...

Kendisinden kısa bir süre önce aynı şekilde kimseye haber vermeden Suriye’ye kaçan ve Muhaberat ajanı olduğu bugün herkes tarafından bilinen Tacettin Sarı ile buluşarak Suriye’nin sadık elemanı olarak iş başı yapması... Bunlar neyin ifadesidir? İzah edilmesi irdelenmesi ve Suriye’de yaptıklarıyla bağlantısı birleştirildiği zaman ortaya çıkan sonucun ne anlama geldiğini değerlendirmek gerekmiyor mu?

Bu surecin anlatılması ciltlerle ifade edilebilecek kitaplara konu olacak genişliktedir.

Cemil Esad ilişkileri, evlilik hikayesi,   Yoldaşlarını, dolayısıyla da örgütü kullanma mantığı, militanların arkalarında çevrilen dolaplar, Vb... Bunları anlatmak kolay degil, korkunç şeyler bunlar.

Mihrac Ural’ın Suriye eski sağlık bakanı Zeki el Gamin ile fotoğraflarını yayınladık. Merak eden oldu mu?

Kim bu Zeki El Gamin?

Zeki el Gamin 1936’lı yılarda Hatay’da yaşıyor. Mihrac’ın babası Zeki El Kasım Ural ile arkadaşlar  (bunu belgeleyen fotografı da yayınladık, bakınız http://thkp-c-acilciler.blogspot.com ) Bu kişiler URUBA direnişcileridir. Kendileri yazıyordu, Çetleşmelerinden yayınladık. Yıllar sonra, Oğul Mihrac Ural bu kişilerle nasıl buluştu. Babasını da yanına alarak bu kişilerle çektirdiği fotoğrafları yayınladık. Fotoğrafın altında Mihrac Ural’ın el yazısı var. ‘’ Eski kuşak ve yeni kuşak urubacılar yıllar sonra yan yana’’ diye not düşen kendisidir.

Ne demek bu?

Bunun anlamı nedir.?

Her şey açık ve net değil mi?

Acilciler ile Urubacılar’ın ne ilişkisi olabilir ki?

Türkiye solunda böyle bir rezalet yaşanmış mıdır?

O fotoğrafların içersinde Baas Partisi kurucu ideologlarından Muhammed el Zarka da vardır. Muhammed El Zarka da tıpkı Zeki El Gamin gibi Hatay’da baba Ural ile birlikte URUBA direnişcisidir. Daha sonra onlar Suriye’ye geçmiş Baba Ural Hatay’da kalmıştır.

Acilci Mıhrac Ural yıllar sonra Acilcileri Sacilci yapmak için oralardadır.

Anne tarafından MIT, Baba tarafından URUBA cı olan Mihrac Ural aile gelenegini sürdürmeye devam ediyor...

Bir yanı MİT, öte yanı Muhaberat derken laf olsun diye söylemiyoruz.

Bu ilişkilerin belgeleri elimizdedir. Tanıkları bu gün hala yaşıyorlar dinlenmelidirler.

Komisyon , komisyon derken bunları kastediyoruz.

Mihrac Ural MİT elemanıdır.

Mihrac Ural Muhaberat elemanı bir ajandır.

Mıhrac Ural yoldaş katli devrimci düşmanıdır.

Mihrac Ural Hırsızdır. Filistin kamplarında çaldığı silahları kaçakçılara satarken yakalanmıştır.

Bütün bu gerçeklerin, Mihrac Ural’ın el yazılı belgeleri elimizdedir. Bu belgeleri doğrulayacak olan sürecin tanığı yoldaşlar hala hayattadırlar.

Her şey ama her şey açık seçik ortadayken bu adam daha nereye kadar kaçacagını zannediyor.

Hepimiz biliyoruz, 12 eylül sürecinde otobüs durağında karşılaşan iki kişinin birbirlerine ‘’ roj baş’’ diye hitap etmeleri üzerine yıllarca hapis yattığı ve akıl almaz işkencelerden geçtiği bir ülkede yaşadık. Mihrac Ural 12 eylül sürecini hiç yaşamadı ve 12 eylül öncesi hapishanelerinde 2 sene kadar yattı. Hiç utanmadan, sıkılmadan ‘’zindan edebiyatı’’ yapıyor. Neyi kapatmaya çalışıyor?

Kendimden bir örnek veriyorum. 1974 sonu 75 başlarında 45 gün Sağmalcılar’da, Agustos 1977 de iki buçuk yıl askeri ve sivil cezaevlerinde, aralık 1980 yılından, mart 1986 tarihine kadar yeniden askeri ve sivil cezaevlerinde yattım. Bu cezaevlerinin isimlerini bile unuttum. Örnek olsun, aklıma gelenleri sırasıyla yazmaya çalışayım.

1.     Sagmalcılar kapalı cezaevi

2.     Eskişehir kapalı cezaevi

3.     Isparta kapalı cezaevi

4.     Amasya kapalı cezaevi

5.     Sağmalcılar kapalı cezaevi

6.     Selimiye askeri cezaevi

7.     Toptaşı kapalı cezaevi

8.     Adapazarı kapalı cezaevi

9.     Yeniden Selimiye Askeri cezaevi

10.  Hasdal askeri cezaevi

11.  Metris cezaevi

12.  Alemdağ askeri cezaevi

13.  Sultanahmet cezaevi

14.  Sagmalcılar e tipi cezaevi

15.  Gerede Kapalı cezaevi

16.  Bolu kapalı cezaevi

17.  Yeniden Adapazarı kapalı cezaevi..

Unuttuklarım da var(!) Şimdi bunları mı yazmalıyız? Bunları yazarak neyi ispat edecegiz?

Mihrac Ural’ın Suriye’deki ihanetlerini çıkartırsanız geriye hiçbir şey kalmıyor. İhanetlerini gizlemek için dikkatleri ‘’ zindan edebiyatı’’ yaparak kendisinin ne yaman bir devrimci(!) oldugunu anlatmaya çalışıyor.

Palavra atıyor yalan yazıyor. Almanya’da ‘’zindan’’ yatmış(!) Adama sormazlar mı? neden yattın? Anlat da bilelim(!) demezler mi?

Söyle bakalım, NEDEN YATTIN?

Libya’da ‘’zindan’’ yatmış, sevsinler seni(!) neden yattın? Kaç saat yattın? Üzerinde dolar mı yakalanmıştı? 1991 yılında Suriye’de işkence ederek öldürdüğün öldürdüğün Sami yoldaş’tan aldığın dolar’ları yurt dışına kaçak çıkartmak üzereyken yakalanmadın mı?

Suriye’de ‘’zindan’’ yatmış. Anlat bakalım neden yattın?

Fransa’da da ‘’ zindan’’ yatmış.. Neden...? Evinde 3 tane Suriye’li muhaberat elemanı mı yakalanmıştı?

Ne yapıyordun? Ne işin vardı bu adamlarla.. Kim ihbar etti seni?

Çok yakın akraban Semir( Ertan) Murat Sahillioğlu ihbar etmedi mi? Neden etti peki?

Doğru söyle. Neden....

Bre soytarı, İnsan ‘’ zindan’’ sözcügünü kullanırken biraz olsun düşünmez mi? Bu ülkede zindan edebiyetı yapılır mı?

Selimiye askeri cezaevinde dışarıya yazdığın mektupta ne yazmıştın hatırlasana...

 

Selimiye askeri cezaevi güvenlik komutanı Yüzbaşı Murat, senin mektubunu getirip herkesin önünde okumadı mı?  hatırla bakalım. ‘’ burası cezaevi degil çiftlik, çiftlik’’ diye yazmamış mıydın? Şimdi zindan oldu öyle mi? Yüzbaşı Murat ne demişti peki. Mektubunu okudu ve ‘’ arkadaşlar ayıp oluyor böyle çiftlik diye yazmayın bari...’’ demedi mi? Orada bulunan tüm devrimciler seni eleştirmedi mi?

Sen neyin ‘’ zindan edebiyatı’’nı yazıyorsun?

Utanmıyor musun...?

Zindan’larda yatan devrimcilerden utanmıyor musun be adam...

Bütün bunları geçeceksin Mihrac.

Bunları geçecek ve Suriye’deki pisliklerini anlatacaksın..

Cafer’i anlatacaksın...

Cafer yoldaş, neden ve nasıl çıldırdı?

Cafer yoldaş’ın hanımı ne oldu? Yoldaş öldükten sonra, hanımı bir süre yanında temizlikci olarak çalışmadı mı?

Peki sonra...?  

Sonrasını anlat bize. Hanımın Malak Fadal’ın’’ ya o ya ben’’ diye ayak diretmesi üzerine evden kovulmadı mı? Neden peki? 

Bu olayın iç yüzünü anlatmalısın. Anlat ki, kim olduğun daha iyi anlaşılsın.  korkmadan, utanmadan ve yüzün kızarmadan anlatmalısın..

Bilinmediğini sanma, her şey en küçük ayrıntısına kadar, üstelikte senin anlatımlarınla biliniyor Mihrac efendi..

       Sanal’da atıp tutmak kolaydır. Komisyon kuralım   diyoruz.

Neden kaçıyor? cevap vermiyorsun.

Başkalarının adıyla yazma. Adam ol ve kendi adınla yaz. İki tane zavallı bulmuşsun onların ismini kullanarak yazıyorsun. Başkalarını bulamadın mı?

İbrahim Yalçın’ın karşısına çıkabilecek misin? Çıkamazsın...

Çıkamazsın çünkü, yazdıgın herşeyi ‘’çiğ çiğ yemek’’ zorunda kalacağını çok iyi bildiğin için çıkamazsın...

Zindan mı diyorsun? Buyur gel.

İşkence mi diyorsun? Gel.

Ser verip sır vermemekten mi bahsediyorsun? Ne duruyorsun, gelsene...

Suriye’deki ihanetlerini yazıyorum. Yalan mı yazıyorum?

Abartıyor muyum...?

Mobilyacı Hüseyin Antakya’da yaşıyor. Komisyona çağıralım tanık olarak dinlensin ister misin?

THKP-C( Acilciler) militanları K.K’ye gittiler. Komisyona çagıralım anlatsınlar mı?

Orada neler oldu? Benim dışımdaki MK üyeleri de gittiler. Komisyona anlatsınlar. Orada Ne yaptınız?

Tekrar Suriye’ye dönüyorum.

Yusuf’u kim öldürdü?

Yusuf’u öldürttüğün Döşemeci S... ile yaptıgın pazarlıgın içyüzünü anlat bize...Döşemeci S.... şimdi nerede? Şerif, Şerif’in hanımı ve Döşemeci S.... üçgeninde ne oldu? Ve Yusuf bu üçgen içersinde hangi pazarlıgın kurbanı oldu?

Sarı VEDAT’ a çagrı yapıyorum...

İstanbul’da, kendisiyle Suriye’de randevulaştıgımız gibi buluştuk ve konuştuk.

Ne konuştuk?

Bu konuyu bir kez yazdım gerekirse bir kez daha yazacagım. Vedat yoldaş benimle ilişki kurmalıdır. Yazılanları okuduğuna eminim. Kim yalan söylüyor, Kim doğruyu anlatıyor bu konuya açıklık getirmelidir.

24 senedir Vedat yoldaş’la hiçbir kontagım olmamıştır. Mihrac’ın var mı bilemem. Vedat yoldaş ne söylerse kabul edeceğimi şimdiden ilan ediyorum.

Mihrac Ural ne diyor? Kabul ediyor mu?  Kabul ettiğini söylesin yeterlidir. Vedat yoldaş ile konuşulsun ve kimin sahtekar oldugu anlaşılsın. Bu kadar basit.

Hadi bakalım Mihrac Ural ne diyorsun. kabul mü?

İt enikleriyle ugraşmam. İhanetin başı kendisini saklamaya çalışıyor. ‘’İt enikleri’nin uluması’’beni ilğilendirmiyor.

Mihrac Ural’ın Suriye’deki ihanetleri bitmez.

Ali Sönmez konuşmalıdır.

Kemal bayram adam gibi konuşmalıdır.

Zafer bile(!) konuşmalıdır.

Bir komisyon kurulmalıdır.

THKP-C(Acilciler) örgütü nasıl tasfiye edildi?

Suriye’nin bu tasfiyedeki yeri nedir?

 MİT bu işin neresindedir?

Sami neden öldürüldü?

Sarp Kuray’cıların Şam’daki evleri neden ve kim tarafından hangi amaçlar için ihbar edilerek basıldı ve evde bulunan militanları niçin tutuklandılar ve yıllarca zindanlarda yattılar...

Büyük balık operasyonu’nun iç yüzü...

Kongre süreci...

Süleyman Uğur olayı..

Ali Hamam gerçegi..

Mihrac Ural adlı hırsız, Annesi ve babası yanına geldiklerinde,’’ arabalarını tıka basa doldurup’’ yolladıgını yazıyor  ya.. Bunların ne olduklarını, nereden geldiklerini ve ne hakla doldurup gönderdiğini, bu gönderdiği şeylerin kime ait oldugunu konuşalım...

Eroin kaçakcıları arasındaki ilişkiler ve bu kişilerin Mihrac Ural ile olan bağlantıları..

Suriye’deki Mihrac Ural şirketinin sermaye yapısı...

Suriye’den Türkiye’ye gönderilen militanlara kurulan tuzaklar...

Bir komisyon kuralım.

Mit ajanı kim?

Muhabarat ajanı kim?

İhbarcı kim?

Hain kim?

Hırsız kim?

Tasfiyeci kim? Hepsini yakalayalım mı? Ne dersin Mihrac Ural.

Hadi bakalım. Evet demen yeterlidir.

Var mısın?

Fazla uzaga gitmeye gerek yok.

Büyük balık operasyonunda görev alan bölge ve il sorumlularını konuşturalım.

Bakalım ne diyecekler. Komisyon bu yoldaşları dinlesin. Sonuçlarına hep birlikte katlanacak mıyız?

Ben hazırım.

Peki sen...

Sen de hazır mısın?

Hazır olduğunu söyleyen Acilciler militan ve sorumluları beri gelsin...

(devam edecek)