Bu sitede şimdiye kadar yazılanların, Mihrac Ural'ın; Suriye gizli servisiyle ilişkisi ve bir Muhabarat ajanı oldugunu hiç bir tereddüte yer vermeyecek biçimde ortaya koyduguna inanıyorum.
İnancım hiç bir zaman degişmeyecektir.
Şaşırtıcı degildir. Gizli servislerin ajan ve işbirlikcilerini, bir anlayışla; 'irredantizm'* anlayışı baglamında seçtikleri bilinen klasik bir yöntemdir. Mihrac Ural bir irredantist dir.
Şaşırtıcı degildir. Kalıbımı basarım o, yüzde yüz degil; yüzde bin beşyüz bir irredantalist ve bir Türkiye örgütü olan 'Acilciler' örgütüne çok yönlü bir bileşen içinde bilerek sızdırılmış bir Muhabarat ajanıdır. Irredantalist oldugunu yazılanlar karşısında, açıkca yazarak kabullenmek zorunda bırakılmışır. Nedensiz degildir. Bu davranışı bile açıga çıkartılan işbirlikci kirli yüzünü perdelemek icin can simidi olarak sarıldıgı bir kurtuluş yolu aramanın çaresizligidir.
Başından beri, sadece irredantist olarak içimizde yer alsaydı, bunu bile savunmanın verili koşullarda bir realitesi varsa, savunmaktan ve desteklemekten( !) çekinilmeyecegi söylenebilir, Mihrac Ural da, kendi milli davasının içimizdeki bir militanı( !) olarak algılanabilir, desteklenebilir ve yadıganmazdı.
Talihsizligi de; Devrimci bir örgütte, marksist olarak çıktıgı yol da gerçek kimligini başından itibaren gizleme becerisini( !) gösterebilmesinde yatmaktadır.
Kırk yıl gecikmeyle’de olsa açıga çıkartılmıştır. Kire, pasa bulaşmadan Arap kimligini savunmaya soyunsaydı zeval olmazdı; kaldı ki, böyle bir derdinin olmadıgı, tek derdinin elindeki, avucundakini korumak ve her argümanı buna hasretmek oldugu kendi yazışmaları dayanak gösterilerek teşhir edilmiştir.
Hiçbir çaba bunca kirlenmeyi aklayamaz. Kirlenme sadece Suriye ayagıyla kalsaydı, anlayabilirdik. Birde işbirlikciligin Türkiye ayagı var. Yazılanlar yeterli olmakla birlikte, bir önceki "MAHARAJ" başlıklı yazıya dair ara bir degini yaparak devam etmek açıklayıcı olacaktır. Mihrac, Mehrac, 'Maharaj' ses benzerligi, okuyucuya, 'MAHARAJ' başlıgıyla 'Mihrac' çagrışımı yapmak için seçilmemiştir. Maharaj sözcügüne Internette Mihrac ural'in kendi yönlendirdigi bir sanal takipte rastladım. Çok şaşırdıgımı, şaşırmanında ötesinde; 'bu kadarı da olamazdı. Bu adam çıldırmıs olmalıydı!. ' 'TAMILCE' bir sitede ne işi olabilirdi. Yanlışlıkla 'Tamil' dilinde, latin harfleriyle yazılmış bir siteye girdigimi sandım( !) Benim icin anlamsız olan 'Maharaj' sözcügünü yeniden okurken, alt yazının Türkçe oldugu dikkatimi çekti. Kelimenin anlamını da böylece çözdügümü sanıyorum. Alt yazı Mihrac Ural'in annesinin vefaatini bildiren bir taziye açıklamasıydı ve sözcügün Arapca 'başsaglıgı', veya 'ölüm ilani’' olabilecegi sonucunu çıkardım. Olmayabilir de. Okuyucu istedigi manayı yüklemekte serbestir. Geçebiliriz. Mihrac Ural işbirlikciliginin Türkiye ayagi: Yazılanlar yeterlidir. Dahası, işbirlikciligin yadsınamaz bir gerçek olarak ortaya çıkardıgına fazla katkı olmayacaktır. Olsa olsa biçim olarak, nasıl geliştigine farklı bir yaklaşım sunabilir. Mihrac Ural'in nasil yakalandıgı ve neden bugüne kadaryakalanışını örgüt'ten sakladıgı, herkesin çarşaf çarşaf ifadesi ve mahkeme dosyalarından derledigi bilgileri pehlivan tefrikası gibi yayılamasına karşın; kendi ifadesini niçin ortaya çıkaramadıgı Türk polisiyle ve giderek MIT'le girdigi işbirliginin kapısını aralayan anahtar tespit olmuş ve gerisi çorap sökügü misali gelmiş, Mihrac Ural önce sakladıklarını kabul etmek zorunda kalmıştır. Bir polis ve MIT işbirlikcisi olduguna yüzde yüz degil, yüzde bin beş yüz kalıbımı basarım. Yazının devamı olsa olsa, cok bilinmeyenli bu karmaşık ilişkiler agının küçük bir penceresinden bakmak olacaktır. 'maharaj' başlıklı bir önceki yazıda; acilciler örgütü'nün illegal bir teşkilat olması sebebiyle, örgüt mensubunun resmi dilde 'terörist' olarak karşılanmak zorunlulugundan bahsetmiştim.
Her nekadar Torun URAL , demokratlaştıgını, demokrasi mücadelesi içinde hareket ettigini, başka anlama masum oldugunu anlatmaya çalişsada, Acilciler adıyla atacagı her adım terörist olarak kalacaktır.
Sormanın yeridir. Bir teröristin, 'Bakanlık' gibi, üst düzey bir devlet yekilisiyle ne ilişkisi olabilir ki? olursa bunu nasıl açıklayacaktır? Nasıl olursa olsun böyle bir ilişkinin masumiyetine kim inanır. Agar'la ilişki içnde olmakla, Mithat MATKAP'la olmak, arasında bir fark olabilir mi?
Olursa buna kim inanır? Tersi: Hangi devletin bakanı, bir teröristle ilişkisini meşru zeminde açıklayabilir?
Açıklarsa ne olur?
Hangi Beka ki kendi karyerini, aynı anlama bekasını riske etmeye feda edilir?
Tek açıklaması vardır devletin bekasi içindir.
Devlet kavramı işlev ve bileşenlerinden ayrı ele alındıgında soyut, somut oldugu oranda gayrı meşrudur. Devlete karşı savaş içinde olan bir örgütün her bireyinin devletle ilişkisi sorgulanmak zorundadır. Bizim burada yaptıgımız da budur. İki yol var: a) Mihrac Ural; ya 'sanal alemin saçmalıgında 'gevşedim'**, hava olsun diye yalan söyledim.' diyecek., b) Yada Bakan, Mithat Matkap, Bakan, Fuat Çay, Gazeteci(!) Cengiz Çandar...ve başkaları ile ilişkilerinin öz ve biçimini açıklamak zorundadır. Adı geçenlerde…
Şimdiden uyarıyorum. Hiç bir düzme yalakanın bu sorulara cevap verme hakkı yoktur. Digerlerinin rolü ve ilişkilerinin niteligini ben açmaya çalışacagım. Dede Suphi Bedii Uluc Jokerimizdir.
Digerlerini başka ilişkiler agı içinde ele alacagım ve başka yazıların obje ve süjeleri olacaklardır. Dede S.Bedii Uluc'un MIT görevlisi oldugu biliniyor. Dede'nin, Torun üzerindeki hamilik görevi sadece 'siyasi savunma yapma, tahliye olabileceksinle' kalmıyor.
Dede Uluc ve dede Uluc'un sagladıgı üst düzey ilişkiler sayeside, iç siyasal gelismelerin akış seyrine göre, Torun üzerine kurulan çok yönlü misyon da uygulanmaya başlıyor. Torun Mihrac'in cezaevlerine ziyaretci çagırarak örgütü izletme misyonunun, siyasal gelişmelere paralel olarak bittigine ve kaçışı saglanarak çok yönlü yeni bir misyonla görevlendirilmesine, daha önce dede Uluc'tan alınan teşkilat taktikleri de devreye sokularak karar veriliyor.
Torun Mihrac Adana cezaevine naklediliyor.(nakilin nasıl gerçekleştigi Ibrahim Yalcın tarafından yazıldı)
Adana ceza evi, ‘’kaçış’’ ve kimseye haber vermeden dogrudan Suriye’ye geçiş, yeni ve cok yönlü görevlerin perdesi olma gibi bir özellige sahip.
Son ana kadar, 'tahliye olacagım' diye her türlü kaçırılma tekliflerini reddeden torun Mihrac’ın, birden bire ve 12 eylül darbesine "çeyrek" kala, Adıyaman’dan Adana’ya sevk edilerek yol verilmesi, nerde ve ne zaman yakalandıgı meçhul(!) olan Mihrac’ın, yakayı ele verdiği an polis ve mit’e verdiği sözün karşılıgı oldugu anlaşılıyor.
Mit ajanı Dede Uluç’un torunu Mihrac Ural’ın, Acilcileri "ehlileştirmek" adına verdiği söz ve hizmetlerin karşılıgı olarak cezaevinden dışarıya alınarak; hem Torun'un güvenligi, güvenceye alınıyor. hemde, cezaevi’nden (kaçırılmış(!) kaçmış birinin, kaçma eylemini, yeni görevlerin perdesi olarak kullanabilmesinin olanakları yaratılıyor. Torun Mihrac Ural, cok yönlü, çok bileşenli ilişkiler agına böyle girecek, baba tarafından Suriye'deki hamilerinin himayesinde "kadim halkının" kimlik mücadelesinin rehberi, gizli "Hatay kurtuluş örgütü" kendi deyisiyle genç 'Uruba'cı rolünde Türkiye ayagını kamufle edecek.
Ana tarafından, Dede Uluc'un emanet ettigi ellerde, Türkiye devletinin ulu çıkarları icin, kaçak militan(!) Seçilmiş çakma lider, Başkan Öcalan'ın "kadim dostu" nitelemelerini sahtekarca kullanarak Suriye ayagını kamufle ettigini sanma gibi çok yönlü bir oyunun zavallı bir figüranı olacaktır.
Olan: Bedel ödenerek, emek verilerek onurlandırılan Acilciler örgütünün kirli amaçlar ugruna tasfiyesinde somutlanacaktır.
Ve sen, Mihrac Ural, in’inde rahat uyuyacagını sanacaksın öyle mi?
Acil örgütünü tasfiye etmenin, dürüst ve samimi Acilcileri tasfiye edemedigini görmen geç olmayacaktır!. Türkiye Halklarının yarattıgı degerleri daha fazla kirletmene izin vermeyerek, burnundan getirecegiz. Daha şimdiden başladıgın, "tedbir" yazıları da seni kurtaramayacaktır. Ne tedbir yazıların seni kurtarabilir, nede, Dede kucagından alınarak emanet(!) edildiğin mit’ci "kadim dostların"… Maharaj., Mihrac Ural, Maharaj… ! *Irredentizm:...Dil, gelenek, görenek ve çesitli kültür degerleri bakımından bir birlik gösterdigi halde ana yurt dışında kalmış halkın yaşadıgı toprakları ana yurt içine almak düsüncesi.(bu kavrama Türkce sözlükte rastladim.TAMILCE degildir!) **Gevşeme: Bu sözcük ise, m.ural'ın’’ çıtır kızlar’’la yaptıgı chat, ‘ mayışma’ filolojisinden! alımıştır.
|