Şuanda 67 konuk çevrimiçi
BugünBugün379
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8103
Bu ayBu ay8103
ToplamToplam10476527
mihrac ural'ın "kadim" koruyucusu kimdir? PDF Yazdır e-Posta


Bu sitede şimdiye kadar yazılanların, Mihrac Ural'ın; Suriye gizli
servisiyle ilişkisi ve bir Muhabarat ajanı oldugunu hiç bir tereddüte yer
vermeyecek biçimde ortaya koyduguna inanıyorum.

İnancım hiç bir zaman degişmeyecektir.

Şaşırtıcı degildir. Gizli servislerin ajan ve
işbirlikcilerini, bir anlayışla; 'irredantizm'* anlayışı baglamında
seçtikleri bilinen klasik bir yöntemdir.
Mihrac Ural bir irredantist dir.

Şaşırtıcı degildir.  Kalıbımı basarım o, yüzde yüz degil; yüzde bin beşyüz bir
irredantalist ve bir Türkiye örgütü olan 'Acilciler'  örgütüne çok yönlü
bir bileşen içinde bilerek
sızdırılmış bir Muhabarat ajanıdır.
Irredantalist oldugunu yazılanlar karşısında, açıkca yazarak
kabullenmek zorunda bırakılmışır. Nedensiz degildir. Bu davranışı bile
açıga çıkartılan işbirlikci kirli yüzünü perdelemek icin can simidi
olarak sarıldıgı bir kurtuluş yolu aramanın çaresizligidir.

Başından beri, sadece irredantist olarak içimizde yer alsaydı, bunu
bile savunmanın verili koşullarda bir realitesi varsa, savunmaktan ve
desteklemekten( !) çekinilmeyecegi söylenebilir, Mihrac Ural da, kendi milli
davasının içimizdeki bir militanı( !) olarak algılanabilir,
desteklenebilir ve yadıganmazdı.

Talihsizligi de; Devrimci bir örgütte, marksist
olarak çıktıgı yol da gerçek kimligini başından itibaren gizleme
becerisini( !) gösterebilmesinde yatmaktadır.
 

Kırk yıl gecikmeyle’de olsa açıga çıkartılmıştır. Kire, pasa
bulaşmadan  Arap kimligini savunmaya soyunsaydı zeval olmazdı; kaldı ki,
böyle bir derdinin olmadıgı,
tek derdinin elindeki, avucundakini
korumak ve her argümanı buna hasretmek oldugu kendi yazışmaları dayanak
gösterilerek teşhir edilmiştir.

Hiçbir çaba bunca kirlenmeyi aklayamaz.
Kirlenme sadece Suriye ayagıyla kalsaydı, anlayabilirdik.
Birde
işbirlikciligin Türkiye ayagı var.

Yazılanlar yeterli olmakla birlikte, bir önceki "MAHARAJ" başlıklı
yazıya dair ara bir degini yaparak devam etmek açıklayıcı olacaktır.
 
Mihrac, Mehrac, 'Maharaj' ses benzerligi, okuyucuya, 'MAHARAJ'
başlıgıyla 'Mihrac' çagrışımı yapmak için seçilmemiştir. Maharaj
sözcügüne Internette Mihrac ural'in kendi yönlendirdigi bir sanal takipte
rastladım. Çok şaşırdıgımı, şaşırmanında ötesinde;
'bu kadarı da
olamazdı. Bu adam çıldırmıs olmalıydı!.
' 'TAMILCE' bir sitede ne işi olabilirdi. Yanlışlıkla 'Tamil' dilinde,
latin harfleriyle yazılmış bir siteye girdigimi sandım( !) Benim icin
anlamsız olan 'Maharaj' sözcügünü yeniden okurken, alt yazının
Türkçe oldugu dikkatimi çekti. Kelimenin anlamını da böylece
çözdügümü sanıyorum. Alt yazı Mihrac Ural'in annesinin vefaatini bildiren bir
taziye açıklamasıydı ve sözcügün Arapca 'başsaglıgı', veya 'ölüm
ilani’' olabilecegi sonucunu çıkardım. Olmayabilir de. Okuyucu
istedigi manayı yüklemekte serbestir. Geçebiliriz.
 
Mihrac Ural işbirlikciliginin Türkiye ayagi:
 
Yazılanlar yeterlidir. Dahası, işbirlikciligin yadsınamaz bir gerçek
olarak ortaya çıkardıgına fazla katkı olmayacaktır. Olsa olsa biçim
olarak, nasıl geliştigine farklı bir yaklaşım sunabilir.
 
Mihrac Ural'in nasil yakalandıgı ve neden bugüne kadaryakalanışını
örgüt'ten sakladıgı,
herkesin çarşaf çarşaf ifadesi ve mahkeme
dosyalarından derledigi bilgileri pehlivan tefrikası gibi yayılamasına
karşın; kendi ifadesini niçin ortaya çıkaramadıgı
Türk polisiyle ve
giderek MIT'le girdigi işbirliginin kapısını aralayan anahtar tespit
olmuş ve gerisi çorap sökügü misali gelmiş, Mihrac Ural önce
sakladıklarını kabul etmek zorunda kalmıştır. Bir polis ve MIT işbirlikcisi
olduguna yüzde yüz degil, yüzde bin beş yüz kalıbımı basarım.
Yazının devamı olsa olsa, cok bilinmeyenli bu karmaşık ilişkiler
agının küçük bir penceresinden bakmak olacaktır.
 
'maharaj' başlıklı bir önceki yazıda; acilciler örgütü'nün
illegal bir teşkilat olması sebebiyle, örgüt mensubunun resmi dilde
'terörist' olarak karşılanmak zorunlulugundan bahsetmiştim.

Her nekadar  Torun URAL , demokratlaştıgını,  demokrasi mücadelesi içinde hareket ettigini,
başka  anlama  masum oldugunu  anlatmaya çalişsada,  Acilciler adıyla
atacagı  her adım terörist olarak kalacaktır.

Sormanın yeridir.
 
Bir teröristin, 'Bakanlık' gibi, üst düzey bir devlet yekilisiyle ne
ilişkisi olabilir ki?
olursa bunu nasıl açıklayacaktır? Nasıl olursa olsun böyle bir ilişkinin masumiyetine kim inanır.
Agar'la ilişki
içnde olmakla,  Mithat MATKAP'la olmak,  arasında  bir fark olabilir mi?

Olursa buna kim inanır?
 
Tersi:  Hangi  devletin bakanı, bir teröristle  ilişkisini meşru zeminde açıklayabilir?

Açıklarsa ne olur?

Hangi Beka ki kendi karyerini, aynı anlama bekasını riske etmeye feda edilir?

Tek açıklaması vardır devletin bekasi içindir.

Devlet kavramı işlev ve bileşenlerinden ayrı ele alındıgında soyut, somut oldugu oranda gayrı meşrudur. Devlete karşı  savaş içinde olan bir örgütün her bireyinin devletle ilişkisi
sorgulanmak zorundadır. Bizim burada yaptıgımız da budur.
 
İki yol var:
a)
Mihrac Ural; ya 'sanal alemin saçmalıgında 'gevşedim'**, hava
olsun diye yalan söyledim.' diyecek.,
 
b) Yada Bakan, Mithat Matkap, Bakan, Fuat Çay, Gazeteci(!) Cengiz Çandar...ve
başkaları ile ilişkilerinin öz ve biçimini açıklamak zorundadır. Adı geçenlerde…

 
Şimdiden uyarıyorum. Hiç bir düzme yalakanın bu sorulara cevap verme hakkı yoktur.
 Digerlerinin rolü ve ilişkilerinin niteligini ben açmaya  çalışacagım.
 Dede Suphi Bedii Uluc Jokerimizdir.

Digerlerini başka ilişkiler agı  içinde ele alacagım ve başka yazıların obje ve süjeleri olacaklardır.
 
 Dede S.Bedii Uluc'un MIT görevlisi oldugu biliniyor.
 Dede'nin, Torun üzerindeki hamilik görevi sadece 'siyasi savunma
 yapma, tahliye olabileceksinle' kalmıyor.

Dede Uluc ve dede Uluc'un sagladıgı  üst düzey ilişkiler sayeside, iç siyasal gelismelerin akış seyrine göre, Torun üzerine kurulan çok yönlü misyon da uygulanmaya başlıyor.
 
Torun Mihrac'in cezaevlerine ziyaretci çagırarak örgütü izletme
misyonunun, siyasal gelişmelere paralel olarak bittigine ve kaçışı
saglanarak çok yönlü yeni bir misyonla görevlendirilmesine, daha önce dede
Uluc'tan alınan teşkilat taktikleri de devreye sokularak karar veriliyor.
 

Torun Mihrac Adana cezaevine naklediliyor.(nakilin nasıl gerçekleştigi
Ibrahim Yalcın tarafından yazıldı)

Adana ceza evi, ‘’kaçış’’ ve kimseye  haber vermeden dogrudan Suriye’ye geçiş, yeni ve cok yönlü
görevlerin perdesi olma gibi bir özellige sahip.
 

Son ana kadar, 'tahliye olacagım' diye her türlü kaçırılma
tekliflerini reddeden torun Mihrac’ın, birden bire ve 12 eylül
darbesine "çeyrek" kala, Adıyaman’dan Adana’ya sevk edilerek yol
verilmesi, nerde ve ne zaman yakalandıgı meçhul(!) olan Mihrac’ın,
yakayı ele verdiği an polis ve mit’e verdiği sözün karşılıgı oldugu
anlaşılıyor.
 

Mit ajanı Dede Uluç’un torunu Mihrac Ural’ın, Acilcileri
"ehlileştirmek" adına verdiği söz ve hizmetlerin karşılıgı olarak
cezaevinden dışarıya alınarak; hem Torun'un güvenligi, güvenceye
alınıyor. hemde, cezaevi’nden (kaçırılmış(!) kaçmış birinin, kaçma
 eylemini, yeni görevlerin perdesi olarak kullanabilmesinin olanakları
yaratılıyor.
 
Torun Mihrac Ural, cok yönlü, çok bileşenli ilişkiler agına böyle
girecek, baba tarafından Suriye'deki hamilerinin himayesinde "kadim
halkının" kimlik mücadelesinin rehberi, gizli "Hatay kurtuluş
örgütü" kendi deyisiyle genç 'Uruba'cı rolünde Türkiye ayagını
kamufle edecek.

Ana tarafından, Dede Uluc'un emanet ettigi ellerde, Türkiye devletinin ulu
çıkarları icin, kaçak militan(!) Seçilmiş çakma lider,
Başkan Öcalan'ın
"kadim dostu" nitelemelerini sahtekarca kullanarak Suriye ayagını
kamufle ettigini sanma gibi çok yönlü bir oyunun zavallı bir
figüranı olacaktır.

Olan: Bedel ödenerek, emek verilerek onurlandırılan Acilciler
örgütünün kirli amaçlar ugruna tasfiyesinde somutlanacaktır.

 

Ve sen, Mihrac Ural, in’inde rahat uyuyacagını sanacaksın öyle mi?
 

Acil örgütünü tasfiye etmenin,  dürüst ve samimi Acilcileri tasfiye edemedigini
görmen geç olmayacaktır!.
 
Türkiye Halklarının yarattıgı degerleri daha fazla kirletmene izin
vermeyerek, burnundan getirecegiz.
Daha şimdiden başladıgın, "tedbir" yazıları da seni
kurtaramayacaktır.
Ne tedbir yazıların seni kurtarabilir, nede, Dede kucagından alınarak
emanet(!) edildiğin mit’ci "kadim dostların"…
Maharaj., Mihrac Ural, Maharaj… !
 
*Irredentizm:...Dil, gelenek, görenek ve çesitli kültür degerleri
bakımından bir birlik gösterdigi halde ana yurt dışında kalmış
halkın yaşadıgı toprakları ana yurt içine almak düsüncesi.(bu kavrama
Türkce sözlükte rastladim.TAMILCE degildir!)
 
**Gevşeme: Bu sözcük ise, m.ural'ın’’ çıtır kızlar’’la yaptıgı chat, ‘ mayışma’ filolojisinden! alımıştır.