Şuanda 398 konuk çevrimiçi
BugünBugün605
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8329
Bu ayBu ay8329
ToplamToplam10476753
Mehmet Koç yoldaşı kaybettik PDF Yazdır e-Posta


Uzun zamandır amansız hastalıkla boğuşan Mehmet Koç, 2 Eylül 2010 günü itibarıyla aramızdan ayrıldı. Türkiyeli hemen hemen tüm devrimci örgütlerin yakından tanıdığı 68 kuşağı komünistlerinden, İlker Akmanın, Hasan Basri’nin, Yusuf Ziyanın yoldaşı sevgili Mehmet Koç artık fiziki olarak aramızdan ayrıldı. 1946 Malatya doğumlu Mehmet Koç uzun yıllardır sürgün hayatı yaşadığı Paris'te hastanede kanser tedavisi görmekteydi. Ancak amansız hastalığa fiziki olarak daha fazla dayanamadı ve bugün daha önceden uğurladığı devrimci yoldaşları ile buluşmak üzere bizlerden ayrıldı. Onun anısı önünde eğiliyor ve  devrimci mücadelesini sürdüreceğimizi bir kez daha kamuoyuna ilan ediyoruz.

 Mehmet Koç, 1968 yılından bu yana, işçi sınıfının ve emekçi halklarımızın kurtuluşu için çeşitli sahalarda mücadele yürüten bir yoldaşımızdı. THKP-C HDÖ(Acilciler) örgütünün kurucuları İlker, Ziya ve Hasan'ların 26 Ocak 1976'da Malatya Beylerderesi’nde öldürülmelerinden sonra yapılan operasyonlarda ilk gözaltına alınanlardan olan Mehmet Koç bir yıl  hapis yatan ilk Acilcilerdendi. Daha sonra işçi sınıfı mücadelesine sendikacı olarak devam eden Mehmet Koç, 12 Eylül öncesi Lübnan'a geçer ve Filistin halkının mücadelesinde yer alır. Daha sonra kendi çabasıyla yarattığı olanaklarıyla bir çiftlik açan Koç  bu çiftliğini başta yoldaşları olmak üzere, 12 Eylül zulmünden kaçan tüm devrimcilere açar. Suriye'den yolları geçip de Koç'u tanımayan hemen hemen hiç bir Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimci yoktur o dönemde. Koç yardımseverliğiyle, emekçiliğiyle, çalışkanlığı ve yaratıcılığıyla hepimize örnek olmuş bir yoldaşımızdı. Tanıyan, tanımayan Türkiyeli ve Kürdistanlı devrimcilerin, hepimizin başı sağ olsun.

Mehmet Koç son günlerini çocukları ve yoldaşları ile geçirdi. Hemen her gün eski yoldaşları, Türkiyeli devrimciler baş ucundaydı. O Engin yoldaşın deyimiyle  mutlu ölen yoldaşlardan biri oldu. Görüşmelerimizden birinde aynen şöyle dedi: “biliyor musunuz ben yıllardır görmek istediğim tüm yoldaşlarımı, arkadaşlarımı gördüm, çocuklarım, kardeşim, hanımım yanı başımda, bundan daha mutlu bir son olabilir mi? İnsan için. Ben bu mutluluğu yaşıyorum. Gözlerim açık gitmeyeceğim.  Size hayatımı anlattım. Beni tanıyanları da dinleyin ve bir kitap haline getirin”  tek isteğim bu. Beni ve mücadelemi gelecek kuşaklar bilsin diyordu Mehmet Koç yoldaş. Bizler de onun yoldaşları olarak söz veriyoruz, seni unutulmayan, unutturulamayan devrimcilerin kervanına katacağız ve yaşamını yazarak ölümsüzleştireceğiz.

Mehmet Koç yaşamı boyunca ezilenin, horlananın, ötekileştirenin, yok sayılanın yanında yer aldı. Bir parça ekmeğini ihtiyacı olan her insanla paylaştı. Bundan dolayı sevildi, sayıldı. Sevilmeye ve sayılmaya da devam edilecektir. Dostlarına karşı bu kadar sevecen olan Koç, sınıf düşmanlarına karşı ise tavizsizdi. Her koşul ve şart altında devrimin düşmanlarına canı pahasına karşı durduğunun canlı tanıklarıyız. O aramızdan fiziki olarak ayrıldı ancak ruhu hep bizimle birlikte olacak, emekçilerle, işçi sınıfı ile birlikte anılacaktır.  O kelimenin tam anlamıyla bir sınıf önderi, bir halk kahramanı olarak yaşadı, ona yaraşır bir şekilde de, başı dik, yoldaşlarının ve ailesinin sıcak kollarında çan verdi. Ne mutlu borçsuz ölenlere, ne mutlu, halkın yüreğinde ilelebet yaşamayı hak edenlere, ne mutlu bize ki, Mehmet Koç gibi bir yiğit ile yoldaş olduk. İlkerlerin, Hasanların  yoldaşının yoldaşları olduk. 

NURAY BAYINDIR – İRFAN DAYIOĞLU