Şuanda 23 konuk çevrimiçi
BugünBugün350
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8074
Bu ayBu ay8074
ToplamToplam10476498
mihrac ural ve cevapsız kalan sorular (5) PDF Yazdır e-Posta


             22. Mihrac Ural akıl almaz bir yalancıdır. Devrimci ahlak ve terbiyenin asla kabul etmeyecegi oranda hemen her konuda

            profesyonel bir yalan makinesi gibidir.

 ‘’Kısaca Yaşam öykü’’(!)  Cephe dergisinde duruyor. Açın okuyun. Burada, 17 yaşında onlarca fabrika örgütlediği(!) yazılı, onlarca fabrikadan sadece bir tanesinin ismini yazabilir mi? Hayır yazamaz.

Böyle bir faaliyeti olmamıştır. Öyle anlaşılıyor ki, henüz örgüte ayağını atar atmaz  hile ve yalanlarla iş başı(!) yapmış...

Birinci yaşam öyküsünde hızını alamadığı için, ikincisini bile yayınladı(!) Her iki yaşam öyküsü arasında, birbiriyle taban tabana zıt çelişkiler var. çelişkileri nasıl izah ediyor dersiniz. Edemiyor ve yalanlarını yine kendisi açık ediyor.

Sahi, Bu adamın kafasında  kaç tane dikiş (!) var?  Bazen 17, bazen 45 diye yazıyor. Çetleşmelerine bakınız. Her yanından yalan akıyor.  

 

23.   Mihrac Ural, Mehmet Avan’ı çok iyi tanır. Şubat 1978’de Mehmet Avan’a pusula yazarak. Ali Fuat Çiler’in evine göndermiştir. Ali Fuat Çiler o tarihte, (Şubat 1978) yakalanmıştı. Mihrac Ural, Mehmet Avan’ı Ali Fuat Çiler’in evine yollayarak evde bulunan para ve silahı almasını söylemiştir. Mehmet Avan söyleneni yapmış ama bır kaç gün sonra da yakalanmıştır. Mehmet Avan yakalandıgı zaman, polis, Mehmet Avan’ın Ali Fuat Çiler’in evine  ne zaman gittiğini ve evde ne  aldıgını bilmektedir. Ali Fuat Çiler yakalandığı zaman ‘’evini polise vermedi’’ diye, deşifre olmuş bir eve Mehmet Avan’ı  bilinçli olarak yollayan ve yakalatan Mihrac Ural’dır.

 Bu güne kadar hiçbir cevap vermedi. Bu soru hala yanıtını bekliyor...

Mihrac Ural, E. Ulaşan’a, Nebil’in yakalatılması konusunu ‘’inkar’’ ederken, ‘’ biz o tarihte pusula ile haberleşmezdik’’ diyerek yalan söylediği de bu vesileyle anlaşılmış olmuyor mu?

 M. Avan’a pusula yazıp tuzağa düşüren kendisi değil mi peki?

 

24.  Mihrac Ural, Mehmet Avan’ı cezaevine, Adnan Demir ve amcasının oğlu İrfan Ural’ın ziyaretine gönderen ve Samandağ Ziraat Bankasından kamulaştırılan paraları isteten kişi değil mi? Mehmet Avan bu parayı Adnan Demir ve İrfan Ural’dan istediği zaman ne cevap aldı? ‘’ Vermeyeceğiz ‘’ demediler mi?

Verdiler mi? peki.

Vermediler.

Mihrac Ural şimdi bu adamlara ‘’ yoldaş’’ diyor ve ‘’ haramzade sofralarında’’ besliyor. Yeniden soruyorum. Bu para ne oldu? Haydar yılmaz bu paranın nerede olduğunu Mihrac Ural’a sormadı mı?

Haydar Yılmaz’a ne cevap verildi? ‘’ Yoldaş bu para askeri bir alanda gömülü’’(!) diyen kişi, Mihrac Ural’ın kendisi değil mi?

Haydar Yılmaz’ın, ‘’önemli değil, nerede olursa olsun biz alırız’’ diyerek ısrar etmesine rağmen, Mihrac Ural bu paranın akıbeti hakkında neden sesini çıkartmıyor ve hala susuyor.

 

Kim(ler) çaldı bu parayı?

Hırsızlara ne yapıldı? Şu an bu parayı çalıp örgüte vermeyenler ile ‘’yoldaş’’lığı devam eden Mihrac Ural’ın, Samandağ hırsızlarıyla bu derece sarmaş dolaş olmasının altında hangi çıkar ilişkisi var dersiniz?

İrfan Ural hep susuyor. Neden...? Biz bunu sormayalım mı? Bunu sorduğumuz zaman tarihimizi kirletmiş mi oluyoruz?

İrfan Ural hiç sesini çıkartmayacak, Bu paranın hesabını vermeyecek, bunu yapmadıgı gibi ortaya çıkacak ve bas bas bağıracak öyle mi? ‘’ şanlı-şerefli tarihimiz karalanıyor’’ diyerek çığırtkanlık yapacak ve yavuz hırsız kılığına bürünecek... Olamaz böyle şey...  Biz, tarihi kirletmiş(!) olacağız ve İrfan Ural’da ‘’ biz acilciler’’ diyerek imza atacak ve papatyalar sofrasında bağdaş kurup zıkkımlanacak(!) Bu mudur bizim şanlı-şerefli tarihimiz... Böyle şey olur mu?

Bir defa daha ve son kez yazıyorum. İrfan Ural ve Mihrac Ural, Samandağ Ziraat Bankası kamulaştırma eylemi sonrasını ve paranın akıbetini söylemek zorundadırlar.

Dürüst ve samimi olmalılar, gerçekleri açıklamalıdır. Aksi taktirde, acilci degil, acilciler hırsızı olarak anılacaklardır. Mihrac Ural’ın hırsızlığı konusunda şüphe yok. İrfan Ural ve Adnan Demir bu konuyu enine boyuna devrimci kamuoyuna açıklamadıkları müddetce, aynı şekilde HIRSIZ olarak anılacaklardır.

Bu para,  devrimci değerlerimizin kasasından çalınmış bir paradır ve hesabını da sadece biz değil, Türkiyeli devrimcilerin sormaları gerekiyor. Komisyon bu nedenle de önemlidir.

25.    Mihrac Ural nasıl yakalandı? Bileniniz var mı? Kim ele verdi(!) bu adamı. Ve bu adam nerede yakalandı?

Samsun’da, İbrahim Evren adlı şahısla beraber yakalandığını Milliyet gazetesinde bulduk ve yayınladık. Hiç sesini çıkartmıyor. Neden?

1978 Mart operasyonu nasıl başladı? Bu operasyonda  kaç kişi yakalandı? Samsun, Bursa, Ankara, İstanbul, Hatay ve Ege bölgesi olmak üzere toplam 85 kişiden fazla yakalanma oldu. Kim verdi bu insanları? Mihrac Ural neden hiç sesini çıkartamıyor. Bir nedeni olmalı?  Bu operasyonlardaki görevini açıklamalıdır. Adam gibi her şeyi açıklamalı ve acilcilerin devrimci adaletine güvenmeli(!)dir. Hep susuyor, susarak kurtulamayacağını anlamış olmalı.  Sağırları oynayarak, sorulara sorularla  karşılık vererek kafa karıştırma dönemi çoktan geçti. Yakayı ele verdiğini biliyor ama bilinmediğini sanıyor. Aldanıyor.

’ Ben Samsun’da değil,  Ankara’da yakalandım ‘’desin bakalım. ‘’Bursa’ya gitmedim’’ desin bakalım. ‘’Bursa’da, Ankara’da, Samsun’da takip edilmedim’’ desin bakalım... Bunları diyebiliyor mu? Şimdi diyemiyor ama 25 sene önce diyordu. 25 sene değil, bundan 3 sene öncesine kadar söylüyordu. Şimdi de söyleyebilecek mi? Söyleyemez. Yakaladık çünkü.

’Antakya ya götürülmediğini, Antakya’da deşifre olmadığını ve aranmadığını’’ söylüyordu. Yalan söylediğini yakaladık ve itiraf etti. Antakya’da daha önce deşifre olduğunu itiraf ettiğine göre, yakalandığı zaman Antakya’ya neden götürülmediğini anlatmıyor? Ve bu bölümü hep es geçiyor. Unutturmaya çalışıyor. Nedeni var. herkes gibi normal prosedür içersinde  götürülmedi, GİZLİCE GÖTÜRÜLDÜ. Susmasının nedeni burada yatıyor. ...21 gün dolaştırıldığını söyledi. Ankara-İstanbul arasında değil, 21 gün buralarda dolaştırıldı da ondan söyleyemiyor. Utanmaz ahlaksız adam, ‘’ ser vermiş sır vermemiş’’ öyle mi...

 

26.    Aralık 1979 başlarında, Haydar Yılmaz yakalanmadan 10 gün kadar önce, İstanbul’da, Anarşist vasıtasıyla Mihrac Ural’a (Niğde cezaevine)  cezaevleri yardımlaşma fonu için, 500 bin lira para göndermedi mi? Bu parayı nereye harcadı?  Hangi yoldaşa bir kuruş para yolladı söylesin bakalım. Kesinlikle söyleyemez. Ne yaptı bu paraları? Mihriban’a mı verdi? Zeki el Kasım Ural’a mı verdi? Kime verdi?  Biz bunların hesabını soracağız.

27.    Hatay’da dinamit deposunun kamulaştırılması eyleminde alınan dinamitleri, İstanbul örgütüne parayla satmadı mı? Satmadım diyebiliyor mu? O zaman bu dinamitlerin kaçakçılardan para ile satın alındığını(!) söylemişti. İstanbul örgütünden aldıgı 70 bin lira’yı ne yaptığını soruyoruz. Kız kardeşinin düğünü için kullandığı söyleniyor doğru mu bu?

28.    Aynı şekil’de, Kayseri’den gelen, kullanılmış silahları,  yine İstanbul örgütüne, bizden sonra, Haydar Yılmaz’a sattı. Örgüt içi ticaret yapan bir ahlaksız adamın devrimciliğinden söz edilebilinir mi?

29.    Samsun kuyumcu eyleminden alınan altınlardan 2.5  kg kadarının Bursa’da kendisine verilmediğini söylesin bakalım. Yakalanmadan birkaç gün önce aldıgı bu altınlar ortada yok. Kime verdi? Yakalanmadığına göre, bu altınlar neredeler?  

Baba, Zeki el Kasım Ural’ın, Oğul Mihrac nerede ise  sürekli oraya gelip gitmesinin altında, örgüt kasasının baba evine transfer(!) trafiği olmasın?  Baba, Zeki el Kasım Ural’a örgüt paraları mı aktarılıyordu? Bu adamlar baba’dan oğul’a hortumcumuydu? Bunları konuşacağız.

Komisyon önerimizin gerekçeleri içersinde bunlarda vardır.

30.    Kayseri’de yapılan 10 milyonluk kamulaştırma eyleminde elde edilen paranın ne kadarı Mihrac Ural’a aktarıldı ve bu paralar nerelere harcandı? Bilen var mı? Hayır.

31.    Mihrac Ural Suriye’ye geçer geçmez, ısrarla para talep etti ve Adana’da, bir kuyumcudan kamulaştırılarak elde edilen altın’lar kendisine gönderilmedi mi? Utanmadan ‘’ dağlarda ot yiyerek yaşadık’’ diyor. İnanan var mı?

32.    Mihrac Ural, geçmişten bugüne babasını ve annesini kullanıyor. Aklı sıra  duygu sömürüsü yapacak, ‘’ elinden ekmeğini yediniz(!)’’ diyebiliyor. İnanmayınız, yalan söylüyor. Bu aile, dede’den baba’ya, baba’dan oğul’a kadar Acilciler örgütünün olanaklarını kullanarak bugüne geldi ve bugün herşey apaçık ortada... Mihrac Ural adlı hırsız, bugün, ailesi ile başbaşa kalmışsa nedeni vardır.  Baksanıza, bu sefil yaratığı kız kardeşi ve babası dışında savunan var mı?

 

33.    Mihrac Ural, bugüne kadar kendisine karşı olan, karşı olacağını tahmin ettiği veya örgüt içi ihanetinin farkına varabilecek olan kim varsa hepsini tasfiye etmek için elinde geleni yapmaktan çekinmemiştir.

 

Mustafa Burgaz, Mihrac Ural’ı bu örgüte ‘’kazanan’’kişidir. Hatay’da, M. Burgaz ismini bilmeyen devrimci yoktur. M. Burgaz’ın, bir gün içersinde ‘’..30 senedir MİT’ne bilgi veriyordu, ayyaşın tekidir’’ diye ahlaksızca karalanmasının altında yatan gerçek iyi bilindiği zaman, Mihrac adlı sefilin kim olduğu ve ne adına hareket ettiği daha iyi anlaşılacaktır.

Sormamıza rağmen cevap vermiyor. Tekrar soruyoruz. M. Burgaz için bu ahlaksızlığı neden yaptın?

M.Burgaz’ı kim yakalattı?

M. Burgaz’a, Ankara emniyetinde, ‘’ önemli değil kabul et’’diye bağırdın mı? Bağırmadın mı?

Ne diye bağırdın?

        33. Bu Örgüt içersinde Polis işbirlikçilerini koruyarak (Ali Hamam) Militanlarına da   

              polis’tir diye kara çalmakla ne yapmak istiyordun? Alaaddin Özden için Cephe

              dergisinde POLİS’tir diye yazı yazmadın mı?

             Dr. M’nin kongre’ye geliyorum diye telefon ettiği sırada, yanında bulunan yoldaşlara   

            dönerek ‘’ yoldaşlar, kongremize polis de geliyor tamam olduk’’    Diyen sen değil

            miydin? Neden yaptın bunu?

            Örgütümüzün MK üyesi ALİ SÖNMEZ için, ‘’Bizi   dostlarımıza   ihbar ediyor,

            kardeşi vasıtasıyla  Türk Polisine bilgi veriyor’’ diyen sen değil miydin?

              Ali Sönmez seni hangi dostlarına ihbar etti? Adı nedir bu ‘ ’dost’’ların, söyle de

           devrimci kamuoyu da bilsin şu dost dediğin kişiler kimmiş?

34.    Mihrac Ural’ın, 30 senedir yanında bulunan, pis işler sorumlusu BEŞİR KANMAZ) Şerif, kendi eliyle polise teslim olmadı mı? Nasıl oluyorda, kendi eliyle, arandıgını duyar duymaz polise giderek teslim olan bir ‘’adam ’’ ser verip sır vermeyen’’ cinsinden(!) oluyor. Bu soruya niçin cevap vermiyor. Beşir Kanmaz( Şerif) polis’e teslim olurken Subay babası da yanında değil miydi? Şerif denilen bu pislik adam, teslim olmaya, örgütümüzün motorsıkleti ile giderek motorsıkleti de polise teslim etmedi mi?

Hapisten çıkar çıkmaz, bu pislik adamı Suriye’ye kim gönderdi?

Hangi görevle oraya gönderildi?

Yusuf’u katleden Döşemesi Sami ile Şerif’in hanımı arasındaki ilişki neydi? Döşemeci Sami, hangi pazarlık karşılıgında Yusuf’u öldürmeye ‘’ikna’’ edildi? Döşemeci Sami, şimdi nerede?

35.    Mihrac Ural Avrupa’da ne yaptı? Fransa’nın, 91. bölgesinde 90 yaşında bir kadının evini soydugu biliniyor. Yaşlı kadın’ın evinde bulunan antik eşyaların çuvala doldurularak pencereden kaçıldığını Paris’de bilmeyen yok.

Bunları geçiyorum. Bu ve benzeri yüz kızartıcı eylemlerden bir başkası da SÜLEYMAN MİROGLU adlı yoldaş’a yaptırılarak uzun yıllar hapishanede yatmasına neden olundu.

Süleyman MİROGLU, Örgütümüzün Fransa biriminde en iyi dil bilen ve herkesin işine koşturan çalışkan ve fedakar bir yoldaştı. Son derece yetenekli ve bir o kadar da fedakar olan bu yoldaşımıza,  ‘’ Arap bakkalı’’ soygunu görevi(!) vererek olay yerinde onu bırakıp kaçanların kim olduklarını bu örgüt militanları bilmiyorlar mı?

Süleyman yoldaş, şu an çok ciddi bir tedavi sorunuyla karşı karşıya ve hayati tehlike içersinde yaşıyor.

Mihrac Ural ve onu bu hale getirerek adi bir suç’a teşvik edenler neredeler? Akıllarında, Süleyman MİROGLU diye bir isim var mı dersiniz.

Süleyman Miroğlu’nun hapislik yıllarında kalma hastalığının tedavisi için ne düşünüyorlar dersiniz? Sanal alemde örgütçülük oynayarak, örgüt olanaklarını zıkkımlanan bu serserilerin, örgüt,  yoldaş, mücadele ve de devrim diye bir sorunlarının olmadığını söylerken yalan mı konuşuyoruz.

Mihrac Ural ve ailesine yalakalık yapan çömezlerde hiç mi utanma kalmadı?  Bunlar bu kadar kör mü? ‘’Bize de düşebilir belki’’ diyerek, hala bu ihanet kapısında sürünenlerin,  insan onuruyla hiçmi ilgileri olmadı?

36.    Mihrac Ural ‘’AYRI VARLIK’tır. Hiç bir zaman Acilciler’le ‘aynı varlık’ olmamış, hep ‘’ayrı varlık’’ olmuştur. Biz bunu açıga çıkarttık. İhanetin zaman aşımı yoktur. Mihrac Ural bunu anlamıştır.

O şimdi, kendi yarattıgı provakasyonlarla yeniden gündeme girmeye, İçersine giremeyecegi devrimcilerden umudunu keserek, ALEVİLER’e yanaşma çabasındadır. Tutmayacaktır. Bu çaba boşunadır ve tutmayacaktır.

37.    Mihrac Ural’ın cevaplayamadıgı yüzlerce soru vardır. İstediği kadar sussun. Önemi kalmamıştır. Dede tarafından MİT, baba tarafından URUBACI olduğu kuşkuya yer bırakmayacak şekilde kendi ifadeleriyle açığa çıkartılmıştır.

38.    Kürt Özgürlük hareketi’nin ‘’ kadim dostu’’(!) olduğunu da açığa çıkartarak kamuoyuna sunacağız. 

Bir komisyon kurulmalıdır. Mihrac Ural’da, bizim gibi çağrı yapmalı ve hodri meydan(!) demelidir. Aksi taktirde, kaçıp sığınabileceği hiçbir yer bırakmadan, dünya’yı ona dar edeceğiz...