Birleşmiş Milletler, 300 bine yakın Kürt'e vatandaşlık hakkı tanımayan Suriye'yi sert eleştirdi. Kuraklık nedeniyle de 50 bin Kürt ailenin ülkenin batısına göç ettiğini belirten BM, bunlara yeterli yardımın yapılmadığını kaydetti.

BM İnsan Hakları özel raportörü Olivier de Schutter, Suriye'ye yaptığı ziyaret sırasında ülkedeki Kürtlere karşı uygulanan insan hakları ihlallerini konu alan bir rapor yayınladı. Raporda Kürtlerin vatandaşlık haklarının tanınmamasının yanı sıra kuraklık nedeniyle son yıllarda büyük zarar gören Kürt bölgelerine Şam idaresinin hiçbir yardımda bulunmadığına da dikkat çekildi.

VATANDAŞLIK VERİLMEMESİ KABUL EDİLEMEZ

Şam'da düzenlediği basın toplantısında konuşan Schutter, ülkenin kuzey doğu kesimlerinde (Güney Batı Kürdistan) yaşayan Kürtlerin 300 binine vatandaşlık hakkının verilmemesinin "kabul edilemez" olduğunu söyledi.

Schutter "Yurtdışına çıkamıyorlar. Kamu alanında çalışamıyorlar ve sağlık ve eğitim alanında ayrımcılığa uğruyorlar" şeklinde konuştu.

40 yılı aşkın bir süredir kimliksiz olan Kürtlerin vatandaşlık hakkının verilmesini isteyen Schutter, bu şekilde Suriye'nin biriliğinin de sağlamlaşacağını ifade etti.

KURAKLIK NEDENİYLE 50 BİN KÜRT AİLESİ GÖÇ ETTİ

Suriye'de vatandaşlık hakkını savunan çok sayıda Kürt siyasetçi şu anda cezaevinde bulunuyor. BM'nin çıkışına Suriye tarafından henüz bir tepki gelmedi. Suriye uzun bir süreden beri ülkede hiçbir etnik gruba karşı ayrımcılık uygulanmadığını savunuyor.

Suriye'de nüfusun yüzde 15'ini Kürtler oluşturuyor. 2005 yılından bu yana kendi yaşam alanlarını etkileyen kuraklık nedeniyle oldukça fakir düşen Kürt nüfusa Şam neredeyse hiçbir yardımda bulunmuyor.

Bu durum Schutter'in raporunda da yer aldı. Kuraklık nedeniyle 50 bin kadar Kürt ailesinin ülkenin batısına göç etmesine değinen Schutter, Şam idaresinin yeterince yardımda bulunmadığını söyledi.

300 BİN KÜRT KİMLİKSİZ

17 Milyonluk Suriye'de Araplardan sonra ikinci büyük etnik grup olarak en düşük tahminle 2 milyon Kürt yaşıyor. Ancak Güney Batı Kürdistan’da Kürtlerin dil, kültür ve ekonomik koşulları düzeltilmek yerine her geçen gün kötüleşiyor.

1962 yılındaki nüfus sayımı sonrasında 300 bini aşkın Kürt kimliksiz bırakılırken, bunlardan 225 bini vatandaşlık haklarından yoksun bırakıldı, 75 bin kişi ise "kökeni belirsiz yabancı" olarak tamamen kimliksiz kaldı. Ülkede vatandaş olmayan Kürtler de iki kategoriye ayrılıyor.

Vatandaşlık hakları ellerinden alınanlara turuncu rengi bir kimlik verilirken, "yabancı" muamelesi görenler ise tamamen kimliksiz. 1962 sayımının ardından kimliksiz bırakılan Kürtlerin, mal varlığına da el konulmuştu.

ESAD SÖZLERİNİ TUTMADI

Kürtlerin tepkilerinin yükseltmesi ve uluslararası baskının artması ardından 2005 yılında Başar El Esad yönetimi vatandaşlık konusunda açılım yapma sözü vermişti. Ancak bugüne kadar bu sözlerin hiçbiri tutulmadı. Aksine yeni ırkçı yasalarla Kürtlerin yaşam koşulları daha da zorlaştırıldı. Suriye rejimi Arap Kemeri politikası çerçevesinde 2008’de Kürtlerin kendi topraklarında gayrı menkul alıp satımını yasakladı. 10 Eylül 2008’de çıkarılan Kürt karşıtı 49. Maddeye göre, Güney Batı Kürdistan’da hiç kimse mülklerini satamayacak veya yenisini inşa edemeyecek. Suriye devleti sınırını boydan boya ve 25 km derinliği kapsayan alan içinde gayrimenkul alım-satımı yasaklayan 49. madde, Arap Kemeri projesi çerçevesinde 1963’te çıkarılmıştı. Yeni düzenleme ile yasanın ilk halinde belirtilen 10 km derinlik 25 km ye çıkarıldı.

Bu yasa özellikle Cizire, Afrin, Qamışlo, Derik gibi Kürt bölgelerinde Kürtlerin aleyhine uygulamaya konuldu. Kürtlerin verimli topraklarının ellerinden alınması ve yabancı duruma düşürülmelerinin amaçlandığı yasa ile birlikte Kürt bölgesinde Kürtler ne evini ve toprağını satabiliyor ne de başkası alabiliyor.

ANF  www.firatnews.com