Şuanda 18 konuk çevrimiçi
BugünBugün347
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8071
Bu ayBu ay8071
ToplamToplam10476495
NO PASARAN Mihrac Ural PDF Yazdır e-Posta


Kendinden alıntı yapmadığımızdan yakınan biri:
Yedi kuşak irredentist, Suriye gizli servisinin gönüllü hizmetkarı; T.C güvenlik güçlerinin gizli isbirlikcisi.
Görevi: Thkp-c/acilciler örgütünü tasfiye etmek. Suriye ve Türkiye devleti güvenlik birimleri arasında çift taraflı ajanlık…


Adı: Mihrac Ural. 

Merak etmesin, bu sefer alınti yaparak yazacagım. Bunca marifetini ortaya çıkarmamızda yegane yardımcımız olan kendisine çok sey borçluyuz ve bu nedenledir ki; beklediginden daha çok alıntılara yer verecegim. Kaynagımız önce, 'sanal alemdeki yazılı' sonra isimleri bilinen Antakya'lı Arkadaşlara kendi anlatımlarına dayalıdır.

Yanlışlarımız kendi yarattıgı imajlarla maluldür. 
Ne diyordu Mihrac Ural:
"Paris toplantısında, ... diyen adam sözünü yutmuşa benziyor.onun öyle arkasında duramayacagı sözler söylemesi normal. ...kisiliğinin hep büyle oldugunu örgüte gelen tüm yazılı bilgilerden biliyoruz."

Ben Ne yazmışım:
"Yazdığım her sözcüğün, yaptıgım her edimin; yaşamımın her kesitinin sadace bana ait olan kısmını degil, başkalarıyla ilgili yanlarıda yazılacaktır. Altından kalkamayacagım, hesabını veremeyecegim, saklama utancı içinde olacagım hiç bir kaygim yok.


"yazılacak Mihrac Ural yazılacak.." ..Bu tarihte herkes layık oldugu yere bire bir yazılacaktır."


Eger yeterli olmadıysa devam edeyim." örgüte gelen...yazılı.." bilgileri açıklasanda 'jurnalci'lerini biz de tanısak. Zevkle okuyacagım. Okuyucunu 5'e katlayacağına da garanti veriyorum.


'Haydar Yılmaz' kişiligi, işbirlikci bir ajan bozuntusunun ağzına alamayacagı kadar saygındır. Ne yapsan kirletemezsin. Haydar Yılmaz, isminin kabusun oldugu, saldırganlıgının, kabusundan geldigini biliyorum.

Mihrac Ural'ın saldırganlıgındaki telaş nedensiz degildir. Bunu, kendiside bizde, biliyoruz. Adım adım sona yaklaşıldıgını izlemenin korkusuyla yazıyor. Attıgımız her yeme ( !), sızdırdıgımız her bilgiye balıklama atlıyor. Indirekt savunmalar yapmaya çalışırken yeni açıklar yeni bilgiler veriyor. Biz de (burada tekil olarak ben diyeyim) bu açık ve bilgileri elimizdekilerle birlestirerek yeni bir yazının konusu yapıyoruz. Bir türlü bekledigi sona gelinmemesi, karabasan olarak yeniden kendine dönüyor:

Bu baglamda karşılıklı alıntılarla devam edecegim…
"Dede'me çamur atma...aileleri karıştırma..."


"Dedemin öldüğünü ve ölüm tarihini bile araştırma geregi görmemişler.."
"önce dede'yi karala, sonra mezarından çıkarıp yönlendirici ilan et...."


Oysa dedem Suphi Bedir Uluc 24 ocak 1976 de vefat etti. ..."


Okuyucu, kimin hangi dille-agızla, neyi karıştırdığını, dilerse yazıları bir daha okuyarak görmelidir. 


Sanal alemde Deden üzerine yarattıgın imajlardan hareketle ölmüş de olabilecegini
düşünerek; internet üzerinden yaptıgım araştırmada 'namuslu' dedene dair bir bilgiye ulaşamadım. Yada ben bulamadım. belki 'Bedir' yerine 'Bedii' yazmış, olmamdandır. Bununlada yetinmedim ve Antakya'lı bilebilecegini sandıgım bir arkadaşa telefonla soruldu. Arkadaş tahminen senin verdigin tarihe yakın düşen bir zamanda ölmüş olabilecegini söyledi. Buna ragmen yazmakta sakınca görmedim.

Niçin mi?


Bunu bilerek yaptım. Dede'ni joker olarak öne çıkarışım nedensiz degildi. Dikkat edersen yazıların bütünlügünde deden bir figürdür. Dedenin senin agzindan mit görevlisi oldugu ve senin ortaya çıkardıgımız başından beri harekete sızdırılmış bir işbirlikci olduguna dair kanaatim, hareket noktam oldu. Ister deden Ister baba'nı da yazabilirdim. Ne degişecekti. Senin başından örgüte sızdırıldıgın, dede’nin senin agzından MIT elemanı oldugu gerçegi degişecek miydi? hangi saikle bilmem, bunu kimi arkadaşlara söylemekte bile beis görmedigin canlı tanıklarla sabittir. Artısı, ‘’alilemi karalıyorlar’’ diye kopardıgın yaygara, senin kendi agzından sanal alemde yazdıgın bilgilerin tarafımızdan deşifre edilerek okuyucularla paylaşılmasından ibarettir. Yani Baba'nin 'URUBACI' Dede'nin 'MIT' çalışanı oldugunu biz icat etmedik. Sen ne yaptın ? Sanki biz, senin başından beri örgüte sızdırılmış biri oldugunu ve üst düzey ilişkiler içinde korundugunu, Yani 'HAMI'leriyin kimler olabilecegini degilde; Dede'yin ölüm tarihini arıyoruz( !)sen, bunun üzerine atladın ve vurucu ( !) bir fırsat yakaladıgını sandın.


Balıklama atlamakla müthiş aldandın 'Apartman' adam. (Niye 'apartman' açıklama getirilecektir.) Sayalım ki dede’nin, öldügünü bilmiyordum. Senin kişiliksiz bir işbirlikci olduğun ve ebeveyn gerçeklerin degişmiş mi olacakti? Öyle sanıyorsan, sana böyle bir fırsat verme hatası yarattıgım için okuyucudan özür dilerim. Sende, içersinde oldugun aşagılık ilişkilerden özür dileyecek, yapılan çağrılara cevap verebilecek misin?
Bekliyoruz...


Kaldı ki, yazımız maksadına ulaşmıştır. Bakın ne yazmışım:


"Yazılanlar yeterlidir. Dahası işbirlikçiligin yadsınamaz bir gerçek olarak ortaya çıktıgına fazla katkı olmayacaktır. OLSA OLSA BİÇİM OLARAK, NASIL GERLİŞTİGINE FARKLI BIR YAKLAŞIM sunabilir ..yazının devamı olsa olsa ÇOK BİLİNMEYENLİ BU KARMAŞIK İLİŞKİLER AĞININ KÜÇÜK BIR PENCERESINDEN BAKMAK OLACAKTIR
."

Sormanın yeridir alt başlığıyla...


"iki yol var:


a) Mihrac Ural, ya sanal alemin sacmalıgında, 'gevşedim' hava olsun diye yalan söyledim diyecek, 

b) Yada Bakan Nihat Matkap, Fuat Çay, Gazeteci Cengiz Candar...VE BAŞKALARI ILE ILIŞKİLERİNİN ÖZ VE BİÇİMİNİ AÇIKLAMAK ZORUNDADIR. ADI GEÇENLER DE."

Alıntıladıgım değinilerde yazının bütünlüğü içinde Dede 'Bedii-Bedir'in kücük bir figür oldugu acık. "Dede Bedii Suphi Uluc jokerimizdir. Diğerlerini baska iliskiler agi icinde ele alacagım." tümcesi, Mihrac Ural'in zokaya nasıl takılacagın da tümcesi olmuş, ve Mihrac ural buradan atlayarak Dede Uluc'un ölüm tarihine sarılarak kurtulacagı gafletine düsmüstür. Oysa yukarıda önerdigim iki yoldan (a) şıkkını secmiş olsaydı, Ne bu yazı yazılmış, nede yazımızdan 'maksad' hasıl olacaktı.

Ikinci şıkkı seçerek secaatini arzetmiş yazımızda bahsettigimiz ilişkiler ağını 
savunma refleksiyle de olsa açıklamak zorunda kalmıştır.

Yazılanlar üzerine Mihrac Ural'in itiraflarına bakalım:


"Bakan Nihat Matkap'ı, Mehmet Ağarla eşitliyor, ILISKILERI bilmeden...çamur atıyor, daha da ötesi insanların adını afişe ederek muhbirlik yapıyor."


Mihrac Ural,senin saman kafasının anlamadıgı da işte burada, ağzınla itiraf ettigin yerde, 'apartman' Mihrac. Devletin üst karyerlerinden olan 'bakan'lık sıfatıyla, evet. Nihat'la Agar'ın devletin işlevi içinde nitelik olarak eşit oldugunu söylüyorum. "iliskileri bilmeden" diyerek itiraf ediyorsun. Nereden bilelim senin ne biçim ilişkilerin oldugunu, Biz de onu merek ediyorduk. Konuş, konuş ki ögrenelim. Sen her hangi biri degilsin, Gökdelen gibi büyük mü büyük 'apartman’ bir adamsın. Daha dün; bize göre kendi senaryon.

Sana göre ise: Devletin kaos yaratma senaryosu. Anladın değil mi hani şu, Zeki Baba'nın aile onuru icin dava açtığt konu canım!-o da ayrı bir yazı… mizahı bir yazı konusu ya, neyse sonraya. Bir bakan'ın bir vatandasla, bir generalle, bir bakanla,sivil bir kurulusla vb. iliskisi normaldir. Bir Bakan'ın bir ‘’Terörist’'le ilişkisini, Normal bir ilişkiymiş gibi açıklama şansı yoktur. Olursa bu ilişkinin niteligi başka türlü izzah edilmek zaruretindedir.


Bilmedigimiz "İLİŞ KILER" vurgusunu, ÇAMUR ATIYOR, DAHADA ÖTESI INSANLARIN ADINI AFİŞE EDEREK MUHBIRLIK YAPIYOR." Dersen daha çok vahim. Demek ki, gizli bir iliskinin, afise edilmeyecek bir iliskinin içindesin. Ben de, senin bu ilişkinin  biçimini sorduğum için 'muhbir oluyorum'!

 

Ve 'Apartman' Mihrac, Nihat Matkapla ilgili bilgi vermeye devam ediyor.


"...Bölgemizin en saygin halkçı insanlarından biridir."

 

Halkcılık değilmidir ki Türk solun da, devrim anlayışından, demokrasi, örgüt, mücadele, say sayabildigin kadar; her türden sapmanın ana rahmi de olmuştur.


"..Devrimci kültür dernegi zamanında (1976) muhasebeci olarak komşumuz, dostumuz olan, ANTAKYA'NIN ÖZGÜN SOSYAL ILIŞKILERINDE...BİR AILE GİBİ..Mihrac Ural'in doğal dostlarıdır. GELECEK SİYASİ MÜCADELENİNDE ORTAK PAYDASINDA YER ALACAK KİŞİLERDİR....

HAYDAR YILMAZ'IN YAPTIGI BU DENSIZ İHBARCILIK NİHAT MATKAP'IN SIYASI FAALİYETLERİNİN ÖNÜNÜ KESME AMAÇLI ÖZEL DAİRELERİN İŞİ OLUP OLMADIĞINI OKURA BIRAKACAĞIM...."


"...Antakya’da oy isteyen her ilerici, hangi partiden olursa olsun, M.Ural'in evine ugrar...bunu anlamak icin kitle iliskişini bilmek gerekir."


"Antakya'nin ÖZGÜN SOSYAL ILISKILERINDE...GELECEK MÜCADELENIN ORTAK PAYDASINDA YER ALACAK KISILERDIR."


Sormakta haksız mıyız? 


NIHAT MATKAP SENDE MI ‘’GENÇ URUBA’ TESKİLATINDANSIN?

YOKSA BU ALÇAK, ya rüyasında darı görüyor, ya da YALAN SÖYLÜYOR


Bırak cevap vermeyi insanın güleceği bile gelmiyor. "kitle ilişkisini bilmekten" bahsediyor. İnsan gökdelen olunca böyle olur. deldin mi devletin bakanlıklarına kadar deleceksin! Adam Antakya dükalıgı düşlüyor desen adama gülerler..


Yeri gelmişken anlatayım, niçin 'apartman adam' dedim.?

Mihrac ural, bir fıkra anlatacagım diyerek, aklı sıra yazısına bir de edebi çeşni katıyordu ya!


Efendim, "eskiden solculuk, apartmanları yıkıp gece kondu yapmak olarak anlaşılırmış", bu fıkra(!) oluyormuş. Fıkrana güleyim emi..!


Yazılarımın bir mantıgı var. Acilciler örgütü illegal bir örgüttür ve dogal uzantısı acilciler adıyla yanyana durmak, Türkiye gerceginde yasa dışılıkla özdeştir. Demokrasi mücadeleniz varsa, duruşunuzu niteleyen belgileri dogru seçmek zorundasınız. Degilse, aksini açıklamakta zorlanır, saga sola muhbir, ihbarci, bizi ihbar ediyorlar derken, asıl ihbarcılar olmadıgınızı anlatmanız kolay olmaz ve sorarlar.


Haydar Yılmaz da soruyor.


Sanal alemde ballandıra ballandıra anlattıgın, Nihat matkap, Fuat Çay, Cengiz Candar, daha bir cok yenilerini ekleyebilirim. misalen..senin şu parti okulu mezunu, AKP Millet vekili, Alevi danışında baş yaver, Yani, senin bir ‘’yoldaş’’ın tarafından,  kendini ele veren ajan adam olarak niteledi zat, ÇAMUROĞLU gibi. ilişkilerinin öz ve biçimini sorgularsak Muhbirlik mi yapmış oluyoruz?


Bir fikrada benden olsun:


Temeli mahkemeye çıkarırlar. suçu ağırdır. Ne yapsa kendini savunmanın faydasız olduğunun bilincindedir. Mahkeme baskanı kimlik tepiti yapmak zorundadır. usulen Temele sorar; Adınız nedir? Temel cevabı Yapıştırır: 'Temel ama 'Z' süzdür. Hakim şaşkınlıkla, iyi de oğlum 'Temel' zaten 'Z' sizdir der. Temel yine cevabı yapıştırır. "Biz ne dedük hakim bey!"


Mihrac Ural yazıların mantığı içinde görmek istedigini görüyor ve bir hareket noktası için öne çıkardığımız dede'nin ölüm tarihi üzerinden kurtuluş ararken, 'secaatini arzediyor' ilişkilerinin masum ilişkiler oldugunu anlatmaya çalışırken yeni açmazlara düşüyor.


Ne diyor yukardaki açıklamalarının birinde: "..devrimci Kültür dernegi zamanında(1976)..."


"..özgün sosyal iliskiler..." Nasıl ilişkilerse sadece soruyorum. Masum bir ilişkinin "afise" edilmesinden hareketle insanları ihbarci ilan etmek. Gizli ilişkileriniz mi var, bu neyin telaşı sorusuna yolaçmaz mi? Sormak bilmektir.


Biz ne diyorduk:

Bu adam başından beri Acilciler örgütüne bilerek sızdırılmış bir işbirlikcidir.

 

Örgütü, BILEREK TASFİYE ETMENİN yegane sorumlusudur. Yanılmadiğımızın kanıtı olarak her türden ilişkiler ağını tahlil ederek, nasıl sızdırıldıgının haritasını dogru çizmeye çalışıyoruz. yapılan budur. Gercek ortaya çıkartılmıştır. Yukarıda yapıldığı üzere her türlü yoruma açık bu ilişkiler ağını, Mihrac Ural mantıgıyla ele almadıgımızı, Mihrac Ural'in yalanlarından birisi de olabilecegini düşünerek yazdıgımı söylemek durumundayım ve burada ilan ediyorum.


Adı geçen kişiler aksini açıklamadıkları sürece, Mihrac Ural'in koruyucuları olma töhmetinden kurtulamayacaklardır. Bu Sitenin, devletin güvenlik ve istihbarat birimlerince izlenmemesi mümkün degildir. Bu baglamda haklarında yazılanları yine de bilmiyor olabilecekleri düşünülerek kendilerine ulaşılacak ve Mihrac Ural'in kimsenin bilemeyecegini sandıgı sanal sohbetlerine nasıl girdiklerini kendilerinin sorması saglanacaktır.


Mihrac ural'in başından beri bir sızdırma oldugu ise kesindir. 


Geç kalınmiş olmasına ragmen yineliyorum. Kurulacak komisyona razı olman çıkarınadır. İstersen komisyonun çerçevesi genişletilebilir. Örnegin; Milletler arası saygın insan hakları kuruluslarından birinin güvencesi altında her hangi bir yerde, istersen dünyaya açık, veya kestirmeden roj tv.de ve kürt özgürlük hareketinin güvencesinde, herkes iddilarını ortaya koyar. Senin Masum bir piyon oldugunun açıga çıkacagına ve elini kolunu sallayarak kadim Roma sehrine dönme imkanına, hemde uluslar arası bir güvence içinde dönme imkanına sahip olacağına inanıyorum.


Acilciler örgütü adını kullanmakla hem suçlar zincirine yenilerini katıyor, hemde bir çok isim ve insani töhmet altında bırakıyorsun. Başın beladan kurtulmuyor. Kabul et gel. Sen de kurtul biz de senden kurtulalım. 


Acilciler adını kullandıgın sürece, önce biz, sonra acilciler belgisi sana geçit vermeyecektir. Halin duman Mihrac Ural. 


No Pasaran...  

Not. Bu yazı, bundan öncesi üç yazıyla birlikte okunduğunda konu daha iyi kavranacaktır.