Şuanda 186 konuk çevrimiçi
BugünBugün459
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8183
Bu ayBu ay8183
ToplamToplam10476607
BEDRİ YAĞAN, HANEFİ AVCI VE MİHRAC URAL PDF Yazdır e-Posta


Şu ’’allah’’ın işine bakın siz.  Nerdeen nereyeee...  Bedri Yağan bir devrimci, Hanefi Avcı  bir polis şefi, istihbaratçı ve

onlarca devrimcinin  katili halk düşmanı, Mihrac Ural’ı söylemeye bile gerek yok, tanıyorsunuz. Muhaberat ajanı ve muhbir.

Hanefi Avcı ve Mihrac Ural’ın ortak özellikleri var. Her ikisi de devrimci katilidirler, istihbaratçıdırlar ve devrimci hareketin tasfiyesi için suç işlemişlerdir. Bedri Yağan’ın bunlarla ne ilişkisi var?  Bedri, Hanefi Avcı’yı düşman olarak tanır. Aralarındaki çelişki sınıfsaldır ve bu çelişkinin anlaşılabilir haklı nedenleri vardır. Bedri ile Mihrac Ural da birbirlerini tanırlar. 1978 tarihinde, Sağmalcılar cezaevi’nde kısa bir süre aynı koğuşta bulundular. Bedri Yağan Mihrac’ı ‘’devrimci’’ olarak tanır.  Bedri Yağan, 1990’lı yıllarda hapisten kaçar ve Filistinli yoldaşlarının yanında eğitim ve ülkesinin devrimci hareketine lojistik destek sağlamak için Lübnan’a gelir. Mihrac Ural yıllardan beri oradadır ve artık çok değişmiştir. Bedri ve Mihrac’ın yolları bir kez daha kesişmiştir. Mihrac Ural, Bedri’yi bulur ve herkese dediği, ‘’her türlü desteğe hazır olduğunu söyler’’  Bedri Yağan memnundur. Mihrac’ı devrimci olarak bilip tanıdığı için bu teklifi doğal karşılar ve samimi bir dostluk kurmak ister. Devrimci dayanışma ve güç birliği de zaten bunu gerektirir.

‘’ Mihrac Ural’ın organize işleri (4)’’ adı altında Haydar Yılmaz ile birlikte bir yazı serisini  bu site de daha önce yayınladık. Orada, Mihrac Ural’ın Bedri’yi nasıl dolandırdığını yazdığımız için tekrarlamayacağım. İlgilenenler okuyabilir.  Dolandırıldığını  daha sonra fark eden Bedri Yağan, Türkiye’ye gidip tekrar Suriye’ye ( bu ikinci gelişidir) döndükten sonra Mihrac’la yollarını ayırır ve tüm dostluk ilişkisini keser. Bedri yağan bundan sonra Zihni ALAN(Yusuf) ile ilişkiye girer.

Zihni ALAN (Yusuf) un, Mihrac tarafından öldürülmesi üzerine tepkisi büyük olur ve ‘’ Siz burayı babanızın çiftliği mi zannediyorsunuz, biz bu cinayetin hesabını bırakmayız, hesabını soracağız’’ der. Mihrac Ural korkar ve paniğe kapılır.

Bu dönem, Dev-Sol hareketi içersinde bir ayrılık yaşanmaktadır ve Bedri Yağan  bu ayrılıkta bir kanat’ın başını çekmektedir. Mihrac Ural bu fırsatı kaçırır mı? Derhal  merkezi kanat ( Dursun Karataş gurubu) la ilişkiye girer ve Bedri Yağan tarafına kin kusmaya başlar.  Bedri Yağan’ı, ‘’liderine karşı tavır alan ahlaksızlar’’ olarak suçlamaya başlar.

Bu bir hatırlatma yazısıdır. Kısa geçiyorum. Bundan sonraki yazıda, Mihrac’ın, Bedri Yağan hakkında yazdıgı ve Cehpe dergisinde yayınlanan, ‘’küfür yazısını’’ belgesiyle ortaya koyacağım.

Haydar Yılmaz ile birlikte yazdığımız ve bu site’de yayınlanan ‘’ Mihrac Ural’ın organize işleri(4)’’ adlı yazı dizisinde, Bedri Yağan’ın Türkiye’ye gidişini İhbar eden kişi olarak MİHRAC URAL’ı adres olarak göstermiştik.

07/10/2010 tarihli Radikal gazetesinde Ertugrul Mavioğlu imzasıyla yayınlanan ve ‘’ tanırım, ablamın katili olur’’ başlıklı yazıyı okudugum zaman  taşların yerli yerine oturmaya başladıgını gördüm. Ertugrul Mavioglu’nun yazısını, bu siteye ‘’ bu haberi mutlaka okuyun’’ başlığıyla bu nedenle koyduk.

 

Haber çok açık ve net. BEDRİ YAĞAN SURİYE’DEN İHBAR EDİLMİŞTİR.

Bedri Yağan, henüz orta-doğu’da bile değilken, henüz ceza evinde iken bile, Hanefi AVCI Suriye’ye defalarca gelmiş, görüşmeler yapmıştır. Hanefi Avcı’nın Diyarbakır emniyetinde istihbarat sorumlusu olduğu dönem (1987) Suriye’ye gidip geldiği artık sır değil. Bundan önce ve sonra da gidip geldiği ve kimlerle ne konuştuğu konusunda  önemli bulgularımız vardır ve bu konuyu yakında devrimci kamuoyuna açıklayacağız.

Diyarbakır emniyet müdürlüğünde  görevli bir istihbaratçının, Suriye’deki muhatabı kim olabilir? 

Bir ilin istihbarat sorumlusu başka bir ülkeye ‘’istihbarat amacıyla sahte kimlik kullanarak’’ gittiğine göre, gittiği ülkede resmi bir görüşme yapmadığı kesindir.

O halde, Hanefi AVCI Suriye’de  kimlerle görüşmüştür?

Hanefi AVCI’nın, Bizim(!) kandırılmış ve ucuza kapatılmış BEŞİR KANMAZ’ı ( Şerif)  tanıdığını biliyoruz.

Hanefi Avcı, 1987 tarihinde, ‘’Devletin bilgisi dahilinde  gittim’’  dediği Suriye’de, BEŞİR KANMAZ ile görüşmüş müdür?

Mihrac Ural bu görüşmede bulunmuş mudur?

Hanefi Avcı, Beşir Kanmaz( şerif) ve Mihrac Ural, Lazkiye’de deniz kenarında ‘’ bacak kıran kahvesinde  görüştüler mi?

Böyle bir görüşme olmuşsa, bu görüşmenin konusu, PKK ve Abdullah Öcalan mıdır?

Bu sitenin okuyucularından özellikle rica ediyorum. Yazdığım yazıları dikkatle okusunlar. Satır aralarına dikkat etsinler ve Mihrac Ural’ın verdiği cevaplarla karşılaştırsınlar.

Mihrac Ural, ne yazıyorsam dikkatle okuyor ve ödü kopuyor. Bana saldırmasının nedeni budur. Bu işin sonunun nereye   varacağını, sanırım sadece o görebiliyor(!) Korkusu bundandır. Çığırtkanlığı bundandır. Yavuz hırsız misali, sorulara sorularla karşılık vermesi ve benim ‘’kuleli askeri lisesi’’nden mezun olduğum gibi, ipsiz sapsız sallamalarda bulunması bundandır. Amacı kafa karıştırmaktır. ‘’Bulanık suda balık avlamak’’ niyeti falan da yoktur.  Suyu bulandırmak ve kaçmak kurtulmak  istiyor. Kaçamayacaktır. Paçasından tuttuk , iki elimiz yakasındadır.

Tekrar ediyorum. Mihrac Ural, Hanefi Avcı ve kandırılarak ucuza kapatılmış Beşir Kanmaz arasında Lazkiye’de bir ilişki kurulmuş mudur. PKK ve Abdullah Öcalan konusu, bu ilişkide söz konusu olmuş mudur?

Bedri Yağan’ın Suriye’den ihbar edildiği ve yurda girer girmez takip’e alındığı ve İstanbul’da hunharca katledildiği konusunda bu güne kadar çok şey söylendi.

Hanefi Avcı’nın kitap’ında kimi bilgilerin ip uç ları olsada, bir çok detayın gizlendiği açıkça belli oluyor. Bu konunun detayları Suriye’dedir. 

Bedri Yağan ve yoldaşlarının katledilmeleri ardında kimi asılsız söylentilerin ortalıkta  özellikle dolaştırılmak istendiğini hepimiz biliyoruz. Bedri’nin, Dursun Karataş gurubu tarafından ‘’ihbar’’ edildiği haberlerinin amacı ‘’hedef şaşırtmak’’ ve birilerini gizlemek amacı taşıyordu.

Kimdir bu kişi yada kişiler?

Bedri Yağan’ın  katledilmesinde rol alan kişilerin açığa çıkartılması için tüm devrimciler, özelliklede yoldaşlarına önemli görev düşüyor. Bilgi paylaşımı için bu site ile ilişki kurmalarını özellikle istiyoruz.

Okuyucular dikkat etmelidirler. Hanefi Avcı konusu kamuoyu gündemine gelir gelmez, Mihrac Ural ‘’destan’’ yazmaya başladı.   Hanefi Avcı’nın, kitapta, Silifke operasyonunu anlattıgı ‘’ acilciler’’ bölümünde, isim zikretmeksizin anlattığı BEŞİR KANMAZ’ı derhal deşifre etti ve ‘’ Bu kişi kahraman yoldaşım şerif’’ dedi. Bu telaşın bir nedeni olmalı.  Dikkat ediniz. Hanefi Avcı adı geçen kitapta, Beşir Kanmaz (şerif) in,  kendi eliyle gelip teslim olduğunu yazmıyor. ‘’ bir kişi de Antakya’dan getirildi’’ diye bahsediyor . Teslim olduğunu gizliyor ve yakalanmış gibi anlatıyor. Aynı şeyi Mihrac’ın kendisi de yapıyor, ‘’ teslim oldu’’ demiyor. İkinci yolu seçti(!) diyor. Ve bu konunun yeniden gündeme geleceğini bildiği için, derhal kaleme sarılarak, Hanefi Avcı’yı eleştiriyor(!) Güneş balçıkla sıvanır mı? Görüldüğü gibi sıvanmıyor...

Defalarca yazdık. Bir komisyon kuralım dedik. Mihrac Ural’ın, sadece Acilciler örgütüne karşı işlediği ihanet suçları yoktur. O, tüm Türk ve Kürt soluna karşı amansız bir ihanetin içersindedir.

Şimdilik kısa kesiyorum ve yukardaki soruların cevabını bekliyorum.

Hadi bakalım Mırro Mihrac Ural, konuyu dağıtmadan, soytarılık yapmaya kalkmadan ve sakın ola ki, Bedri Yağan’ı ‘’çok sevdiğini’’ falan da söyleyerek puşt’luk etmeden adam gibi cevap ver bana.  Bak, önceden hatırlatıyorum. Bedri Yağan hakkında yazdığın ‘’ küfür yazısı’’ önümde duruyor. Ona göre...

Yazışma adresi:

Bu e-Posta adresi istek dışı postalardan korunmaktadır, görüntülüyebilmek için JavaScript etkinleştirilmelidir