Şuanda 355 konuk çevrimiçi
BugünBugün573
DünDün3402
Bu haftaBu hafta8297
Bu ayBu ay8297
ToplamToplam10476721
Geçmişimizi anlatırken kendimizi ... PDF Yazdır e-Posta


GEÇMİŞİMİZİ ANLATIRKEN KENDİMİZİ ANLAŞILIR KILMAK GEREKİYOR GALİBA… 
 
Bu konuda yazmaya başladığım zaman belirtmiştim, biliyorum ki tüm yazan arkadaşlar da belirttiler. Yazmamızın amacı yeniden örgütlenmek, Acilciler örgütünü yeniden diriltmek, ortak bir örgütte yer almak değil, böyle bir derdimiz hiç olmadı. Bunun böyle olması da ayrıca hepimizin hakkıdır zan ederim. Geçmişte aynı örgüt içinde yer almış insanlar olarak bugün böyle bir örgüt kalmamış dahi olsa bu örgutu yeniden oluşturma hakkımız saklıdır. Ancak herkes emin olsun ki böyle bir amacımız yok, çünkü hepimiz yurt dışında oturarak, Türkiye’de devrim yapmanın olanaklı olduğuna inanan ahmaklardan değiliz. En çok eleştirdiğimiz de budur. Bakınız Engin’in 1982-88 arası Acil tarihi ile ilgili ikinci yazısına , orada göreçeksiniz ki, Engin MK üyelerini sayarken, en azından ülke içinden bir MK üyesinin dahi bulunmadığını eleştiriyor. Anlaşilması gereken şudur. Bu örgüt 1988 yılındaki ayrılıklardan sonra esas olarak bitmiştir. 1980’den sonra faaliyetlerinin merkezi Avrupa olmuş, sonradan ülkeye dönüş yolunda çiddi hiç bir adım atılmamış, tabanın zorlaması ile 1986 sonunda bir kongre yapılmış, buradan ülkede örgütlenme kararı çikmasina karşin hiç bir adım atılmadığı gibi ülkede adım atmak isteyenlerde dışarı çagrilarak örgüt tam anlamıyla tasfiye edilmiştir. Mihracı Suriye’de ziyarete gelen ve tekrar ülkeye dönmesi gerekenlerin büyük bir kesimi inancını yitirerek gerisin geri gidiyordu. Bir kısmı ise Avrupaya çikiyordu. Büyük ayrılıktan sonra avrupaya gelen Haydar Yılmaz’da kendisine verdiğimiz 6 aylık süreci dahi tamamlayamadan Mihrac ile yollarını ayırdı.

 

     Bu süreçte yine A ve Z Özden, M ve A Burgaz gibi arkadaşların da aralarında bulunduğu son grupta ayrılınca Mihrac Fransa’da yavru ve katip ile yalnız başina kitlesi de biten sözde bir Yapı olarak ortada kalmıştı. Nitekim bu yalnızlığa dayanamayan Mihraç yanında gizli kabinesinden Şerif ile birlikte Suriye’deki inine cekildi. Hala da o inden çikabilmis değil. Şimdi kala kala elinde internet te kurulu sanal örgüt kaldı. THKP-Ç Acilciler adını kirleterek, şanlı tarihimizin üstüne oturmaya çalisan Mihraç bunu beceremesin, tarihimizi kirletmesin diyedir bizlerin çabası.
Inanıyoruz ki, bu örgüte az veya çok, uzun veya kısa erimli emek vermiş tüm yoldaşlarımızın da bu örgüt için Mihraç’tan daha çok söz söyleme hakkı vardır. Bunu yapmak bugün içinde bulunduğumuz örgütlenmelerden, yeni yapılarımızdan ayrılmamızı, bugün varsa içinde bulunduğumuz ideologik, politik çizgimizi değiştirmemizi gerektirmiyor. Bunun böyle anlaşilması gerekir. Dün eğer bugün bir araya gelen yoldaşlar 1982 lerde bir araya gelebilmiş olsalardı, bu örgütün tarihi de başka yazılabilirdi. Ancak herkes bilmelidir ki, hiç bir şey için geç değildir. Devrimci olmanın, devrimci kalmanın, zamanı, mekanı ve yaşı yoktur. Hangi zaman, hangi mekanda, yaşarsak yaşayalım, hangi yaşta olursak olalım, yeni başlamış gibi aynı heyacanı yaşayabiliriz, yeter ki kararmamış olsun sol memenin altındaki cevahir. Gerisi boş laftır.
Bakınız benim örgütten ayrıldığım süreçte ayrılan arkadaşların ana önerisi örgütün merkezi olarak yurt içine taşınması, ülkeye dönmeye olanağı bulunmayanların emin yerlerde konumlandırılması ve ülkeye dönenlerin asıl yönetici, dışarda kalanların ise lojistik destekçi konumda bulunması idi. Örgüt derdi olmadığı bugünde bakıldığında daha iyi anlaşilan Mihraç buna hep itiraz etti. Bunun böyle olduğunu ayrılan herkes bilmektedir.
Bu yazıları yazdığımdan bu yana çok ça duyuyoruz. Işte Mihraç elbette anlattığınız gibidir, her türlü hatayı yapmıştır, ancak bazıları böyle bir tartışma devrimci harekete zarar verir diyor. Bazıları Engin, İbrahim, hatta Haydar da onun kadar suçludur, kendilerini aklamaya çalisiyorlar vs diyerek susmaya devam ediyorlar. Bunların büyük bir kesimi, benden daha çok Mihraç tarafından mağdur edilmiş, yoldaşlarına karşi bazı eylemlerde kullanılmış, suç ortağı yapılmış ve işleri bitince de bir kenara fırlatılmıştır. Hatta birçok yoldaş için ajan denilmiş, polislikle suçlanmıştır. Bunlardan Yusuf ve Sami öldürülmüstür.
Yazmamızın asıl nedeni, yoldaş dediklerini öldüren, muhaliflerine her türlü karayı çalan birilerinin 20 yıl sustuktan sonra eline geçirdiği örgüt mal varlığınının da verdiği güçle yeniden siyaset sahnesinde kirli amaçlarını gizleyerek yer almasının önüne geçmektir. En azından bunu sağlamış bulunmaktayız. O artık Türkiye’de sol siyaset sahnesinde sözüne güvenilmez, yaklaşilmaması gereken bir suçlu olarak tescil edilmiştir.
Şimdi tek tek ulaştığımız veya kendileri bize ulaşan tüm eski yoldaşların bildiklerini anlatmasıyla artık bir mevta olarak hak ettiği tarihin çöplügüne atılmasına gün sayıyor.
Bu yazılaryazarken elbette bizlerin de hafızası yanıltmakta, zaman zaman bazı arkadaşlarımızı üzen şeyler yazabilmekteyiz. Bu arkadaşlarımdan ikisi de sevgili Günay yoldaşimın ablası Zeycan ve Eşi Alaettin’dir. Ben ilk yazdığım yazılarımdan birinde Suriye’den buraya gelen Alaettin arkadaş ile Zeyçan’ın Mihraç tarafından evlendirildiğini belirttim. Ben gerçekten böyle biliyordum. Ancak Zeycan ile bu yazılardan sonra karşilaştığımda bunun böyle olmadığını ögrendim. Yeri geldiğinde bunu düzeltmeyi düşünürken, yazılarımızı gecikmeli olarak okuyan Zeycan’dan haklı tepki aldım. Ben de kendisine sorarak bana cevaben yazdığı mesajlarını olduğu gibi yayınlama sözü verdim. Zeycan’ın mesajları eşi Alaettin’in Facebok sayfasından geldigi için aslına dokunmadan yayınlıyorum. Sadece türkçe yazılım hataları düzeltilmiştir. Nokta ve virgül gibi, harf hataları gibi. Son mesajı öne aldım ve cevabımı da sona aldım anlaşilır kılabilmek için. Ayrıca Zeycan ile son görüşmemizde onun hiç Suriye’ye gijtmediğini de ögrendim. Onu da burada belirtiyorum.

 
 
Alaettin Ozden18 Ekim 2010, 00:50
irfan arkadas alaettin degil ben yani zeycan yazdi dogrusu benim onuruma dokundu halbuki bunu bana sordunuz ve ben boyle olmadigini soylemistim bana yapilmis bir hakaret olarak gordum bunu ve cildirdim okuyunca halbulki ben ilk geldigim gunden itibaren tavir aldim bu guruha karsi hatta bunu hayata gecirmeye kalktigimizda haydar yilmaz dahil kimse bizimle olmaya cesaret edemedi sizin de bildiginizden eminim bir teshir bildirisi bile cikarip dagitmistik devrimci bildigimiz tum yapilara sevgiler selamlar zeycan

 


Alaettin Ozden16 Ekim 2010, 08:46
Konu: erkiner sayfasi
irfan arkadas enginin sayfasina yazdigin benim mihrac tarafindan evlendirildigimi soyledigin yaziyi lutfen tekzip edin. nereden çikti bu anlamadım. Ben o kadar aptalmıyım kardeşim mihrac kimki beni istedigi biriyle evlendirecek. Bir sey yapmaya calisiyorsaniz gercek bilgilerle yapin, öyle uydurma, kulaktan dolma tahminlerle bir yere varilamaz. Ben anladim ki bütün bu yapılanlar birilerinin kendi gunahlarini kamufle etmekten baska bir sey degil. Mihrac Hırsız, katil, bunlar dogru ama gerisi de pek temiz degil. hic kusura bakmayin anlamadigim diger bir husus da tum bu yazanlar cizenler acilcilik adina yaziyorlar ama ayiptir yani herbiri ayri orgutler icinde yer almis sonra o orgutleri de terketmis siginacak baska delikler aramislar bugun de rahata erip akillarinca bir hesap icine girmisler ayip gercekten bu ne kadar yalan dolan böyle

 
İrfan dayıoglu 17 Ekim, 15:12
Zeycan arkadaş ben bildiklerimi yazdım, evliliğiniz konusunda elbette size sormam gerekirdi. bu konudaki eleştiriniz doğrudur. bu konuyu isterseniz tekzip ederim. ben o sitede sadeçe kendi yazdıklarımdan sorumluyum. zaten bir çok konuda senin bizden daha çok bilgiye sahip olduğunu bildiğim için de görüşmek üzere yanına kadar gelmeyi istiyorum. bildiklerini bana aktarma elbette sana bağlıdır. ben kendi adıma Acilcilik adına yazma diye bir derdim olmadığını bildiğini zannederim. ben Acilciler içinde geçmişte yer almış biri olarak yazıyorum. doğru bildiklerimi yazmaya çalisiyorum. senin bana mesajını da aynen yayınlayacağım eğer sen istersen tabi. benim engin ile ve diğerleri ile de eski yoldaş olma hukuku dışında bir hukukum yok. olamaz da, belki seninle onlardan daha çok ortak buluştuğum alanlar bulunmaktadır. ancak insanların bildiklerini yazması gerektiğine inandığım için yazıyorum, senin de doğru bildiklerini, bir dönem içinde yer aldığın bir yapı hakkında bildiklerini dile getirmeni isterim. bu şu an yazanlarla uyum içinde olmanı da gerektirmiyor. inandığın gibi ve doğru bildiğin gibi yazabilirsin, istersen seninle röportaj da yapabilirim, görüşlerini olduğu gibi, virgülüne dahi dokunmadan yayınlama sözü veriyorum. başkaları ve benim hakkımda dahil neye ve nasıl inanıyorsan kendi sitem de ve başka sitelerde yayınlama sözü veriyorum. selamlar saygılar.

 


Evet bu vesile ile buradan bir kez daha geçmişte THKP-C Acilciler örgütünde yer almış tüm yoldaşlara çagri yapıyorum. Yazdıklarımızı yeterli bulmayabilirsiniz, yanlış bilgiler aktarabiliriz. Sizleri bu konularda yazmaya davet ediyorum.
Kapalı kapılar arkasında bildiklerinizi aktardığınızı biliyoruz. Bunu artık açıktan yapmanın zamanı geldi. Geçmişi ile yüzleşemeyenler, yeni başlangıçlar yapamazlar. Yeni örgütlerde yer almak, yeni devrimci görevler üstlenmek, geçmiş hakkında konuşmamayı gerektirmiyor. Ünlü bir laf var geçmişi olmayanların geleceği de olamaz. Geçmişi ile yüreklice yüzleşemeyenler. Yeni başlangıçlarında da kaybetmeye mahkumdurlar. Evet bizler de hata yapabiliriz, kulaktan duyma dediğiniz bilgi veriyor olabiliriz. Buyrun siz daha doğrusunu yazın. Birilerini aklama kaygınız varsa başka sitelere yazınız, kendiniz siteler kurun ve orda yazın. Yeter ki yazın, susarsanız, size ajan muhbir diyenleri aklamış olursunuz. Bakınız sizin kaygılarınızı anlayabilirim. Ancak bu kaygıları bahane ederek susmanızı onaylayamam. Bizi izi izlerseniz. Bir komisyon önerimiz olduğunu bilirsiniz. Biz kendimiz de dahil suçlanan kim varsa ve kim tarafından suçlanırsa suçlansın bu komisyona gelmeye suçlamaları dinlemeye varız diyoruz. Tüm davacı ve davalıların özgür bir ortamda dilemmes gerektiğini ve tarafların da önceden kendi onayladıkları bu komisyonun kararlarına uyma sözünü başta vermesi gerektiğini ısrarla belirtiyoruz. Bu konuda her zaman hazır olduğumuzu belirtiyoruz. Bu çagrilara cevap vermeyen Mihraç’tır. Bunun Altını bir kez daha çiziyorum. Birilerinin kendisini aklama kaygısı olsa bu önerileri yapmaz, demekki aklanacağına inanıyor. Aklanmaz ve suçlu bulunursa da örnegin İ. Yalçın her yazısında belirtiyor kendi cezamı kendi elimle vereceğim diyor. Karşi taraftan da böyle bir teminat gelse çözüm olur. Ben sadece İ. Yalçın’ın bu teminatı için dahi olsa bu önerisiyi sonuna kadar yineleyeceğim. Ben de eğer insanlar Ağrı suçlamalara maruz kalıyorlarsa, buyursunlar devrimci örgütlerin oluşturacağı bağımsız bir komisyon önünde kendilerini aklasınlar. Suçlu iseler suçlarını itiraf etsinler ve hesabını da versinler istiyorum. Başkaca bir amacım ve gizli ajandam da bulunmuyor. Bu yazıyı kendimi daha da anlaşilabilir kılmak için kaleme aldım. Ayrıca değer verdiğim yoldaşlarım hakkında eksik ve yanlış bilgi vermişsem bunun öz eleştirisini vermekten çekinmeyecegimin bilinmesi ğerektiği için Yazdım. Ben de yoldaşlarımdan doğru bildiklerini devrimci kamuoyu ile Paylaşmaları çagrısını yenileme hakkım olduğuna inanıyor ve bu çagrimi bir kez daha yineliyorum. Gelin doğru bildiklerimizi, kim ne der, nasıl anlar kaygılarından uzak, objektif olarak paylaşalım. Gerçeğin arayıcıları olarak devrimci hareket tarihinde hak ettiğimiz onurlu yerimizi alalım.
Eskiden de belirttim. Bazı sol örgütler Bizim bu tartışmamıza gülüp geçiyorlar gibi yapıyorlar. Ancak onların büyük kesimi bizden daha kirliler, bundan eminim, haklarında duyduğumuz, bildiğimiz, tanık olduğumuz bilgilerimiz bulunuyor. Biz hep ilk neşteri atan olduk, biliyorum ki, bu tartışmamız, yakında diğer örgütlerin geçmişleri için de yaşanacaktır. Bundan adım gibi eminim. Sol ici şiddette öldürülenler, örgüt ici infazlar gün yüzüne çikacaktir. Bu sağlanırsa, devrimciler ve devrimcilik halklarımızın gözünde ve gönlünde meşruiyet kazanacaktır. Ezilenlerin, horlananların, ötekilestirilenlerin birliği önündeki engeller, moloz yığınların böylesi bir iç hesaplaşma ile ortadan kaldırılmaya başlanabilir ancak.