Aşağıdaki satırlar, ANF’nin bugünkü bülteninde yer alan ve Arap ülkelerindeki durumu inceleyen bir yazıdan alınmıştır.

„Göstermelik seçimlerin yapıldığı Suriye’de muhalefet adaylarını dahi Baas Partisi belirliyor. Esad ailesi neredeyse 40 yıldır ülkeyi elinde bulunduruyor. Yolsuzluk had safhada. Örneğin Suriye'nin ikinci büyük şehri Halep'in eski valisi 500 dolarlık maaşıyla sekiz yeni Mercedes marka arabaya sahip… ‘Bu gelir nereden’ sorusuna ise ‘maaşımla’ cevabı veriyor.

Suriye ekonomisinin en büyük sektörünün endüstriden ve turizmden önce yolsuzluk oluşturuyor demek daha doğru olur. Eğer esnaf iseniz zabıta memuruna vereceğiniz bir kasa domatesle bile işinize rahat görebilirsiniz! Çünkü rüşvetin yolsuzluğun haddi hesabı yok.“

Yukarıdaki ifade size tanıdık geliyor olsa gerek…

Halep Valisi 500 Dolarlık maaşıyla, tanesi 50 bin Dolardan aşağıya olmayan sekiz tane yeni Mercedes araba almış.

Mihrac Ural’a sormuştuk, defalarca da sorduk:

„20-25 milyon Dolarlık servet nereden çıktı?“

„Ot yedim biriktirdim“ demişti.

Suriye’de biliyorsunuz bütün bürokratlar, küçük ya da büyük olsunlar, Muhabarattırlar.

Rejimin destekçileri de istisnasız Muhabarattır.

Bürokratlar halkı soyup soğana çevirerek yollarını buluyorlar.

Ülkede tam bir diktatörlük hüküm sürüyor.

Devlet başkanlağı, padişahlık sistemi gibi, babadan oğula geçiyor.

Mihrac Ural da bu bürokratik kastın bir üyesidir.

Acilciler’i ve diğer örgütlerden devrimcileri soyarak zengin olmuştur.

Suriye’deki bürokratlardan farkı, devrimcileri soyarak zengin olduğu için, kendini devrimci göstermeye çalışmasıdır.

Mihrac Ural ne sosyalisttir, ne devrimci ve ne de demokrattır.

O bir Muhabarat elemanı, devrimcilerin katili bir haindir.

Suriye’de bugün iki Kürt genci öldürüldü.

Demokrat geçinen Mihrac Ural’dan ses yok…

Paralarını sayarken duymamış olsa gerektir…

Suriye’de de iktidar Tunus’taki gibi devrilirse, bakalım nereye kaçacaksın?

Karşımızdaki tip, Suriye’nin hırsız ve rüşvetçi bürokrat burjuvazisinin bir elemanıdır.

Hepsi budur…