Şuanda 314 konuk çevrimiçi
BugünBugün2077
DünDün3402
Bu haftaBu hafta9801
Bu ayBu ay9801
ToplamToplam10478225
5 Mart 1971 PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 03 Mart 2011 22:22


40 yıl önce, 4 Mart’ı 5 Mart’a bağlayan gece, bir jandarma taburu Deniz Gezmiş ve arkadaşlarını aramak gerekçesiyle ODTÜ yurtlarını basar. Ülke tarihinde ilk kez öğrencilerle asker arasında silahlı çatışma çıkar ve saatlerce sürer.

Üç kişi; bir asker, bir öğrenci ve ODTÜ arazisinin yanındaki Maden Tetkik Arama Enstitüsü’nde tepeye çıkıp çatışmayı izleyen bir aşçı –serseri bir kurşunun isabeti sonucu- ölür.

Ne Deniz Gezmiş ve ne de öteki THKO’lular aylardan beri zaten yurtlarda kalmamaktadır.

Sabah yurtlar boşaltılır, arama yapılır ama arananlar bulunamaz.

Üniversite süresiz olarak kapatılır ve bir hafta sonra da 12 Mart darbesi olur.

5 Mart sabahı erkenden üniversiteye gitmek için bakanlıklar yanındaki ODTÜ otobüsleri durağına gelmiştim. Başka öğrenciler de vardı. Otobüsler yoktu ve her taraf sivil kaynıyordu. Orada fazla durmayıp dağıldık ve okuldan gelen haberleri öğrendik.

Önce SBF yurduna gittiğimi hatırlıyorum, oradan da yeni tuttuğumuz Kurtuluş Gazetesi’nin bürosuna gittim.

Okul ancak yaza doğru yeniden açıldı.

Ben hayatımda ilk kez üçüncü sınıfın ilk döneminde sınıfta kalmıştım.

Zaten derslere girememiştim ki, sınıf geçeyim.

Kimya bölümü kantinini çalıştır ve kazanılan parayı Sosyalist Fikir Klübü’ne teslim et, İleri Dergisi’nin son sayısının yazı işleri sorumluluğu, bölümde öğrenci temsilcisiydim ve bununla ilgili olarak öğretim üyeleriyle yapılan toplantılara katılıyordum, aylar nasıl geçti anlayamamıştım.

Dört dersin birisinden dönem başında çok iyi notlar almış olmam nedeniyle geçmiştim. Fiziksel Kimya dersi, bu dersi severdim de.

Bir başkasından, termodinamik, zor bela geçer not almıştım.

Organik kimyadan kalmıştım ve en önemli dersti.

Bilgisayar dersi sınavını ise unutmam mümkün değil.

O yıl sınavlarda sigara içmek serbestti ve üç saatte yarım paket Yeni Harman içip sınavın büyük sorusuna farklı bir çözüm yolu bulmuştum. Dolambaçlı bir yoldu ama doğru saydıkları için ondan da geçmiştim.

İkinci dönem de kalırsam, sınıfta kalıyordum. Üst üste iki yıl kalırsanız da okuldan atılıyordunuz.

ODTÜ böyleydi!

Üç dönem arka arkaya okunacaktı.

Organik kimyadan kaldığım için de onun devamı olan dersleri alamıyordum ve okul otomatik olarak bir dönem uzuyordu.

Ne yapalım, uzarsa uzasın!

O aylarda Ankara’da merkez irtibatta görevliydim ve sonradan öldürülen Koray Doğan’a bağlı olarak çalışıyordum.

Yusuf Küpeli, Ertuğrul Kürkçü ve Sinan Kazım Özüdoğru’nun kaldıkları evler arasında mekik dokuyordum.

“Derslere gir ve legaliteni bozma” talimatı aldığım için düzenli olarak derslere giriyordum.

Yazın da zorunlu ders olarak Ankara’da bir fabrikada staj yaptım.

Etlik yolundaki orduya ait ana tamir fabrikasında…

İkinci dönem geçtim, böylece son sınıfa ulaşmıştım ve beklenmedik bir şey oldu.

Peş peşe üç organik kimya dersi vardı. Birinden geçmeden ötekini alamazdınız. Ve sonuncu organik kimya dersi (advanced organic chemistry) zorunlu ders olmaktan çıktı. Yani kredisi yüksek olan bu dersin yerine iki ek ders alırsam ve geçersem dönem kaybetmeden okul bitiyordu.

Son bir yıl o kadar uğraştım ki, bu kadar olur.

Bir sürü ders, merkez irtibatın Ankara boşaltıldığı için azalan işleri, derken Mahirler kaçtılar, okulda bütün asistanlar bize haber yolluyorlar: bunlara para lazımdır, gelin para alın, diye…

El altından para topluyoruz, miktarı hatırlamıyorum ama büyük bir miktar toplanmıştı. Bu parayı elden ele İstanbul’a ilettik.

Derken Kızıldere ve hepimiz şok geçirdik.

Ve 1972 Temmuzunda okul bitti.

Okuldaki gerici baskıları protesto için Dev Gençli öğrenciler olarak diploma törenine katılmadık. Tabii diplomayı da zamanında alamadım.

Okul neredeyse askeri işgal altındaydı.

Bir hafta sonra hepimizi rektörlükten çağırdılar. Herhalde fırça yiyeceğiz beklentisiyle gittik.

Rektörlüğün üst düzey bir memuru, elinde diplomalarımız, gözleri dolarak bize baktı ve tek tek diplomaları verdi.

Arkamızdan, “hepsiyle gurur duyuyorum ama yapabileceğim fazla bir şey yok” demiş.

Türkçe-İngilizce diplomaya baktım ve inanamadım.

22 yaşındaydım ve ODTÜ’yü bitirmiştim ve hem de onca hengamenin ortasında…

5 Mart’ın 40. yılında eski Sosyalist Fikir Klübü üyeleri olarak geçmişi andık.

Hepimiz bir başka yerdeyiz ama 40 yıl öncesinin birbirine olan o büyük sevgisi halen devam ediyor.

Hemen hepsi de devrimci hareketin tanınmış isimleri…

Ne bu ülke bir daha öyle bir dönem gördü ne de o okul gördü…

Ankara’da görmeyi özlediğim tek yer ODTÜ’dür…