Şuanda 327 konuk çevrimiçi
BugünBugün3369
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11093
Bu ayBu ay11093
ToplamToplam10479517
Mihri Belli PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 29 Eylül 2011 12:18


Mihri Belli’yi ilk kez 1969 yılı başlarında ODTÜ’de üçlü anfide verdiği demokratik devrim konferansı vesilesiyle tanımıştım. 1970 yılı yazında Ankara’da Kırmızı Aydınlık Dergisi’nde (o sırada Doğu Perinçek gurubuyla ayrılık olmuştu ve onlar beyaz kapaklı Aydınlık’ı yayınlıyorlardı. Kırmızı Aydınlık’ın adı Aydınlık sosyalist dergi, Beyaz Aydınlık’ın adı ise Proleter Devrimci Aydınlık idi) çalışırken de birkaç kere karşılaştık.

Yıllar sonra 1988’de Şam’da karşılaştık. Mihri Belli, teslim Töre ve ben konuşurken beni doğal olarak hatırlamadı.

Yine aradan on yıldan fazla zaman geçti, bu kez Hikmet Kıvılcımlı’nın 30. ölüm yıldönümünde yapılan sempozyum nedeniyle Almanya’da Bremerhaven’da karşılaştık.

Milli Demokratik devrim, “milli ordu”, milli burjuvazi gibi tezlerle herhangi bir yakınlığım olmadı. Ancak bu durum kendisinin bu ülke sosyalist hareketinin önemli insanlarından birisi olduğu gerçeğini ortadan kaldırmaz. Sonuçta bütün 1971 hareketi bir şekilde Mihri Belli’nin görüşleriyle işe başlamış, daha sonra farklı kanallara yönelmiştir.

Konuyla ilgili olarak M. Şehmus Güzel’in araştırma yazısını http://yazindergi.com da okuyabilirsiniz.

Geçenlerde bir arkadaş telefon etti ve Oğuzhan Müftüoğlu’nun hayatını anlatan kitabı okuyup okumadığımı sordu. Okumamıştım, kitap bende vardı ama elim değmemişti.

Okusan iyi olur, dedi. Acilciler’in kuruluşundan ve senden söz ediyor, dedi.

O kadar sıkışık durumdayım ki, o kalın kitabı okumam günler sürer. Sen bana ilgili sayfa numaralarını ver, dedim.

Sayfaları söyledi…

Oğuzhan’ı 1970 yılından tanırım. İleri Dergisi’nin yazı işleri sorumlusu olarak esas ilişkim Ertuğrul (Kürkçü) ve Dev-Genç Sekreteri Sinan Kazım (Özüdoğru) ileydi. Oğuzhan’ı tanırdım ama o yıllardaki çalışmada yakın bir ilişkim olmamıştı.

Oğuzhan, Acilciler’in kuruluşunun, özellikle önce Devrimci Gençlik sonra da Devrimci Yol ile yapılan tartışmaların önde gelen tanığıdır.

Kitapta örgüt kuruluşu ve benimle ilgili verdiği bilgiler esas olarak doğru… Bunları ben de daha önceki yazılarımda belirtmiştim. Bazı bilgiler doğru değil, ama bunları bilinçli olarak yanlış söylediğini düşünmüyorum. Aradan çok zaman geçti, yanlış hatırlıyor ya da kendisine yanlış bilgi verilmiş…

Kitabın herkeste bulunmayacağından hareketle önce birkaç sayfaya yayılan bilgiyi buraya aktarmam gerekiyor.

Oğuzhan’ın döneme ilişkin ilginç ve doğru saptamalarından birisi, Devrimci Yol’un görüşlerinin silahlı mücadele taraftarı gruplarla tartışma içinde şekillendiğini söylemesi…

THKP-C kökenli ve silahlı mücadeleden yana olup da bizden başka yazı yazan mı vardı? Devrimci Yol bizimle büyük tartışma yaşamıştı.

Bunu ancak haftaya yapabilirim…