Şuanda 218 konuk çevrimiçi
BugünBugün3304
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11028
Bu ayBu ay11028
ToplamToplam10479452
muhabarat ağzıyla konuşmak... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 11 Kasım 2011 20:27


Acilciler sıra dışı bir örgüt…

İyi yönleriyle öyle, berbat yönleriyle de öyle…

Türkçeye Acilcilik diye bir deyim bile kazandırdık…

Acilcilerin en kötü örneği Mihrac Ural bile özel bazı özelliklere sahip…

Yabancı bir ülkenin (Suriye onun anavatanı gerçi ama) istihbarat servisinin hizmetinde bulunan başka kaç Türkiyeli devrimci sayabilirsiniz?

Hem Muhabaratçı hem MİT’çi hatta Ergenekoncu kaç kişi sayabilirsiniz?

Muhabarat dedim de, “Muhabarat ağzıyla konuşmak”  diye bir deyim de çıktı…

Bu deyim, Suriye’yi “devrimci”, “anti emperyalist” olarak görenler için kullanılıyor.

Küçük bir bölümü –mesela Antakya’daki Muhabarat Acilcileri- biliniyor.

Bunun dışında Muhabarat ile ilgisi bulunmayan ama az buçuk geri zekalı ya da inanılmaz derecede oportünist eski devrimciler de var.

Geçenlerde duydum: CHP-İP ve EMEP’in kadın kolları Beşir Esad’ı ziyarete gitmişler.

CHP anlaşılabilir. AKP hükümetinin Suriye ile ilişkisi kötü ise, CHP’nin iyi olacaktır.

AKP’nin Beşir Esad ile ilişkisi iyi olsaydı, CHP de tersini yapardı.

Kılıçdaroğlu ve CHP kurmaylarından başka türlü bir muhalefet yapmalarını beklemek abes olur.

Doğu Perinçek’in İşçi Partisi’ni anlamak da kolay…

Bunlar ulusalcı ne de olsa…

Antakya’daki Muhabarat Acilcileri ile birlikte Beşir Esad’ın katliamcı terör rejimini savunuyorlar.

Hatırlıyorsunuz değil mi, yoksa unuttunuz mu?

Üç yıl önce Mihrac Ural beni Doğu Perinçekçi olmakla suçlardı…

Doğu’yu 1969 yılında Ankara’dan tanırım ve o kadar…

Başkaca bir ilişkim olmadı.

Mihrac Ural’ın Muhabarat Acilcileri ise İP ile birlikteler.

Allah yollarını açık etsin! Umarım bir süre sonra İP’e üye de olurlar.

Olsalar da iyi olur bence…

Doğu Perinçek de karanlık bir tiptir ama hiç olmazsa devrimci katili değildir.

EMEP derseniz, eski Halkın Kurtuluşu’nun devamıdır. Dağarcığında oportünizmin her çeşidi bulunur. Dansöz gibidir. Ne zaman ne yana kıvırtacağı belli olmaz.

Suriye konusunda ne söylediklerini izlemedim. Gerekli de değil… Tahmin etmek zor da değil…

Muhabaratçı ağzıyla konuşuyorlar…

Konuşsunlar…

Bu ülkenin devrimci hareketinde çok insan Suriye’den gelip geçti, bir bölümü bir süre kaldı.

Bu ülkenin ne menem bir ülke olduğunu iyi biliyorlar.

Daha önce de anlatmıştım…

12 Eylül rejimi bile Suriye için “demokrasi” anlamına geliyordu.

“Sizde askeri de olsa mahkeme var, bizde o bile yok” denilmişti bana…

Tıkar hapishaneye ve artık canı ne zaman isterse o zaman bırakır.

Bu halk düşmanı rejim yıkılmalıdır.

Bunun nasıl yapılabileceği tartışmalı…

Bu ülkedeki reform vaatlerinin oyalama olduğu, bu ülkede gerçek reformlar yapılırsa Esad rejimi ve Baas Partisi’nin ilk seçimde iktidarı kaybedeceği biliniyor.

Öldürülen üç bin kişinin hesabını vereceklerini kendileri de biliyorlar.

Bu nedenle Arap Ligası ile şiddet kullanılmaması konusunda anlaşma yapılmasına rağmen, Suriye’de devlet terörü sürüyor ve her gün insanlar öldürülüyor.

Esad rejiminin günlerinin gittikçe sayılı hale geldiği artık daha açık söyleniyor.

Bakalım, göreceğiz…