Şuanda 124 konuk çevrimiçi
BugünBugün3255
DünDün3402
Bu haftaBu hafta10979
Bu ayBu ay10979
ToplamToplam10479403
savunma neden gerekli olsun? PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Salı, 15 Kasım 2011 18:26


Bazı arkadaşlarımızın beni de konu alan yazılarının gerekli olmadığını düşünüyorum.

Örneğin, “1982’de politik büro üyesi olarak bu örgütten ayrılan Engin’e sen nasıl itirafçı dersin? Ya da nasıl özel harp dairesi elemanı dersin? gibi soruların ve bunlara ilişkin olarak Mihrac Ural’ın iddialarına karşı savunmanın gereği yoktur.

Konu bugüne kadar fazlasıyla aydınlanmıştır.

Mihrac Ural’ın nasıl bir devrimci katili, Muhabarat elemanı vb. vb. olduğu fazlasıyla açığa çıkarılmıştır.

Bunlara inanmayanlar da olabilir mi diyorsunuz…

İnanmayanların canı cehenneme!

Söylenecek fazla bir şey yok, kısaca canı cehenneme!

Daha ileriye gidip şunu da söyleyebilirim:

Devrimci hareket benim gibi bir “itirafçı”, benim gibi bir “özel harp dairesi elemanı” bulmuş ise, öpsün de başına koysun…

Benim gibi on kişi daha olsa hiç fena olmaz yani…

Kırk bir yıllık performansım ortada, şöyle bir özetleyeyim:

1968’de varım, ön planda değilim ama varım.

Sadece İleri Dergisi’ndeki sorumluluk bile yeter…

Acilciler olarak anılacak örgütü tek başıma kurmadım ama benim ısrarım olmasaydı, bu örgüt kurulmazdı. Oğuzhan Müftüoğlu da bu sitede bir bölümü incelenen kitabında söyledikleriyle bunu son belirtendir denilebilir.

35 yıl sonra bile anılan ve 1974-80 döneminden bugüne kalabilmiş tek teorik metnin, TDAS, yazarıyım.

Mihrac Ural bu metnin yazımını Yüksel’e havale etmek için çok uğraştı, ama boşuna…

1975 yılının Ankara’sında benim bu broşürü yazdığımı bilen ve yaşayan o kadar çok insan var ki…

Yüksel’in İngilizce bilmemesi de her şeyin üstüne tuz biber ekti…

TDAS’ın yazarı genelde bilinen bir konu ve önemli metinlere de böyle geçti.

1977 yılında Acilciler’in yaptığı büyük askeri-politik çıkışın ana yükünü taşımak zorunda kaldım. O dönemde benim de içinde bulunduğum İstanbul kadrosu şehir gerillasının kitabını yazdı diyebiliriz.

Sadece teorik değil askeri yönümün de iyi olduğunu yeterinden de fazla gösterdim.

Devrimci hareketin ülke dışında en iyi performans gösteren kişilerinden birisiyim.

28 yıl kültür dergisi çıkarmak (Yazın), bulunulan ülkede sol bir partinin önemli bir kentteki yönetimine girmek ve altı yıl burada kalmak; bu kadarı yeter, fazlasını anlatmak gerekmez.

Bir daha söyleyeyim:

Devrimci hareket benim gibi “itirafçı”yı, “özel harp dairesi elemanı”nı öpsün de başına koysun.

Benim gibi on kişi daha olsa hiç fena olmaz…

Bu kadar!

Bu ülkenin sol hareketindeki başlıca isimler sayıldığında, bunların arasında ben de yer alırım.

Hem Türkiye’deki hem de Avrupa’daki teorim ve pratiğimle yer alırım.

İsteyen çatlasın, isteyen patlasın, ama bu böyledir…

Mihrac Ural ve çetesi benim için bir şey diyorsa, bu, onların sorunudur, beni ilgilendirmez.

İnsanlar “ağzım kirlenir” diye adamın adını ağızlarına almıyorlar.

Bir insanın ihanetleri, suçları daha ne kadar ortaya çıkarılabilir?

Bildiklerimizi, bulabildiklerimizi çıkardık…

Bitti, diyemiyorum, çünkü geçmişte de iki kere bitti, demiştik, yanıldığımızı gördük.

Yeni bulgulara ulaşırsak, sonuna kadar gideceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın.

Efendim, ulusalcı ve –kendi ifadesine göre- Mehmet Ağar’ın yakın adamı Mehmet Yavuz bana veryansın ediyormuş!

Herhalde edecek, başka ne bekliyordunuz?

Mihrac Ural da onu koruyacak…

Başka ne bekliyordunuz?

Yolunuzda ilerlemeyi, kimin ne düşündüğüne fazla aldırmamayı, söylediğinizi yapmayı ve önünüze çıkanı da devirip geçmeyi bilmek gerek; öyle değil mi…

Düşüncenizin doğruluğuna inanıyorsanız, isterseniz çok az kişiyle başlayın, ama başlayın ve yapın…

Acilciler, Devrimci Gençlik’in yaylım ateşi altında nasıl kurulup gelişti sanıyorsunuz?

O dönemi hatırlayanlar, yakın dönemdeki performansımıza şaşırmayacaklardır.

Bir şeye karar verince, yaparız!

Uzak geçmişte de, yakın geçmişte de birlikte esaslı işler yaptık.

Acilcileri yıllar sonra bile hatırlanacak örgüt yapan dönem, 1974-77 dönemi, nasıl tarihe geçmişse, son üç buçuk yıldır bu site vasıtasıyla yaptığımız solda ilk örgütsel hesaplaşma da tarihe geçecektir.

Bunun belirtileri şimdiden görünüyor.

Biz yaparız!

Eksiğimiz olur, hatamız olur, ama biz yaparız.

Bu kadar!

Daha ne olsun…