Şuanda 355 konuk çevrimiçi
BugünBugün3382
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11106
Bu ayBu ay11106
ToplamToplam10479530
ortaçağ felsefesi ve tanrı PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 23 Kasım 2011 19:23


Bu konu da nereden çıktı derseniz, anlatayım:

Frankfurt’taki Goethe Üniversitesi’nde yan bölüm olarak felsefeye başladım.

Öyle yan bölüm deyip geçmeyin (ana bölüm sosyoloji yüksek lisans), Almancasıyla Modularisiert yani güçlendirilmiş yan bölüm…

Neyse, ilk ders Felsefe Tarihine Giriş… Giriş ki ne giriş…

Haftada altı saat…

İki saat bilinen ders, iki saat o dersin belirli metinler üzerinden ayrıca çalışılması…

Burada her hafta ödev var. Dersle ilgili konuda yazan tanınmış bir filozofun metninin incelenmesi ve sizin kısa bir tartışmalı özet hazırlamanız gerekli…

Bir de altı kurs arasından seçmek zorunda olduğunuz Yorumlama kursu var…

Ben, “tarih boyunca evren kuramları” kursunu almayı çok isterdim ama ana ders ile saatleri çakışıyordu, olmadı.

Bunun yerine Platon’u aldım.

Burada da Platon’un Devlet kitabının seçilen bir bölümü üzerine kısa bir konuşma yapmanız ve ardından da ev ödevi hazırlamanız gerekiyor.

Platon’u öğrendikçe şaştım da şaştım…

Neden şaştım, zira öğrendiklerimi hiç bilmiyordum.

Kadın ve erkek askerlik dahil her alanda eşittir görüşünü ifade eden Platon…

Tarih milattan önce 300’lü yıllar, ya da bugünden 2300 yıl kadar önce…

Evlilik kurumunun kaldırılmasını isteyen Platon…

Çocukların ailelerinin servetlerinden yararlanarak değil, kendi yetenekleriyle yükselmesini sağlamak için anne-babalık olgusunun feshedilmesini, çocukları devletin büyütmesini isteyen Platon…

Bunlar o zamana göre çok ileri görüşler…

Platon sonuçta bir idealist ama son derece uzak görüşlü ve akıllı bir idealist…

Bugünkü derste Anseln von Canterbury’nin –Ortaçağ’ın önemli filozoflarından bir tanesi- düşünce yoluyla Tanrı’nın varlığını kanıtlaması vardı…

Sorular ve yapılan tartışma sırasında Tanrı’nın varlığına gerekçe gösterilen bir görüş daha söylendi:

Dünya bir sanat eseri kadar güzeldir ve her sanat eserini de bir yapan vardır.

Buradan Tanrı’nın varlığı kanıtlanıyor…

Buna karşı yapılan eleştiri de güçlü…

Dünyada bir sürü kötülük de var ve güzelleri Tanrı yaratmış ise, bunları da Tanrı yaratmıştır…

Kötülükleri de yaratan bir Tanrı…

Öyle değil mi yani!

Kanseri yaratan Allah, AİDS’i yaratan Allah, açlığı da yaratan Allah, namussuzluğun ve alçaklığın her çeşidini yaratan da Allah, Mihrac Ural’ı da yaratan Allah…

Ben buradan Allah’ın olmadığı sonucuna varıyorum…

İyiliklerin ve güzelliklerin yaratıcısı olduğu varsayılan Allah, eğer olsaydı, böyle yapmazdı…

Bilmem siz ne dersiniz!

 

 

Son Güncelleme: Çarşamba, 23 Kasım 2011 20:45