Hasan Balcı’nın son çabasından söz ediyorum.

Yüksel Eriş’i tanımadığını kabullenmek zorunda kalmış…

Eh, Yüksel hayatını kaybettiğinde 14 yaşında olan kişi Yüksel’i nereden tanısın?

Peki Hasan’daki bu “Yüksel aşkı” nedir?

Yüksel Eriş’i herkes anabilir, mesele o değil…

Mesele, TKP-B’li olduğunu iddia eden ama TKP-B’liler tarafından bile ciddiye alınmayan bir kişi, hiçbir ilgisi ve ilişkisi olmayan bir örgütten –Acilciler’den- Yüksel Eriş’i anmak için neden çaba gösterir?

Hasan Balcı’nın eski Acilciler arasından kadro devşirmeye çalıştığını, bu amaçla Yüksel Eriş ve Günay Karaca isimlerini kullandığını, bu amaçla değişik kişilere kişisel olarak ya da iletiler vasıtasıyla yanaşmaya çalıştığını biliyoruz.

Bu kadro devşirme çabasının Mihrac Ural ile mi yoksa başka iyi saatte olsunlar ile mi ilgisi vardır, bilemem…

Ama ortalık pislik kokuyor, burası açık…

Benden uyarması, bu işin birinci tarafı…

Zorla kaşınanı ben kaşırım arkadaşlar…

Yarından tezi yok, şu Hasan’ı bir elime alayım bakayım…