Şuanda 298 konuk çevrimiçi
BugünBugün3352
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11076
Bu ayBu ay11076
ToplamToplam10479500
fransa, cezayir'de soykırım mı yapmıştı? PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 23 Aralık 2011 15:02


Kavramları çarpıtmak, onlara kendi istediğimiz anlamı vererek konuyu sulandırmak ve bu temelde hiç durmadan konuşarak sözüm ona tartışmak, son yıllarda sıkça başvurulan bir yöntem durumuna geldi.

Başbakan Erdoğan da “Fransa, sömürgesi Cezayir’de soykırım yapmıştır” diyerek bu yöntemin son örneğini sergiliyor.

Gerekçesi, Cezayir nüfusunun yüzde 15’inin bu ülkenin ulusal kurtuluş savaşı sırasında Fransızlar tarafından öldürülmüş olmasıdır.

Aslında buna, sayı daha az olmakla birlikte, Paris’te Cezayirlilerin yaptığı gösteri sırasında polisin ateş açması sonucu ölenleri de eklemek gerekir.

Fransa’nın Cezayir ulusal kurtuluş savaşı sırasında büyük bir vahşet uyguladığı biliniyor.

İyi ama, sadece vahşetten ve ölenlerin sayısının yüksek olmasından hareketle, Fransa’nın Cezayir’de yaptığına soykırım denilebilir mi?

Soykırım, bir nüfusu belirli bir alandan sürmeyi içerir. Bu insanları ya öldürerek ya da sürerek belirli bir alandan büyük oranda temizlersiniz.

Örneğin, 1915’teki Ermeni katliamı, gerçekte bir soykırımdır. Ermeniler yıllardan beri yaşadıkları topraklardan büyük oranda temizlenmişlerdir.

Fransa’nın açık sömürgesi olan Cezayir’de ise, ölü sayısı ne kadar yüksek, yöntemler ne kadar vahşice olursa olsun, soykırımdan söz edilemez.

Cezayir, Fransa’nın sömürgesi idi.

Amaç, bu ülkenin kaynaklarını ve halkını sömürmek idi.

Halkı yok ederseniz ya da yıllardan beri yaşadığı topraklardan büyük oranda sürerseniz, sömürge ülkeyi nasıl sömüreceksiniz, kimi sömüreceksiniz?

Sömürgecilerin sömürgelerinde soykırım yapmamaları ya da daha doğru bir deyimle yapamamaları, ahlaki nedenlerden değil, kendi çıkarlarından kaynaklanır.

Sömürge halkı farklı etnik kökenli insanlardan oluşuyorsa ve bunlardan birisi yok ediliyor ya da sürülüyorsa, bu durumda soykırımdan söz edilebilir.

Cezayir’deki Araplar için böyle bir belirleme yapmak mümkün değildir.

Konuya başka bir açıdan yaklaşalım:

Ermeni soykırımında 800 bin ile bir milyon kişinin öldürüldüğü tahmin ediliyor.

1915’teki Ermeni nüfusu daha az olsaydı, dolayısıyla öldürülenlerin sayısı da azalsaydı, bunu soykırım saymayacak mıydık?

Kaç kişinin öldürüldüğünden hareket edilerek, soykırım olmuştur ya da olmamıştır denilemez.

Soykırım konusunda öldürülenlerin sayısına bakılarak karar verilemez.

Ölü sayısına ve bu sayının söz konusu halkın nüfusuna oranına bakarak karar verecek olursanız, Osmanlı tarihindeki her isyan bastırma hareketine soykırım demeniz gerekir.

Osmanlı İmparatorluğu döneminde özellikle Bulgaristan’daki isyanlar katliamla bastırılmıştı.

Buna verilen klasik cevap bellidir: Onlar da devlete isyan etmişlerdi.

Bağımsız bir devlete sahip olmak sadece Türklere ait bir hak mıdır?

Bağımsızlık için isyan etmek sadece bizim için mi bir haktır, başka halkların da bu hakkı yok mudur?

Cezayir halkının Fransa devletine karşı ayaklanmasıyla; Bulgarların, Yunanlıların ya da Ermenilerin Osmanlı devletine karşı ayaklanması arasında ne fark vardır?

Her olayda, tarihle ve kaçınılmaz olarak bugünle ilgili her tartışmada, ırkçılığın toplumsal dokumuzda iyice yerleşmiş olduğunu bir kere daha görüyoruz.

Bu ülkede “soykırımı inkar etmek yasaktır” denilmeden, en azından bunu açıkça savunmadan, bu ırkçılıkla mücadele etmek hayli zordur.

Sadece devlet yöneticilerinin değil halktan insanların önemli bölümünün de açıkça ırkçı düşüncelere sahip olduğunu bıkmadan tekrarlamak zorundayız.

Doğrudur, onlar ırkçı düşüncelere sahip olduklarını bilmiyorlar. Irkçılığı öylesine içselleştirmişler ki, ırkçı tutum onlara doğal geliyor.

Bunun her fırsatta ortaya çıkarılması gerek…

Bu iş uzlaşılarak olmaz, açıkça söylenilmesi gerekir.

Tepki olacaktır, ama Ermeni soykırımı bu ülkede, on yıl öncesine göre daha rahat konuşulabiliyorsa eğer, bu sonuca uzlaşılarak değil, gerçek açıkça söylendiğinde oluşacak tepkiler göze alınarak gelinmiştir.

Son nokta:

1950’li yılların sonlarında Cezayir’in bağımsızlığı konusu Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda oylanmış ve zamanın Türkiye Cumhuriyeti hükümeti de Cezayir’in bağımsızlığı aleyhinde ya da Fransa lehine oy kullanmıştı.

Bugün ise, “Fransa, Cezayir’de soykırım yapmıştır” deniliyor.

Ne denilebilir ki!

Gerçekten ne denilebilir!!