Teknik Elemanların İşyerinde Örgütlenmesi Üzerine başlıklı yazıyı 1lker 1975 yılında TMMOB Örgütlenme Sekreteri iken yazmış.

Yazının varlığından 1975 yılında İlker ile birlikte TMMOB’de birlikte çalışmış bir arkadaşın araması üzerine haberim oldu. İsteğim üzerine yazıyı kısa sürede bulup gönderdi. Kendisine teşekkür ediyorum.

1974 yılında yeni kurduğumuz Kimyagerler Derneği başkanıydım. Kimyagerlik, ülkede yeni bir meslek sayılırdı. Kimya mühendisinden farkı, fabrika üretiminden ziyade laboratuarda analizle uğraşmasıydı. Her ikisi de üniversite eğitimi gerektiriyordu. O yıllarda sadece ODTÜ’de kimyagerlik ve kimya mühendisliği bölümleri ayrı ayrıydı. Daha sonra başka üniversiteler de bu ayrımı benimsemiş.

Kimyagerin ne olduğu bilinmediği için mühendisler gibi oda kurma hakları yoktu. Zamanın Kimya Mühendisleri Odası bize hemen bir yer vermişti. O dönem bu odanın başkanının adını bile hatırlıyorum: İhsan Karababa. Çalışmalarımızda her türlü desteği veriyordu ama sonuçta oda meselesini halletmesi gereken bizlerdik.

Bunun için TBMM’ne yasa teklifi verilmesi gerekiyordu. Gerekli ilişkileri kurduktan sonra Kimyagerler Odası kurulması sorun değildi. Sonuçta biz de teknik elemanız ve üniversite mezunuyuz.

Bu konuda değişik çalışmalar yapılırken, 1974 kışı ya da 1975 başıydı, “ben ne yapıyorum?” diye düşündüm. Kimyagerler Derneği özellikle Ankara’da temsil yeteneği olan, üye sayısı da az olmayan bir dernekti, ama bu benim işim değildi. Buradan çekilmem gerekirdi. İlk genel kurulda da tersi yönde ısrarlara rağmen yönetimde görev almadım.

İlişkilerimiz genişliyordu, TDAS’ın ikinci bölümünü yazıyordum, çalışıyordum, sürekli bir yerlere gitmek gerekiyordu ve bu dernekle uğraşmak istemiyordum.

İlker de, TMMOB’nin notunda belirtildiği gibi, 1975 yılının ikinci yarısında bu kuruluşla ilişkisini kesecekti. TMMOB önemli bir kuruluştu, burası tartışma götürmezdi, ama bizim teorik görüşlerimizin gereği olarak bu alanla uğraşmamamız gerekiyordu.

Biz silahlı propaganda örgütlenmesine girmiştik.

İlker ile birlikte çalışan arkadaş, kendisini, “sakin ve efendi bir insan” olarak hatırlıyor.

TMMOB’nin yazıyla ilgili notunda yanlış bir bilgi var:

Yusuf Ziya Güneş’i tanımıyorum ve zaten yaklaşık 4000 kişilik ODTÜ’de ve 500 kişilik Kimya Bölümü’nde kimi tanıyacaksınız? Zamanın gazetelerinde Yusuf Ziya Güneş için ODTÜ öğrencisi belirlemesi vardı. Anlaşıldığı kadarıyla Kimya Bölümü öğrencisiydi, ama bitirmemişti, dolayısıyla kimyager değildi.

Hasan Basri Temizalp ODTÜ Maden Mühendisliği Fakültesini, İlker de Metalurji Bölümünü bitirmişti. 

Kimyagerler Derneği daha sonra ne oldu, bilmiyorum.