Şuanda 60 konuk çevrimiçi
BugünBugün4030
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11754
Bu ayBu ay11754
ToplamToplam10480178
mihrac ural'ın çetleşmeleri... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 16 Nisan 2012 18:41


Son çetleşmeden Mihrac Ural’ın psikolojik olarak ne kadar kötü durumda olduğunu ve Hasan Balcı’nın kendi saflarına transfer olduğunu öğrendik.

Bunlar bilmediğimiz şeyler değildi ama sahibi tarafından onaylanması başka oluyor.

Okur şu soruyu soracaktır:

Bir insan bu kadar aptal olabilir mi?

Bir insan tanımadığı kişilerle çetleşirken  “Castro’nun Havana’ya girdiği gibi ben de Arap halkıyla Hatay’a gireceğim”, “Arap halkı onların (İbrahim Yalçın ve beni kastediyor)  peşinde gibi laflar eder mi?

Sen Suriye’de kuyruğu kurtar da ondan sonra başkalarının peşine insan takarsın!

İnternet sanal bir alemdir, insan burada türlü çeşitli kılıklara girebilir. Karşındakinin kim olduğunu bilmeden Mihrac Ural gibi uçarsan, fena halde düşersin.

Düşmenin ötesinde başkalarını da yakarsın, Hasan Balcı’yı iyice yaktığın gibi…

Hasan Balcı’nın Muhabarat Acilcileri’nin elemanı olduğu ve bir dönem başka imiş gibi görünerek aramıza sızmaya çalıştığı, Mihrac Ural’ın samimi itiraflarıyla bir kere daha ortaya çıktı.

Bunu biliyorduk ve yazmıştık, örgütün en yetkili kişisi Mihrac Ural tarafından da onaylandı.

Gerçekten de nedir bu, insan internette nasıl bu kadar aptalca davranabilir?

Karşındaki kişinin kimliğini bir süre sonra öğrensen bile, samimi itirafların ve palavralarınla bir kere daha fena halde düşmüş durumdasın.

Bundan sonrasında karşındaki kişiyi istediğin kadar tehdit edebilirsin.

Senin hayatın palavra!

Yanında Muhabarat olmadan sen bir hiçsin…

Mihrac Ural yapayalnız bir insan…

Akrabaları dışında kalan insanları arıyor.

Şimdiye kadar internete olta sallayarak Hasan Balcı’dan başkasını bulamadı.

“Beni okuyun, Hasan Balcı’yı okuyun” diyor.

Demek ki dört buçuk yıldır bir şey değişmemiş…

Bu site yeni yayına başladığı sıralarda Hasan Balcı, Muhabarat Acilcileri’nde Türkiye sorumlusuydu ya da öyle olmak üzereydi.

Mihrac Ural tarafından örgütün öteki kişilerine örnek olarak gösterilirdi.

Hasan da sanki Mihrac Ural tarafından övülmek matah bir şeymiş gibi bundan bana söz ederdi.

Şimdi de aynısı: Beni okuyun, Hasan Balcı’yı okuyun, diyor.

İnsanlar tabii ki okusunlar, siz okumadıklarını mı sanıyorsunuz?

Okudular ve “boş ver bunları” deyip geçtiler.

Okunacağından emin olan bir insan kalkıp da, “beni okuyun, Hasan’ı okuyun” diye yazar mı?

Yöntem hep aynı: İnternete oltayı sallıyor ve belki Hasan Balcı gibi bir tip yine düşer diye bekliyor..

Başka ne yapsın diye de sorulabilir. Tümüyle boşluğa düştüğünü ve feci bir şekilde kaybettiğini görüyor. Psikolojisi iyice bozulmuş ve yazdıklarında ilerlemiş şizofreninin izleri açıkça görülüyor.

Suriye’de Beşir Esat yönetiminin durumu ortada… 12 Eylül faşizminden bile beter olan bu yönetimi savunan Mihrac Ural, kuyruğu kaptırmamanın derdine düşmüş durumda… Ama “Arap halkıyla birlikte Hatay’a gireceğim” demekten de geri durmuyor.

Tabii girersin aslanım; bir yere gireceğin kesin ama orası Hatay olmayacak!

Hasan Balcı ise komik bir tip, beni fena halde güldürüyor.

Bir dönem gölgemizde yürüdü ve sadakatle hizmet eder göründü. Bizim gölgemizi kendi gölgesi sandı ve buradan hareket ederek de “ben neymişim meğerse” diye düşündü. Gerçek safına, Mihrac Ural’ın yanına geri döndü.

Kötü şaşırdı. Aleyhime kampanyalar açtı, dosyalar hazırladı, tehditler savurdu ve kimse ciddiye almadı.

Şaşırdı yavrucak…

Şöyle sorayım:

“Hasan Balcı, daha sonra Acilciler adını alacak olan örgüt 1974 yılında kurulduğunda sen kaç yaşındaydın?”

“On bir yaşındaydım abey!”

“Maşallah maşallah, Allah bağışlasın!

Peki evladım, Yüksel Eriş hayatını kaybettiğinde ve aynı yıl ben yakalandığımda yani 1977’de sen kaç yaşındaydın?”

“On dört abey!”

“Allah bağışlasın! Hanimiş babası!

Hasan Balcı, evladım, biraz büyü de öyle konuş, olmaz mı?

Hiç olmazsa reşit olacak yaşa ulaş da öyle konuş!”

Yoksa senin gibileri ancak sana benzeyenler ciddiye alır.

12 Eylül öncesinin karmakarışık ortamında yaşı küçük olan insanlar da değişik olaylarda yer alabildiler ya da olaylara karışabildiler. Örneğin, kendi ifadesine göre, zamanın Aydınlık gazetesi, Hasan Balcı için “kontr gerillanın kullandığı çocuk” demiş.

Olabilir. Hasan Balcı kullanılmaya uygun bir tip, kontr gerilla da kullanmış olabilir.

Bu kadarı anlaşılabilir, ama kişi yaşına bakmadan ahkam kesmeye başlarsa, “Senin tevellüdün kaç evladım?” diye sorulur.

Ardından da “hanimiş babası” denilir.

***

 

Yaklaşık olarak son dört yılda iki önemli iş yapıldı:

Solda ilk örgütsel yüzleşmeyi yaptık, bunun önde gelen kişilerinden birisi oldum.

İkincisi ise, solun en fazla okunan sitelerinden birisini oluşturduk.

Bazen eski yazılara bakıyorum, tıklanma sayılarını görünce aklım duruyor diyebilirim.

Epeyce eskilere gidersek; konuk yazıları bölümünde sayfa 30’da 592 nolu yazıyı Mehmet Koç yazmış… Mihrac Ural’ın nasıl bir pislik olduğunu açıkladığı yazı… 1963 kez okunmuş!

Aynı sayfada bulunan “Mihrac Ural tehdit ediyor” başlıklı yazı ise 2666 kere okunmuş. Yazarı da Hasan Balcı…

Siz yanmışsınız evladım, ne kadar çabalasanız boşuna…

Ama yine de çabalayın, yoksa başka ne yapacaksınız?

İbrahim Yalçın’ın yayınladığı son çetleşmede, Mihrac Ural’ın karşısındaki şahıs beni övünce nasıl bir durumun ortaya çıktığına dikkat ettiniz mi?

Mihrac Ural çıldırıyor, zaten bozuk olan sistemi iyice bozuluyor, resmen zıvanadan çıkıyor.

Bunlar birbirlerine benziyorlar.

İhsan Sağmen de bir yazısında teveccüh gösterip İbrahim ve benim için “benim savunmama ihtiyaçları yok, bunlar zaten büyükler” dediği zaman, Hasan Balcı’nın şanzımanı karışmıştı.

Tek tek insanların ne düşündüklerine kadar düşmüş durumdalar…

Yazılanları okumakla yetinmez, yazılanların arkasındaki psikolojiye de dikkat ederseniz, bu durumu açık olarak görürsünüz.

Bu adam beni yine güldürdü ve aklıma Kenan Evren geldi…

12 Eylül sonrasının ilk cumhurbaşkanı Kenan Evren’dir. Kendisi cumhurbaşkanlığını bırakırken, “Biz hevesimizi aldık, biraz da başkaları alsın” demişti.

Biz Hasan Balcı’dan hevesimizi aldık, biraz da Mihrac Ural alsın…

Bu insanlarda nasıl bir kendini ispat çabası var, nasıl bir aşağılık kompleksi var, insan inanamıyor.

Mihrac Ural şimdi 56 yaşında, Hasan Balcı ise 49 yaşında olmalı…

Bu ilerlemiş yaşta bile bu duyguda iseniz, iflah olmazsınız.

Allah ıslah etsin demekten başka çare kalmadı…

***

 

Sitenin içeriğiyle ilgili bir tespitimi de ekleyeyim:

Başlangıçta bu sitedeki yazılar neredeyse tamamına yakın oranda Mihrac Ural ve işlediği suçlarla ilgiliydi.

Sonra bu oran biraz indi ve uzun süre yüzde 80 civarında kaldı.

Son aylarda ise Mihrac Ural ve adamları (Mehmet Yavuz, Hasan Balcı) ile ilgili yazıların sayısı, genel yazı sayısının yüzde ellisinin altına inmiş durumdadır.

Bu oran daha da inecektir.

Görülen odur ki, sitedeki yazıların bilemişinin değişmesi okur sayısını azaltmamış durumda… Sayı yaklaşık aynı kaldı.

Dört yıldan beri bu sitede ortalama olarak haftada 6 ile 7 yazı yayınlanıyor. Bunu devam ettireceğiz.

İnsanlar okuduklarına göre demek ki okunacak bir şey buluyorlar.

Bu kaliteyi sürdüreceğiz.

Demek ki neymiş: bizim Mihrac Ural ve adamlarından başka konuşacak sözlerimiz de varmış…