Şuanda 296 konuk çevrimiçi
BugünBugün4160
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11884
Bu ayBu ay11884
ToplamToplam10480308
Kemalizm, CHP'lilik, Aydınlıkçılık ve Hatay PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 22 Kasım 2012 18:28


Başlık uzun ve konu da karışık gibi…

Aslında konu karışık değil, bazı insanların durumu karışık.

Kafaları karışık sayılmaz çünkü açık olarak Beşir Esad taraftarılar…

Ama bunu gerekçelendirebilmek ve dahası müttefik bulabilmek için kılıktan kılığa giriyorlar.

Türkiye devrimci hareketinin tamamına yaklaşık bölümü Esad’ı desteklemiyor.

Suriye’ye askeri müdahale yapılmasına karşı çıkanlar bile Esad’ı desteklemediklerini özenle belirtiyorlar.

Esad gibi bir diktatörün desteklenebilecek yanı bulunmuyor.

Hele de Suriye’nin anti emperyalist olduğu, emperyalizme karşı mücadele ettiği gibi belirlemelere insanlar gülüyor.

Kürt özgürlük hareketi de Esad’ı desteklemiyor.

Kürtler Suriye’deki iç savaştan yararlanarak kendi özerkliklerini kurmaya çalışıyorlar.

Esad’ı kimler destekliyor?

CHP ve Aydınlıkçılar ya da İşçi Partililer ya da başka adıyla Doğu Perinçekçiler…

Başka bir isimle söylersek ulusalcılar…

Esad’ı destekleyen Hatay’daki değişik tipler de ulusalcılara yanaşıyorlar.

Ulusalcılara yanaşmak için Kemalist olmak gerek ya da Mustafa Kemalci olmak gerek…

Baksanıza düne kadar CHP’ye yönelik olarak etmediği lafı koymayan Mihrac Ural bile, dedesinin gönüllü olarak Mustafa Kemal’e hizmet ettiğini söylüyor.

 

“Kendi adıma ise aile tarihimin siyasal duruşunun bir sonucu olarak ben de yerimi aldım. Dedem Albay Süreyya Ural,  bölgede (Suriye – Lübnan) konuşlanan 4. Ordunun iaşe komutanıydı. Lübnan Ayntura’dan, Mondoros mütarekesiyle çözülen Osmanlı orduları ardından, kendi isteğiyle emperyalizme karşı Atatürk’ün yürüttüğü kurtuluş savaşına katıldı; bir subay ve Arap Alevi şeyhi olarak bunu yaptı.”

Söylenen gayet açık:

Mihrac Ural’ın dedesi Atatürk’ün yanında yer almış. Kendisi de siyasal duruşunu buna göre belirlermiş. O da Muhabarat’ın pardon Beşir Esad’ın yanında yerini almış.

Ne oldu böyle derseniz, cevabı basit: mal mülk meselesi bir yanda (Suriye’de insanları dolandırarak, örgüt parasını çalarak yaptığı servet elden gidiyor) ve bir de can meselesi (bunlar mihrac Ural’ı bacağından asarlar).

Hatay’daki öteki Esad yanlılarının ise kiminin mal mülk meselesi var, kimisi de sözüm ona kendisi devrimci ama Esad’ı despot olarak değil de Nusayri olarak görüyor.

“O Nusayri, ben de Nusayriyim, bu nedenle destekliyorum” diyemiyor.

Sözüm ona devrimci ya, ne yapsın, başka gerekçe bulacak artık…

Suriye’den yaklaşık yüz bin kişi Türkiye’ye kaçmış durumda…

Bu insanların büyük bölümü (tıpkı Suriye nüfusu gibi) Sünni…

Yıllardır zulüm gördükleri Nusayrilere de iyi gözle bakmıyorlar.

Esad kazanırsa, bu insanlar dönemezler ve Hataylı bazı tiplerin arazilerinin olduğu alanlara yerleşirler.

Eyvah ki eyvah, bu nedenle Esad’ın desteklenmesi gerek…

Karşı taraf kazanırsa, ilki kadar olmasa bile durum yine kötü, zira bu insanlar Hatay’ı Suriye toprağı olarak görüyorlar –yıllardan beri böyle eğitilmişler-  ve burada oturanlara da bu bakışla yaklaşıyorlar.

İki ucu pis değnek vesselam…

Ve burada büyük bir sorun var:

Kemalist oldunuz, CHP’li oldunuz, Aydınlıkçı oldunuz…

En azından bunlara sempatiyle bakıyorsunuz.

Ne yaparsınız, çıkar dünyası…

CHP’liler, İP’liler, Kemalistler, ulusalcılar; bunlar birbirine yakın ve hepsi de Esad yanlısı…

İyi de, Mihrac Ural da içinde olmak üzere bir takım tipler yıllardan beri “Hatay ilhak edilmiş Suriye toprağıdır”, “Hatay anavatana (Suriye’ye) bağlanmalıdır” demiyor muydu?

Hatay’ı ilhak eden Mustafa Kemal değil miydi?

Yani siz Atatürk’ün yaptığı işe karşı çıkıyorsunuz…

Hem Atatürk için fiilen işgalci diyorsunuz hem de CHP ve İşçi Partisi gibi Kemalist örgütlerle yakın durmaya çalışıyorsunuz.

Kardeşim sizde hiç kafa yok mudur?

Galiba yok çünkü bu garip durumu fark ettiğinizi bile sanmıyorum.

1. Hatay ilhak edilmiştir ve anavatanına iade edilmesi gerekir.

2. Hatay’ı ilhak eden Mustafa Kemal’dir.

3. Ve ben Kemalistim ya da onlara yakınım çünkü onlar da benim gibi Beşir Esad rejimini savunuyor.

Sonuncu madde olarak ancak ÇÜŞ denilebilir.

Akıl dağıtılırken bunlar neredeymiş acaba?

 

Son Güncelleme: Perşembe, 22 Kasım 2012 22:31