Şuanda 259 konuk çevrimiçi
BugünBugün4135
DünDün3402
Bu haftaBu hafta11859
Bu ayBu ay11859
ToplamToplam10480283
tavşan eti nasıl yenir? PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 26 Kasım 2012 20:28


Daha önce duyurusunu yaptığım facebook grubunda değişik konular konuşulurken tavşan eti konusu gündeme geldi ve ben de bununla ilgili bir yaşanmışlığı hatırladım.

1978 yılının son günleri, Konya cezaevindeyiz. Bizim komün dört kişi: Mihrac, Ali, Bünyamin ya da Zafer ve ben.

Siz Mihrac Ural’ın bazı yazılarında “annemin getirdiği dolmaları yedi ama şu bana yaptığına bakın, gözüne dizine dursun” dediğine bakmayın. Hapishanede benim dışımda kimseye dışarıdan para gelmiyordu. Böyle bir şeyle öğünmek ayıptır, bu nedenle de sözünü etmedim. O günlerde de gelen para yok ve fena halde parasız durumdayız. Bulgur pilavına talim ediyoruz. Pilavı Zafer yapardı ve doğrusu da güzel yapardı. Ama sonuçta bulgur işte, her gün de yenmez ki…

Konya cezaevine dışarıdan yiyecek alınıyordu. Bir gün şimdi kim olduğunu hatırlamıyorum, bize bir tepsi tavşan yahnisi getirdi. Tepsi içinde yanında pilavla birlikte… Aman ki aman, günler sonra doğru dürüst bir yemek yiyeceğiz…

Fakat o ne! Mihrac tavşan yenmesini itiraz ediyor ve diyor ki:

“Tavşan memeli hayvandır, adet görür, bu nedenle pistir, eti yenmez.”

Ben o zaman Alevilerin tavşan yemediğini bilmiyordum. Doğrusunu isterseniz Mihrac’ın Alevi olduğunu da bilmiyordum. Kimsenin diniyle mezhebiyle ilgilenmezdim. Zaten hepimiz ateisttik ya da bazılarımız öyle görünüyordu, dolayısıyla Sünni mi Alevi mi, ne fark ederdi?

İtiraz bana saçma geldi. Et mutlaka temizlenip pişirilmiştir. O zaman daha ne yani…

Tavuk da yerdeki her çeşit pisliği yiyor ama kesilip, temizlenip pişirildi mi, afiyetle yiyoruz. Aynı şey tavşan eti için geçerli…

Mihrac Ural her zaman olduğu üzere heyecanla ve bağırarak söylemişti düşüncelerini…

Beni ilgilendirmez, ben yerim.

Ali de Alevi imiş ya, o da yemiyor.

Zafer Alevi değil ve karnı da aç ama sözünden çıkmadığı Mihrac yemezken onun yemesi ayıp olacak, bu nedenle o da yemiyor.

Aldım tepsiyi önüme… Güzel de yapılmış ve hayli yedim ama karnım aç olmasına rağmen tepsideki yemeğin tamamını yemem mümkün değil. Yarıdan çoğunu yedim, gerisi kaldı.

Bir saat kadar sonra baktım, yemek bitmiş, herhalde Zafer çaktırmadan götürmüştü.

“Ben Aleviyim, Aleviler tavşan yemez” demiyor, diyemiyor.

Başka bahane buluyor.

Yutarsan ne iyi!

Aleviyim, onun için yemiyorum dese, biliyor ki dalga geçeceğim.

Ateiste bak ateiste diyeceğim…

Bu nedenle başka gerekçe bulmaya çalıştı.

Yutturabilirse ne iyi!

Sahtekarlık daha o zamandan Mihrac Ural’ın her tarafından akıyormuş…

Ben de cahil işte, Alevilerin tavşan yemediğini bilmiyordum!

Yemeğin tadını hala hatırlarım, güzel pişirilmişti doğrusu…