Şuanda 138 konuk çevrimiçi
BugünBugün4430
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12154
Bu ayBu ay12154
ToplamToplam10480578
entelektüel gelişmenin bileşenleri 1 PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 01 Mart 2013 19:55


İnsanlığın tanıdığı en yaratıcı kişi olarak Leonardo da Vinci bilinir. Normalde kendisini tanınmış bir ressam olarak bilirsiniz. (Mona Lisa tablosu). Gerçekte ise böyle değil. Mekanikten tıbba kadar değişik alanlarda çalışmış ve çağına göre önemli yapıtlar üretmiş, keşifler yapmış  bir kişi

Böyle bir kişinin psikolojisinin, kimlerden ve nasıl etkilendiğinin incelenmesi önemlidir.

Bizde böyle şeyler yoktur, biliyorum. Yaratıcı insan pek çıkmamış, bu nedenle olsa gerektir.

On yıl önce politik bilimleri bitirmeme az kalmıştı ve bu konunun yanı sıra üç tane de bölüm seçmeli olarak alınmak zorundaydı. Birisi büyük seçmeli bölümdü denilebilir. Sosyal psikolojiyi almıştım ve derslerden bir tanesi de Leonardo da Vinci idi.

Üstelik de bir yıllık ya da iki sömestirlik ders…

Önce bir şey anlamadım. Leonardo da Vinci hakkında bir yıl boyunca konuşulabilecek ne olabilirdi ki!

Kısa sürede yanıldığımı anladım. Freud’un önemli makalelerinden birisi Leonardo da Vinci üzerinedir. Orada kişiyi psikolojik olarak değişik yönlerden inceler. Bu incelemenin de değişik eleştirileri vardır. Freud und Leonardo (Freud ve Leonardo) adlı ince kitap bu eleştirilerden bir tanesiydi ve dersi veren profesör de kitabı yazan kişiydi: Manfred Klemenz.

Bu derste öğrendiğim üç noktayı hiç unutmayacağım. Bunlardan üçü de Leonardo’nun hayat felsefesiyle ilişkilidir.

Birincisi: yeni bir şey yapmak ya da yeni bir görüşü savunmak sadece bilgi, zeka ve çalışkanlıkla değil kişilikle de ilgilidir. Yeni bir görüş ortaya attığınız zaman, bu görüş doğru bile olsa ya da ilerde doğruluğu gösterilebilecek bile olsa, çok sayıda hücumla karşılaşır. Yeniliği yapan kişinin bu hücumlara göğüs gerebilmesi, ilk çalışmasında kaçınılmaz olarak varolan eksiklikleri gidererek görüşünü savunmayı sürdürmesi gerekir. Çok sayıda insan yeniyi yapabilecek bilgi ve zekaya sahip olmasına karşın, bu kişilik özelliğine sahip olmadığı için, bilse ve görse bile susmayı tercih eder.

Bu çok önemli bir saptama… Tarihte örnekleri de fazlasıyla var. Bırakın sosyal bilimler gibi tartışmaya açık konuları, fizik gibi doğa bilimlerinin açık bir konusunda bile benzeri yaşanmış. Einstein’ın özel görelilik kuramı yıllarca “Yahudi fiziği” olarak görülerek yanlışlanmaya çalışıldı. Başarılı olunamadı.

Özel görelilik kuramı marksist diyalektiğe aykırıdır denilerek solda da bir dönem kabul görmedi. Bu reddedilme olgusu Einstein’ın yaşadığı dönemde oldukça yoğundu. Sonra giderek zayıflamak zorunda kaldı, çünkü her yeni deneyde kuram doğrulandı.

İnsanlığın dünyaya bakışını değiştirecek kadar yeni bir kuramı ortaya atmak yetmiyor, bunun arkasında durabilmeniz, giderek geliştirebilmeniz gerekiyor.

Çok sayıda zeki, bilgili ve çalışkan insanın yenilik konusunda bir noktayı geçememesinin önemli nedeni bu kişiliğe sahip olmamasıdır.

Pekala yanlış da yapabilirsiniz. Bu yanlışı düzeltebilecek, kendinizi yenileyebilecek çapa sahip olmanız gerekir, ki bunun da kişilikle yakın ilgisi vardır.

Zeka, çalışkanlık ve bilgi olmazsa olmazdır, ama bunlar yeterli değildir. Ek olarak uygun kişilik de gereklidir.

İkincisi: İlk maddenin farklı bir tekrarı olarak da görülebilir.

Bir işi yaparken genellikle değişik engellemelerle karşılaşırsınız. Bu engelleri aşmak, çelmelerden kurtulmak yapılan iş sürecinin bir parçasıdır ya da yapılan işe dahildir.

Buradan hemen çıkan sonuç, “yapacaktım ama engel oldular” sözünün fazla anlam taşımadığıdır. “Engel oldular değil, o engelleri aşamadım” demek gerekir. Çünkü engel çıkarılmayan bir iş neredeyse yoktur ve o engelleri aşmak yapılan iş sürecinin bir parçasıdır.

Yapılan iş yerine yeni bir görüş ortaya koymak derseniz, ilk maddeye ulaşırsınız.

Üçüncüsü: Bir şeyler yapabilecek yeteneklere sahip olan kişi, aynı zamanda kendine uygun çevreyi de bulabilen kişidir. Leonardo’nun hayatı incelendiğinde bu amaçla ortam değiştirdiği bile görülür. Ne kadar zeki ve yetenekli olursanız olun, bu özelliklerinizin gelişmesi ancak benzerlerinizin bulunduğu ortamda mümkündür. Tartışacaksınız, bazen ters düşeceksiniz ama sonuçta o çevreden öğreneceksiniz ve öğreteceksiniz. Bu süreç olmadan gelişme olmaz.

Yıllarca küçük beyinliler arasında kalırsanız, çevrenizi değiştiremezseniz, sizin ulaşacağınız ye de kaçınılmaz olarak aynısı olacaktır.

 

Sürecek…

Son Güncelleme: Cuma, 01 Mart 2013 20:03