Şuanda 276 konuk çevrimiçi
BugünBugün4967
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12691
Bu ayBu ay12691
ToplamToplam10481115
Reyhanlı ve ırkçılık PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 17 Mayıs 2013 04:54


Reyhanlı’da Suriyeli mültecilere yapılanlar, düzenlenen saldırılar ve bu konuda toplumdaki duyarsızlık ırkçı bir kafa yapısına sahip olduğumuzu gösteriyor.

Reyhanlı katliamının sorumlusu olarak gösterilen, değişik saldırılara uğrayan, linç edilmeye çalışılan mültecilerin bir bölümü Suriye’ye geri dönmeye karar vermiş…

“Ölecek bile olsak geri döneceğiz” diyen bu insanların içine itildiği durum hepimiz için utanç vericidir.

Kendimiz ırkçı olmayabiliriz, ama aynı ülkenin insanları olarak mülteci Suriyelilere karşı sergilenen ırkçılığın sorumluluğunu hissetmek zorundayız.

Suriye’de iki yıldan beri süren kanlı iç savaştan kaçmak zorunda kalan ve sayıları 400 bin civarında olan bu insanlara karşı sergilenen tutum hiçbir ahlaki kategoriye sığmaz.

Bu insanların arasına Özgür Suriye Ordusu’nun militanları karışmış olabilir. Bir bölümü geldikleri yerde pis işlerle uğraşıyor olabilir.

Az sayıda insanın sorumluluğunu Suriyeli mültecilerin tümüne yükleyerek onlara saldırmak ırkçılığın her zaman kullandığı yöntemdir.

Almanya’da yaşayan çok sayıda Kürt ve Türk arasında uyuşturucu satanlar bulunmuyor mu?

Buradan hareketle herkesi uyuşturucu satıcısı olarak suçlamak artık neo Nazilerin bile kullanmadığı bir yöntemdir.

Polis insanların tipine ve derisinin rengine bakarak arama yaptığında ırkçılıkla suçlanıyor.

Hatırlayacaksınız; Fransa’da birkaç yıl önce Paris banliyölerindeki isyan sırasında, Fransız polisinin Cezayir kökenli gençlere davranışı ırkçılıkla suçlanmıştı.

Değişik Avrupa ülkelerinde ırkçılar fırsat bulduklarında mülteci kamplarına saldırmıyor mu?

“Buraya geldiniz, rahatımızı bozdunuz, gidin” anlayışı, dünyanın her yanında tipik bir ırkçı anlayış değil midir?

Ülkesini terk ederek başka ülkelere gitmek zorunda kalmış Kürtlere ve Türklere karşı saldırgan tavırlar sergilenince ırkçılıktan söz edenler, kendilerinin de aynısını yaptığının farkında mıdır?

Yöntem hep aynıdır:

Basit bir açıklama ve arkasından saldırı…

Rahatımız bozuldu, bunlar giderse sorunlar biter diye düşünmek ve saldırmak…

Sadece Reyhanlı’da değil Hatay’ın öteki beldelerinde de Suriyeli mülteciler aynı anlayışla dışlanmakta, saldırıya uğramaktadır.

Mültecilerin bulunduğu başka illerde de durum farklı değildir.

Daha da korkunç olan, kendisini sol görüşlü sanan CHP’nin ve ulusalcı solun bu saldırıları kışkırtmasıdır.

Sol, dünyanın bütün ülkelerinde ırkçılığa karşı tutumuyla bilinir.

Irkçılığı kışkırtan sola sol denilmez, nasyonal sosyalist denilir.

Hitler’in partisinin adı, Almanya Ulusal Sosyalist İşçi Partisi idi.

Bizdeki ulusalcılara uygun bir isim…

Almanya’nın yerine Türkiye koymak yeterlidir.

Hem ulusal hem sosyalist ve hem de işçi partisi…

Sonuçta bir Nazi partisi…

Toplumda gittikçe yayılan ırkçılığın başka görünümleri de bulunuyor.

Irkçılık sadece mültecilere karşı ırkçılık değildir.

“Kürtleri bu beldeden atacağım” diyen belediye başkanları…

Futbol karşılaşmalarında siyah renkli futbolculara muz atan seyirciler…

Kürt esnaftan alışveriş yapılmaması çağrısı yapan yayın organları…

Ve bu davranışlara açık tutum almak yerine sessizlikle karşılayan ve hatta kışkırtan medya, ana muhalefet partisi ve sözde bazı solcu örgütler…

Irkçılığın önemli bir özelliği kendi içinde de ayrımcı olmasıdır.

Siyah renkli bir futbolcuya muz atılmasını ayıplayanlar, Suriyeli mültecilere yapılanlara karşı ilgisiz ve hatta kışkırtıcı olabilir.

Gerçekte ikisi aynı şeydir.

Irkçılığın değişik toplumsal alanlardaki görünümleridir.

Münih’te çoğunluğunu TC vatandaşlarının oluşturduğu sekiz kişiyi öldüren neo Naziler yargılanıyor.

Bu davayı manşetlerine taşıyan, mahkemenin her tutumunda ırkçılık arayan basın yayın organları, kendilerinin ne yaptığına hiç dikkat ediyor mu?

İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi zulmünden kaçan Yahudilere kucak açmakla övünen insanların, kendi ülkesine kaçmak zorunda kalan Suriyeli mültecilere karşı sergiledikleri tutum ırkçılıktan başka ne olarak adlandırılabilir?

Bu ülke tarihinde solun bu kadar kirlendiği bir dönem yaşanmamıştı.

Irkçılık bir insanlık suçudur.

Irkçılığa karşı olmak genel bir insanlık değeridir.

Bu değere sahip olmayanlardan bırakalım solculuğu, hiçbir şey olmaz…