Şuanda 222 konuk çevrimiçi
BugünBugün4931
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12655
Bu ayBu ay12655
ToplamToplam10481079
Mazlum Der, Reyhanlı raporu PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 17 Mayıs 2013 18:47


Dezinformasyonun bini bir para… Bazı kişi ve kurumlar yalan üretme fabrikası gibi çalışıyorlar… İnternet suriye’deki olaylar, Hatay ve Reyhanlı katliamı ile ilgili yalan yanlış haberlerle dolu… Bir takım videolar dolaşıyor, hangisi doğru hangisi yalan, bilinmiyor.

İnsanlar haklı olarak endişeli ve korku duyuyor. Bunu anlamak zor değil… Va bazı tipler de –ki bir bölümünün Muhabarat görevlisi olduğuna inanıyorum- bu endişe ve korkuları her fırsatı kullanarak kaşımaya çalışıyor.

Yöntem hiç değişmemiş…

Bu sitede Mihrac Ural adlı tipin 1980 sonlarında Cemil Esat’ın adamlarıyla birlikte yaptığı bazı eylemler de anlatıldı:

Geceleri Nusayrilerin kaldığı köyler kurşunlanıyor, gündüz de “sizi korumaya geldik“ diye Cemil Esad’ın adamları teşrif ediyormuş…

Hep aynı numara…

Yalanın bini bir para olan ortamda güvenilir rapor bulmak zor…

MAZLUM-DER bugüne kadarki performansıyla güvenilir bir kuruluş olduğunu yeterince gösterdi. Aşağıda bu derneğin Hatay-Reyhanlı ile ilgili raporunun “Tespitler ve Öneriler“ bölümünden bir bölüm yer alıyor.

Yazının en altında alınan kaynak da belirtiliyor.

Ek olarak raporun tamamını internette arayıp bulabilirsiniz.

 

“13 Mayıs 2013 tarihinde gerçekleşen patlama sonrasında, kışkırtıcı ve tahrik edici Reyhanlılı bir grup oluşmuş, her gördükleri Suriyeliye saldıran darp edip linç girişiminde bulunan ve Suriye plakalı araçları tahrip eden davranışlar sergilemişlerdir. Suriyelilerin yaşadığı binalara topluca gidilmiş birçok ev yakılmaya çalışılmış, ele geçirilen kişiler darp edilmişlerdir.  Aşırı milliyetçi/ulusalcı eğilimlere sahip partilere mensup fanatiklerinden olduğu söylenen ve her geçen gün sayıları artmakta olan bu gurup, yaşanan gelişmelerden Suriyelileri sorumlu tutmakta, Reyhanlı ilçe merkezinde devriye gezerek sıklıkla yol kesmekte, Suriyeli veya Suriye vatandaşı olduğunu zannettikleri kişileri linç etmeye çalışmaktadırlar. Patlama sonrasında, Reyhanlı ilçe merkezinde yüzlerce çevik kuvvet, özel hareket elemanları dikkat çekmekte, ancak bu süreçler, onların tanıklığında gerçekleşmekte, polisler bu olaylara seyirci kalmaktadır. Nitekim heyetimiz olay yerine giderken, Reyhanlı girişinde bu gurup tarafından yolu kesilmiş, uzun süren ikna çabası sonucunda yola devam etmemize 'izin verilmiş', orada bulunan polisler, bu olaya seyirci kalmakla yetinmişlerdir. Geçişimizden yaklaşık yarım saat sonrasında, yolumuzun kesildiği yerde, yine aynı guruplar tarafından,  dilsiz olduğu için kendini ifade edemeyen Reyhanlılı bir Türkiye vatandaşı, Suriyeli sanılarak linç edilmeye çalışılmış, kendisini tanıyan vatandaşların araya girerek şahsın kimliğini belirtmeleri sonucu hastaneye kaldırılması mümkün olabilmiştir.

 

Yaklaşık 50 bin Suriyeli korkudan evinden çıkamamakta acil ihtiyaçlarını karşılayamamaktadır. Hasta olanlar tedavi olmak için hastaneye gidememektedir. (…)

 

Reyhanlı İlçesinin mevcut 60 bin nüfusuna 100 bin Suriyeli eklenmesine rağmen, resmi kurumlarda personel sayısı arttırılmadığı gibi azaltılmış,  özellikle hastanelerde oluşan aşırı yığılmalar yatak ve doktor eksikliği, Reyhanlılı vatandaşları mağdur emekte olup,  aynı zamanda bu vatandaşlarda, yaşadıkları mağduriyetin nedenlerinin, Suriyelilerin varlığından kaynaklandığı kanaati oluşturmaktadır. Dolayısıyla Suriyelilere yapılan yardım veya ödemeler ise Reyhanlılı halk üzerinde olumsuz etki bırakmaktadır.(…)

 

Olayların öncesinde Reyhanlı ilçesi ve çevresinde birçok Türkiyeli erkeğin gerek eşlerinden ayrılarak, gerekse de ikinci eş olarak seçtikleri Suriyeli kadınlarla evlenmesi, Reyhanlı halkının,  özellikle de kadınların Suriyelilere yönelik olumsuz kanaatlerini pekiştirmiştir.(…)

 

Herkesin, herkesi Baas rejimi taraftarı, ya da karşıtı olarak yaftalayabilecekleri bir kaos ortamı söz konusu olup, il ve ilçede görev yapan bürokratların, bu durum karşısında pasif kaldıkları gözlemlenmiş, hükümetin bir an önce duruma müdahil olarak, Cilvegözü Sınır Kapısı'nda, Jandarma ve Emniyet güçlerinde, adli makamlarda, kamplarda, hastahanelerde, Kaymakamlık'ta ve Valilik'te bu meselenin ehemmiyetini kavramış amir ve memurları görevlendirmesi, böylece yaşanabilecek olayların önüne geçilmesi gerekmektedir.(…)

 

Reyhanlı'da yaşananların bir süre sonra Antakya merkezde veya Alevi vatandaşların yaşadığı Harbiye, Samandağı gibi beldelerde yaşanabileceği iddiaları çok sık dile getirilmekte hatta 'her gün falanca yerde bomba yüklü bir araç ele geçirildi' dedikoduları özellikle sosyal medya aracılığıyla yayılmaktadır…“

 Kürşat Bumin

 http://yenisafak.com.tr/yazarlar/KursatBumin/nihayet-guvenilir-bir-inceleme-raporu/37714