Şuanda 228 konuk çevrimiçi
BugünBugün4936
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12660
Bu ayBu ay12660
ToplamToplam10481084
Referanduma gel... PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 12 Haziran 2013 22:42


Son gelişmeye göre Gezi Parkı ile ilgili olarak İstanbul’da referandum yapılması düşünülüyor.

Görünüşe bakılırsa ne kadar iyi değil mi?

İnsanların fikri sorulacak ve buna göre karar verilecek…

Referandumun kuralları vardır. Referanduma sunulamayacak, çoğunluğa göre karar verilemeyecek konular vardır, derseniz, “demokratik değil” diye itiraz edilecektir.

Cahillik bu itirazla kendini yeterince ortaya koyar…

İdam cezası geri getirilsin mi? diye referandum yapılamaz.

Toplumun çoğunluğu idamı istese bile bu konuda referandum yapılamaz.

İdam konusu insan hakları kapsamına girer ve insan hakları referandum konusu olamaz.

Aynı şekilde, “Sizce işkence gerekli midir?” diye bir referandum konusu da olamaz.

Referandum toplum bilinciyle yakından ilgili bir konudur.

İstanbul’a yapılması planlanan yeni havaalanı için on binlerce ağaç kesilecek…

Çevre bilinci zayıf olan bir toplumda konuyu referanduma götürün, kabul oyu çıkar.

İnsanları ağaç sayısı vererek pekala kandırabilirsiniz.

Çok kişi için şuradaki on ağaçla oradaki on ağacın farkı yoktur.

Bir orman kuşağının yok edilmesi nasıl bir ekolojik etkiye yol açar. Bu kuşak üzerinden göç eden kuşların durumu ne olur, çoğu kişiyi ilgilendirmez ve konuyu da bilmez.

On yıl sonra büyük erozyon ve bunun getirdiği çevre felaketleriyle karşılaşınca da ağlamaya başlar…

Bunu kendisinin istemiş olduğunu da anlamaz…

Can kayıplarına neden olan bazı sel baskınlarının nedeni dere yatakları üzerine konut yapılmasıdır.

“Vatandaşa konut yapılıyor” denildi mi, gerisini düşünen olmaz.

Uzmanlar rapor verir, kimse dinlemez.

Mal mülk selle gidince, ölümler de olunca ağlamaya başlanır.

Bunu sen istememiş miydin?

Böyle olacağını bilmiyordum!

Madem bilmiyordun, bileni neden dinlemedin?

Takdiri ilahi…

Ölüver gitsin o zaman, neden ağlıyorsun?

Gezi Parkı ile ilgili yapılması planlanan referandum da aynı kapsamdadır.

Çevre bilimcilerin, mimarların raporları var ama İstanbul’da yaşayanların önemli bölümünün bu konudan ne anladığını ne de ilgilendiğini sanmıyorum.

Burada şu kadar insana iş alanı açılacak, görünümü de şöyle güzel olacak, dediniz mi, iş bitmiştir!

Ne oldu, çoğunluk sağlandı!

AKP’nin kendini bütün dünyaya rezil etme dönemi açılmıştır.

İşin daha da kötü tarafı, rezil olduğunu anlayamayacak durumda olması ve hatta rezil olmayı marifet saymasıdır.

“Ne güzel rezil oldum ama, var mı benim gibi rezil olan!” anlayışı bulunuyor.

AKP’nin bir sorumlusu şöyle demiş:

“Taksim’de bir araya gelemeyecek gruplar bir araya gelmiştir. Bu bizim başarımızdır!”

AKP’ye karşı öyle bir tepki var ki, kolayca bir araya gelemeyecek olanlar bile gönüllü olarak bir arada bulunuyor.

Haklısınız, herkes sizin gibi rezil olamaz!

Bu da bir beceridir, kabul etmek gerek…

Var mı bizim gibi rezil olabilen, yok, demek ki biz büyüğüz!!!