Şuanda 184 konuk çevrimiçi
BugünBugün4909
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12633
Bu ayBu ay12633
ToplamToplam10481057
Kırmızı bülten PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 01 Ağustos 2013 20:58


Üç gündür yazdığım yazıya ara verip önemli bir olay üzerinde durmak istiyorum. Olay önemli ama yeni değil, sadece isim yeni…

Doğan Akhanlı’yı biliyorsunuzdur. Yazar ve yıllardan beri Köln’de yaşıyor.

Yıllardan beri Almanya’da politik ilticacı olarak bulunuyordu, sonra Alman vatandaşı oldu ve 2010 yılında hasta babasını görmek için Türkiye’ye gitmek gafletinde bulundu. Böyle diyorum çünkü gider gitmez 1989 yılında bir kişinin öldüğü bir soygun olayına karışmakla suçlanarak gözaltına alındı. Aslında bu suçlama yeni değildi ama şahitler ifadelerini değiştirdikleri, Akhanlı’yı suçlayan kişi de işkence altında bu ifadeyi verdiğini söylediği için mesele kapanmış sanılıyordu.

Akhanlı Almanya’da yıllardan beri Ermeni soykırımının tanınması konusunda aktif olan bir isim… Eh, siz aktif olursanız, hükümet de size karşı aktif oluyor!

Doğan Akhanlı tutuklandı ve müebbet hapis cezasıyla yargılanmaya başlandı.

Çok sayıda Alman kuruluşu araya girdi, mahkemeye gözlemciler gönderildi ve bir yıllık tutukluluk sonunda Akhanlı tahliye oldu. Kendi anlatımına göre sadece Almanya vatandaşı olduğu için polis dayağından kurtularak ülke dışına çıkabildi.

Mahkemesi sürdü, beraat etti, karar bozuldu ve son mahkemesinde  hakkında müebbet ceza istendi. Mahkemeye gelmediği için de uluslar arası yakalama emriyle –kırmızı bülten- aranmasına karar verildi.

Alman gazeteleri Akhanlı’nın durumunu dört kez beraat ettikten sonra müebbet hapis cezası alan Pınar Selek’in durumuna benzetiyorlar.

Mahkemeye gözlemci olarak gidenler arasında bulunan Günter Wallraff, Türk yargısının intikamcı olduğu ve kendisini adaletin sağlanmasıyla değil de devleti korumakla yükümlü gördüğünü belirtti.

Doğru bir saptama…

Kırmızı bülten eski bir konudur…

Merkezi Fransa’nın Lyon kentinde bulunan Interpol –uluslar arası polis- tarafından yakalanmanız için çıkarılan arama emri anlamına gelir. Herhangi bir ülkede yakalandığınızda bu emri çıkaran ülkeye iade edilmeniz istenmektedir.

Çok sayıda Türk ve Kürt siyasi hakkında bu tür bir bülten çıkarılmıştır. Örneğin Remzi Kartal İspanya’ya gittiğinde kırmızı bültenle arama kararı nedeniyle tutuklanmış, ama Türkiye’ye gönderilmemiş ve Belçika’ya iade edilmişti.

Bu bülten başka kişiler hakkında da çıkarılıyor.

Örneğin büyük miktarda dolandırıcılık yapan Cem Uzan da aynı bültenle aranıyor ama rahatça dolaşabiliyor.

Sivas davasının birkaç sanığı hakkında da kırmızı bülten çıkarılmış ama bunlardan bir bölümü Almanya’dan iltica bile almışlar…

Uluslar arası arama emrinin haklı olarak çıkarıldığı durumlar da bulunuyor, keyfi olarak çıkarıldığı durumlar da…

Avrupa ülkelerinde ve özellikle de Almanya’da Türkiye tarafından kırmızı bültenle aranan kaç kişi bulunuyor, bilinmiyor.

Bu konuda sol siyasilerin oldukça vurdumduymaz davrandıklarını belirtmek gerek…

Geçenlerde bir Kürt arkadaş ailesiyle tatilini geçirmek için gittiği Bulgaristan’ın Karadeniz kıyısında kırmızı bültenle arandığı için gözaltına alındı. Sonra ne oldu, izleyemedim. İsveç vatandaşı olması gözaltına alınmasını engellemiyor. Bulgaristan, Moldavya, Romanya ve Ukrayna Türkiye ile yakın ilişkisi olan ülkeler ve bu ülkelerde kırmızı bülten nedeniyle yakalanan kişinin geldiği ülkeye değil de Türkiye’ye gönderilmesi ihtimali az değildir.

Başka ülkelerde de benzeri durumlar yaşanıyor.

Almanya’da geçen yıl rahatsızlığı nedeniyle erken tahliye edilen ve ülkeyi terk eden ve Almanya’dan iltica alan bir arkadaş kırmızı bültenle aranması nedeniyle gözaltına alındı, yoğun protestolar sonucu bırakıldı. Eğer tersine bir gelişme olsaydı bu arkadaşı aynı durumdaki başkalarının izleyeceğine kuşku yoktu.

Bildiğim kadarıyla İsviçre’de de benzeri bir durum söz konusu…

Türkiye tarafından uluslar arası yakalama emriyle aranan arkadaşların bulundukları ülkede yerel kurum ve kişilerle ilişki geliştirmelerinde sayısız fayda bulunuyor. İade edilmek amacıyla gözaltına alındıktan sonra ilişki aramak için geç oluyor.

Türkiye hükümetlerinin büyük çabalarından yeterli bir sonuç alabildikleri söylenemez. Avrupa ülkelerinde bulunan çok sayıda sol siyasi için uluslar arası arama kararı çıkardılar ve hatta İçişleri Bakanı bu ülkeleri ziyaret ettiğinde ilgili bakanlara istedikleri kişilerin listesini bile iletti, ama istedikleri sonucu alamadılar.

Çabalarını sürdürüyorlar ve son örnek Doğan Akhanlı’dır.