Şuanda 184 konuk çevrimiçi
BugünBugün4908
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12632
Bu ayBu ay12632
ToplamToplam10481056
Aleviliği ne sanmıştınız? PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazar, 29 Eylül 2013 09:46


Tuncel Kurtiz Balıkesir’in Güre ilçesi Tahtakuşlar Köyüne gömülmek istermiş. Vasiyeti mi böyleymiş yoksa bir film çekimi sırasında bu köy hoşuna gittiği için mi böyle istermiş, rivayet muhtelif, ama burası önemli değil.

Önemli olan Tahtakuşlar Köyü İhtiyar Heyeti’nin Tuncel Kurtiz’in köylerine gömülmesini “Sünni olduğu gerekçesiyle” kabul etmemesi… Tahtakuşlar Alevilerin kaldığı bir köydür.

Bunun üzerine çok sayıda kişi Tahtakuşlar Köyü İhtiyar Heyeti’nin kararını kınamış ve hatta adını hatırlamadığım bir yerden Alevi erkanı ilgili heyeti ikna etmek için yola bile çıkmış.

Tuncel Kurtiz’in ailesi de yerinde bir karar vermiş ve karar değişse bile defnin başka yere yapılacağını açıklamış. Kararın Türkçesi şu: Size mi kalmıştık?

Tahtakuşlar Köyü İhtiyar Heyeti kararının protesto edilmesi yersiz. Adamlar inançlarının gereğini yapmışlar. Alevilik budur, bilmiyorsanız öğrenmenizde yarar vardır.

Tuncel Kurtiz tanınmış bir isim olduğu için konu gündemleşti yoksa ne ilktir ne de son olacaktır. Söz konusu olan tanınmış bir isim olmasaydı, ilgili köye defninin reddedilmesini kimse duymazdı.

Öncelikle kavramları biraz açmak gerek…

İslamiyet genel bir adlandırmadır. Kendi başına yeterli değildir, hangisi diye sorulması gerekir.

İslamiyetin ayrımlarından Sünnilik de böyledir, hangisi diye sorulması gerekir.

Aynısı Alevilik için geçerlidir, hangi Alevilik diye sorulması gerekir.

Kendini İslamın içinde gören Aleviler var, görmeyenler var.

İnançlarından hareketle “gerçek Türk biziz” diyen Aleviler de var, kendilerini milliyetler üstü gören Aleviler de var.

Kendini küresel görmek, milliyetler ve bölgeler üstü görmek dini inançların önemli bir özelliğidir. Bugün son aşamasını yaşadığımız küreselleşmenin ilk aşaması büyük imparatorlukların ortaya çıkması, dolayısıyla da değişik bölgeleri ve halkları bir araya getirmesi ise; sonraki aşaması büyük dinlerin ortaya çıkmasıdır. Esas kimliğiniz Hıristiyandır, Müslümandır vd. burada ya da çok uzak başka bir ülkede olabilirsiniz ama inançlarınız neredeyse aynıdır ya da birbirine çok benzer. Aynı peygambere inanırsınız (İsa, Muhammed), kitabınız aynıdır (İncil, Kuran), kutsal günleriniz aynıdır (noel, bayramlar) ve örnekler uzatılabilir.

“Aleviler hakiki Türktür” dediğiniz anda inanç sistemleri içinde geri bir noktaya düşersiniz, yerellikte kalırsınız.

Aynı anlayışı “Kızılbaş Alevisi hakiki Kürttür” diye bir söylem varsa, orada da görebiliriz.

“Alevilik nedir?” bu konuda bile anlaşma bulunmuyor. İslam içi midir, dışı mıdır; İslamiyetten önce var mıydı? Ali ile ilgisi var mıdır, yok mudur? Çok sayıda tartışma konusu bulunuyor.

Bu konular çözümlenemez. Dayanılan temel mantık değil de inanç olunca, sorun olan konunun çözümlenmesi ve herkesin üzerinde uzlaşabileceği bir cevap bulunabilmesi mümkün değildir.

Aynısı Sünnilikteki sorunlar için de söylenebilir.

Alevilik bu konuda daha geriden gelmektedir.

Aleviliğin ilericilikle herhangi bir ilgisi yoktur. Bugüne kalmış metinlerinde şunu veya bunu söylemiş olabilirler. Ne ki, hangi inanç sistemi kötü bir şey söylemiştir ki!

Söylenene değil, uzun yıllar boyunca yapılana bakacaksınız.

Her inanç sistemi doğal olarak kendi propagandasını yapacaktır. Keza Alevilik de yapacaktır.

İnsanlığın ilk ahlak öğretileri dinlerden çıkmıştır. İnanç sistemleri dünyevidir, hepsinde insanların uyması istenen belirli bir hayat tarzının kuralları anlatılır. Bu kuralların değişik yorumları vardır. Hiçbir inanç sisteminde “hırsızlık ve dolandırıcılık iyidir” denilmez ama her inanç sisteminden bulunan dini bütün hırsızlar ve dolandırıcılar vardır. Yoruma bağlıdır, işi kitabına uydurabilirsiniz.

Değişik inanç sistemlerinin yan yana yaşaması, bunların birbirlerine rakip oldukları gerçeğini ortadan kaldırmaz. Bu rekabet bazen barışçı bazen da zor kullanılarak yürür, ama her durumda vardır.

Ateistlerin şu veya bu inanca saygı göstermeyi bırakıp, kendi anlayışlarını alternatif olarak daha iyi savunabilmeleri gerekir.

Herkes inancı neyse inansın, ibadeti neyse yapsın ve saygı da buraya kadardır. Bunun ötesinde birlikte değiliz, rakibiz.

Ne Hak’a inanırız ne de Hakk’a…

İnanç metinlerini seçmece okursanız hepsinde iyi belirlemeler bulabilirsiniz.

Kuran’da kadınlar için iyi belirlemeler de vardır, onları aşağılayan belirlemeler de…

Başka konular da eklenebilir.

Alevilik bundan farklı mıdır, hayır.

Yeniden dünyaya gelmek, başka bir canlıya dönüşerek yaşamak anlayışının bütün inanç sistemlerindeki anlayıştan hiç farkı yoktur. Bu amaçla Alevilik de kendi efsanelerini uydurur.

Aleviliği her fırsatta sola, devrimciliğe bağlamaya çalışanları görüyoruz.

Aleviler sürekli direnir imiş!

Olabilir… ABD ve NATO’ya karşı en iyi savaşan güç de Taliban’dır.

Söz konusu olan direniş ise, bu da var, atlamayalım!

İsrail’e karşı şeriat devletini savunan Hamas da savaşmıştır, öyle değil mi?

Alevilik ilericiliktir gibi gerçek dışı kategorikleştirmelere girmemek gerekir.

Buna cevap olarak, “Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan da sünnidir” demek gerekmez.

Onlar Alevilik ve Sünnilik ötesinde ateisttir.

Hüseyin İnan bir Alevi dedesidir ama bu yönünü hiçbir zaman göstermemiş, idamı öncesinde de dini telkin almayı (Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan gibi) reddetmiştir.

İsteyen Alevi olsun isteyense görünürde Ateist ama gizli Sünni…

Biz ateistiz…

Bazıları der ki, ateizm de bir inançtır.

Elbette, insan dışında hiçbir şeye inanmamak inancı…

Ateizmde Tanrı inancı yoktur.

Ve bizim daha saldırgan olmamız, kendi anlayışımızı gerekçeleriyle daha açık savunmamız gerekir.

Ateizm, Alevilik ve Sünnilikten ve öteki dini inançlardan daha geniş bir bilgiye gerek duyar. Cahil insan ateizmi savunamaz.

Yazının başına dönersek…

Tuncel Kurtiz’in Sünni olduğu gerekçesiyle bir Alevi köyünde defninin istenmemesi normaldir. Tek olay da değildir. Kurtiz tanınmamış bir isim olsaydı, olay duyulmazdı bile…

İhtiyar Heyeti inançlarının gereği doğrultusunda karar vermiştir.

Onlar kendi açılarından doğrusunu yaptılar, farklı karar bekleyenler yanılmaktadır.

Tuncel Kurtiz söz konusu olduğunda Aleviliğin hoşgörüsü olabilir, sonuçta tanınmış bir isimdir.

Tanınmış olmasaydı, söz konusu olmazdı.

Yıllardan beri çok sayıda kentte Sünnilerle evlenmiş Alevi erkek ya da kadınların kendi çevrelerinde nasıl dışlandıklarını görmüş biriyim.

Aksi örnekler de kuşkusuz vardır, ama azdır.

Alevilik hoşgörüsü Alevilerin kendi propagandasıdır ve özellikle tanınmış isimler için geçerlidir.

Sünnilikteki takiyye’nin Alevicesi…