Şuanda 53 konuk çevrimiçi
BugünBugün4836
DünDün3402
Bu haftaBu hafta12560
Bu ayBu ay12560
ToplamToplam10480984
Dönüşebilen direniş ya da Zapatistalar PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 08 Ocak 2014 01:11


1 Ocak 1994’te ya da 20 yıl önce Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN) “Toprak ve Özgürlük” talebiyle Meksika’nın Chiapas bölgesinde ayaklandı.

Bir Latin Amerika ülkesinde bölgesel bir eylem olarak düşünülebilecek bu isyan dünya çapında ilgi uyandırdı ve bu ilgi yıllarca sürdü.

Ayaklanma tarihi, NAFTA’nın (Kuzey Atlantik Serbest Ticaret Birliği)’nin yürürlüğe girdiği tarihti. Bu anlaşma uyarınca ABD-Kanada ve Meksika arasında serbest ticaret yürürlüğe giriyordu. Benzeri bütün serbest ticaret anlaşmalarında olduğu gibi bundan karşılaştırılamayacak kadar güçlü olanların kazançlı çıkacakları belliydi.

EZLN’nin gördüğü büyük ilginin asıl önemli nedeni ise, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasından ve 1991’de SSCB’nin dağılmasının ardından Fukuyama’nın ortaya attığı “Tarihin Sonu” tezinin geçerli olduğu bir ortamda gerçekleşmiş olmasıydı.

Kapitalizm ile sosyalizm arasındaki mücadeleyi ilkinin kesin olarak kazandığı düşünülüyor ve buradan hareketle de tarihin bittiği savunuluyordu, ama hiç de böyle olmadığı görülüyordu.

Meksika ordusuyla Chiapas bölgesinde silahlı çatışmaya giren EZLN’nin yöntemleri de değişikti: Açık olarak ortaya çıkan bir önder yoktu ya da önder Subcommandante Marcos adını taşıyordu ve maskeliydi.

Tarihin ilk küresel isyanı sayılabilirdi çünkü uygulamada yeni sayılabilecek interneti iyi kullanıyorlar, amaçlarını dünyanın her yanına iletiyorlardı.

Meksika’nın içinden ve dışından gördükleri büyük destek sonucunda hükümet 12 gün süren savaştan sonra EZLN ile ateşkes yapmak zorunda kaldı.

Burada biraz durup, EZLN nasıl kuruldu sorusuna cevap vermek gerekir.

Örgüt 17 Kasım 1983’de altı kişi tarafından kurulur. Bu kişiler 1970’li yıllarda Meksika’daki değişik gerilla hareketlerinden gelen kişilerdir. Zamanla ayrışırlar; bir bölümü öncü-komünist anlayışını sürdürürken, diğer bölümü anti kapitalist ve taban demokrasisi anlayışına evrimleşir. EZLN’yi geliştirecek olan da bu ikinci kesim olacaktır.

1 Ocak 1994’te harekete geçtiklerinde dünya devrimci hareketine marksist olmayan ama anti kapitalist olan, öncü ve yönetici değil ama taban demokrasisini savunan yeni bir hareket örneğini sunarlar.

 

SOSYAL FORUM HAREKETİ

EZLN dünyanın neresinde olursa olsun anti kapitalist mücadele içinde olanları Chiapas’a çağırır. Burada yapılan toplantılardan sonra Sosyal Forum Hareketi doğacaktır. Sosyal Forum hareketi; değişik ülkelerde yoksulluk ve haksızlıklara karşı mücadele eden, değişik politik renklere sahip olan hareketlerin, genellikle yılda bir kez bir araya gelerek tartıştıkları, deneylerini birbirlerine aktardıkları ve gelecek için plan yaptıkları büyük toplantılar düzenler.

EZLN böylesi gelişmelerin tek nedeni değildir. Brezilya’da kent bütçesinin orada yaşayanlarla birlikte yapıldığı yerler vardır. Başka ülkelerde de kapitalist sömürüye karşı değişik eylemler yapılmaktadır. EZLN’nin hareketi bütün bu eylemler için itici bir etki yapar.

Chiapas bölgesindeki Kızılderililerin haklarını savunan EZLN (Chiapas ulusal sorunun olduğu bir bölgedir), yıllar sonra Bolivya’daki sol hükümetin de itici güçlerinden birisi olacaktır.

EZLN Chiapas’ta büyük bir toprak reformu yapar.

Bir başka kumandan Kelly bölgenin önemini şöyle anlatır:

“Toprak ve bölge iş ve beslenme kaynağı olmaktan daha fazla anlam taşır; onlar aynı zamanda kültür, topluluk, tarih, ilerleme, hayaller, gelecek, hayat ve anne demektir.”

Orası sadece yaşanılan bir alan değil; bilinç, kültür ve tarih demektir.

EZLN’nin gelişmesinde iki faktör daha önemli rol oynar: hareket içinde bulunan kadınların verdiği mücadele ve kurtuluş teolojisinin etkisi…

EZLN’nin ilk silahlı eylemeni de kadınlar ve erkekler birlikte gerçekleştirmiştir.

Kurtuluş Teolojisi, 1968’de ortaya çıkan ve Hıristiyanlıkla Marksizmi birleştiren bir akımdır. Camillo Torrez gibi gerilla savaşında hayatını kaybeden rahip, Nikaragua’da ilk Sandinist hükümetin kültür bakanı olan (adını şimdi hatırlayamadım) kişi, Brezilya’da şehir gerillasını başlatan Carlos Marighella’nın iki yardımcısı olan rahipler Kurtuluş Teolojisi bünyesindendir.

Vatikan’ın derhal savaş açtığı bu akım fazla gelişemedi ama yok da olmadı.

Devam edelim…

Zapatistaların özerklik isteği Meksika hükümeti tarafından kabul edilmez. Bunun üzerine “izinsiz özerklik” anlayışı uyarınca beş otonom bölgede 8 Ağustos 2003’te özerklik ilan edilir. Yöneticileri rotasyon prensibiyle çalışan organlar ve kararları alan ve denetleyen kitle örgütleri kurulur. Kitle örgütleri çalışmasından memnun olmadıkları yöneticiyi her an görevden alabilme yetkisine sahiptir.

EZLN, Meksika’nın demokratikleşmesi için değişik kampanyalar düzenler.

“Eksiklerimiz çok ama biz başka türlü politika yapıyoruz”, “çok sayıda dünyanın yer aldığı bir dünya istiyoruz” (Başka bir dünya mümkün, belirlemesi buradan çıkmıştır), “her şey herkes için” gibi saptamaları değişik ülkelerde yankı bulur.

21 Aralık 2012’de Maya takvimine göre “kıyamet günü” olacağı öngörülen günde, Chiapas’taki beş kentte 40 bin kişinin katıldığı “demokrasi, özgürlük ve adalet”  temalı gösteriler yaparlar.

Ordu ile aralarındaki çatışmalar küçük boyutlarda da olsa zaman zaman sürmektedir.

Chiapas’ta açılan ve bölgedeki deneyimlerin anlatıldığı okul çok sayıda ülkeden aktivistlerin uğrak yeri durumundadır.

Latin Amerika Haberleri dergisinin Ocak 2014 sayısındaki bilgi özet olarak bu kadar…

“Dönüşebilen Direniş” dergideki yazının başlığıdır.

Zapatistalar pasifist değiller ama görüşlerini olabildiğince şiddet kullanmadan hayata geçirmekteler.

Zapatista hareketi 21. yüzyılın ilk isyanı sayılabilir…

Okur, 1994 yılının henüz 20. yüzyılda olmasına takılmamalıdır; tarihte yüzyıllar böyle ölçülmez.

Uzun 19. yüzyıl 1789 Fransız devrimi ile başlar ve 1914’te Avrupa’da eski düzenin yıkılmasına neden olan Birinci Dünya Savaşı ile sona erer. Kısa 20. yüzyıl ise 1914-1991 yılları arasındadır.

Birkaç yüz kişinin bir ülkede geri kalmış bir bölgede ordu ile çatışması normal olarak önemli bir olay değildir. En fazla o ülkenin basınında ve kısa bir süre belki komşu birkaç ülkenin basınında yer alır, sonra unutulup gider.

EZLN’nin zamanını gayet iyi belirleyerek harekete geçmesi, görüşleri ve eylem tarzıyla değişik bir örgüt olması, interneti iyi kullanarak amaçlarını bütün dünyaya iletmesi sonucu bu hareket, kitlesel gücünün çok üzerinde bir etkiye sahip oldu.

EZLN anti kapitalist sol hareketin doğuşunu da simgelemektedir.

Geçtiğimiz 20 yılda çök şey oldu. Dünyanın birçok ülkesinde ATTAC’ın kuruluşu, Sosyal Forum Hareketi’nin düzenlediği büyük gösteriler, ezilen ve dışlanan herkesin kapitalizme karşı çıkabilmesi gibi olgular gelişti.

Kapitalizmle birlikte yaşarken onu sürekli geriletmek, devrimci değişimi uzun bir sürecin ürünü olarak görmek, eskiden devrim sonrasına bırakılan değişiklikleri bu süreç içinde yapmak anti kapitalist sol hareketin önemli özellikleridir.