KCK’nin son açıklamasına yönelik tepkiler sürüyor. Her ne kadar HDK “Ermeni ve Rum paralel devletleri”ni de içeren açıklamayı yanlış bulduğunu açıklasa da, asıl değerlendirme –doğal olarak- açıklamayı yapanlardan bekleniyor.

Yaklaşık bir yıl önce Brüksel’de yapılan Barış ve Demokrasi Konferansı’nda adını şimdi hatırlamadığım ama Belçika’da yıllardan beri faaliyet gösteren bir Ermeni kuruluşunun temsilcisi güzel bir konuşma yapmış ve “Orası sadece Kuzey Kürdistan değil, aynı zamanda Batı Ermenistan’dır” demişti.

Kürtlerin başta Van olmak üzere Batı Ermenistan’ın değişik yerlerini Kürdistan’a katmaları 1915 soykırımından sonra gerçekleşti.

Bu soykırımı Türkler ve Kürtlerin birlikte yaptıkları da biliniyor.

Politik sorumlu İttihat ve Terakki idi.

Böyle bir tarihi, unutulmamış ve son 35 yılda yeniden hatırlanmış bir tarihi dikkate almadan Ermeni lobisi etkinliğinden ve hatta paralel devletinden söz etmek ciddi bir yanlıştır.

Konferans’ta konuşan Ermeni kuruluşu temsilcisi, “Orası bizim toprağımız” gibisinden bir yönelime girmedi. Sadece “o topraklarda Ermeni halkı oturuyordu, bugün oturmuyor çünkü soykırımla yok edildi” dedi…

Soykırımı yok sayarak o toprakların geneline Kürdistan denilmesine karşı çıktı.

Kuzey Kürdistan ile Batı Ermenistan iç içedir.

Önemli olan, adı ne olursa olsun bu topraklarda değişik halkların birlikte yaşayabilmesidir.

Önümüzdeki yıl, 1915 yılı, bu soykırımın 100. yılıdır ve konu daha da yoğunlukla gündeme gelecektir.

Geçmişte Ermeni soykırımıyla ilgili olarak Kürt halkı temsilcilerinin sorumlu bir yaklaşım gösterdikleri, yapılanı kabul ettikleri biliniyor. Şaşırtıcı olan da burada ortaya çıkıyor. Hangi nedenle olursa olsun bu kadar özensiz konuşulmaması gerekirdi.

Rumlara çat, Ermenilere çat, Alevilere çat; sonra söylenenleri düzeltmeye çalış ve arkasından da ittifak yapılmasını iste ve çoğunluk da bu ittifaka yanaşmasın…

Normal değil mi!

Yılların güvensizliğini yumuşatmaya ihtiyaç varken, böyle yanlışlar atılmış olumlu adımları kolaylıkla sıfırlar…