Şuanda 431 konuk çevrimiçi
BugünBugün5317
DünDün3402
Bu haftaBu hafta13041
Bu ayBu ay13041
ToplamToplam10481465
İnsan sefaleti PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Çarşamba, 05 Şubat 2014 22:19


Dinler insanlığın ilk ahlak öğretileridir. Aydınlanmadan sonra eski etki alanlarını değişik oranlarda kaybeden yine de dinlerin sürekli olarak önemli bir ahlaki yanı olmuştur.

Bu ahlaki yanın Müslümanlıkta artan oranda kağıt üzerinde kaldığını, Müslümanın inancında bir türlü pratikte ise başka türlü olduğunu sürekli görüyoruz.

Birileri kalkıp, “onlar Müslüman değil” diyebilir. Söylediğine kendisi inanıyorsa sorun yok…

Bütün Müslüman ülkelerde yolsuzluk ileri boyuttadır. Bazıları bu konuda Türkiye’den hayli ilerdedir.

Biraz eskiye gidelim…

Eskiden Hacca otobüsle gidilirdi. Hacılar otobüslere dolar ve toplu olarak hacca gidip gelirlerdi. Bu otobüslerden bazıları sınırda arandığında çok miktarda kaçak eşya bulunurdu. Herhalde 10-12 yaşlarında idim ve o zamanki gazete başlıklarını hatırlıyorum: Hacı otobüsünde kaçak eşya bulundu!

Aziz Nesin’in konuyla ilgili bir öyküsü de vardı.

O zamanlar gümrük serbestliği yoktu ve birçok malın ülkeye getirilmesi ya yasaktı ya da yüksek gümrük alınıyordu. Öyküde, adam ülke dışına gidip gelecek ve karısı ona bir sürü giyecek eşya ısmarlıyor. Adam da, “bunları gümrükten nasıl geçireceğim?” diye soruyor. Karısı, “orana burana sokuşturuver” diyor.

Adam da, “ben hacı mıyım!” diye cevap veriyordu.

İslam’da takiyye denilen konu her çeşit düzenbazlık için kullanılabiliyor.

Son günlerde büyük yolsuzluk olaylarıyla ilgili olarak insanların yaptıkları büyük dönüşler, insanın ne kadar düştüğünün boyutlarını gösterdiği gibi, ister istemez Osmanlı’nın son dönemindeki olayları da hatırlatıyor.

Osmanlı’nın son yıllarında (19. yüzyıl sonu 20. yüzyıl başları) Müslümanlığı koruyarak Batı’ya nasıl yetişebiliriz konusunda kafa yorulurken (pan Osmanlıcılık tutmamış, İmparatorluğun bekası için pan islamizm deneniyordu ya da Müslümanların birlikteliği), yolsuzluk ve rüşvet de sınır tanımıyordu.

O dönemde Ziya Paşa’nın birkaç güzel belirlemesi vardır.

Para ve güç sahibi insanlara ve genel olarak iktidara yaltaklanmak o dönemde de yaygındı. Birisi geri plana düşerse hemen ondan yüz çevrilir, yeni güç sahibine yanaşılırdı. Ziya Paşa be nedenle:

Ne utanmaz köpekleriz

Kimi görsek etekleriz

demişti ve değişen fazla bir şey olmamış…

O dönemde de vatan, millet nutukları atılır, herkes vatan için seferber olmaya, ayağa kalkmaya çağrılır ve bunları söyleyenler kendi dümenlerine bakmayı da ihmal etmezlerdi.

Kalkın ey ehli vatan dedik

Döndük baktık yerimize başkaları oturmuş

Değişen pek bir şey yok anlaşılan…

Dine eskisinden fazla vurgu yapılması, yolsuzluk ve yalanın artmasıyla birlikte gider.

Ortadoğu bir yalan dünyasıdır.

Ortadoğu insanında yalancılık hayli gelişmiştir.

Biz gerideydik ama Araplara ve İranlılara yalan konusunda epeyce yetiştik sayılır.

Bu bölgede esaslı yalan sözleri vardır.

O yalan bu yalan

Fili yuttu bir yılan

bunlardan bir tanesidir.

İkincisi daha da güzeldir:

Neler geldi neler geçti felekten

Un elerken deve geçti elekten

Neden olmasın? Aklıma iç savaş başlamadan önce Halep valisiyle yapılan söyleşi geldi. Adamın 8 tane Mercedes marka otomobili var. Tanesinin maliyeti yaklaşık 50 bin dolardır.

Adamın maaşı derseniz 500 dolar.

Gazeteci, bunları nasıl aldınız?, diye soruyor.

Vali cevap veriyor:

Maaşımdan biriktirdim aldım!

Gördüğünüz gibi bir açıklaması var, isterseniz inanmayın!

Bu valinin aynı zamanda sıkı bir Müslüman olduğuna da eminim.

Arap Alevisi de olabilir ya da Nusayri ve fark etmez…

Bu insanların düştükleri düzeye bakıp da “alçak” bile diyemiyorsunuz.

Süleyman Nazif’in gazete polemikleri meşhurdur.

Bir gün okurlarından birisi elinde rakip gazeteyle koşarak gelmiş ve

“Bakın bu alçak adam sizin için ne yazmış” diye gazeteyi uzatmış.

Süleyman Nazif, yazar rakibi için kullanılan “alçak” kelimesine itiraz etmiş.

Olmaz, demiş, alçaklık da sonuçta bir yükseklik göstergesidir.

O adam alçak değil, çukurdur.

Artık kime neyi yakıştıracağınıza siz karar verin…