Engin Erkiner
![]() |
|
50 yıl sonra bizden ne kaldı? | |
Diğer Yazıları |
En yeni yazılar
![]() | Bugün | 5963 |
![]() | Dün | 3402 |
![]() | Bu hafta | 13687 |
![]() | Bu ay | 13687 |
![]() | Toplam | 10482111 |
Konuk Yazılar
![]() |
|
Sürgünde mücadeleci kadın olmak | |
Bütün Yazılar |
Mektuplar sürüyor ve diğerleri... |
![]() |
![]() |
![]() |
Engin Erkiner tarafından yazıldı |
Perşembe, 09 Ekim 2014 20:25 |
Belma’ya Mektuplar’ın 48-52. bölümü yayındadır.
www.enginerkiner-mektuplar.blogspot.com
Bugün Frankfurt Kitap Fuarı’na gittim. Önceden tespit ettiğim birkaç yayınevine gittim, kendimi frenlemeye çalışarak kitap ısmarladım. Fazla kitap alıyorum, kendimi tutamıyorum ve bu iyi değil… Dünya Tarihi’nin 1350-1750 yılları arasını kapsayan yeni bir cildi çıkmış. Yayına sondan başlamışlardı, başka bir deyişle 1945 sonrasından… İlk iki cildini almıştım, hazırlayan kadro muhteşem… Bir de bunların okunması var tabii, büyük boy 1000 sayfa… Şimdi hangi standı hatırlamıyorum, Bilgi Üniversitesi olabilir. Bir kitabın başlığı ilgimi çekti: küreselleşme ve ulusal devlet. Yazarı Gülten Kazgan… Kalın bir kitap ve beşinci baskısını yapmış… Açtım ve ilk konu başlığını görünce güldüm: üçüncü sanayi devrimi… Bu konuyla ilgili olarak 1990’lı yılların başında değişik insanlarla hayli polemik yaşamıştım. Üçüncü sanayi devrimini ben savunuyordum, onlar karşı çıkıyordu… Gerekçeleri de ya “değişen bir şey yoktur” temelindeydi ya da “emperyalizm gericidir, üçüncü sanayi devrimini yapamaz” deniliyordu. İletişimdeki büyük ilerleme, üretimin bilgisayarlaşması o günlerde bugünkü kadar gelişmiş değildi ama gidişat açık olarak görülebiliyordu. Sadece bizdeki marksist-leninistlerin durumunu biliyorum. Başka ülkelerde de bu kadarı olmasa bile mutlaka benzerleri olmuştur. Sen dünyada olanı gösteriyorsun, o sana kitaptan (Lenin’den) alıntı yapıyor… Teori insanları bu kadar körleştirebilir mi, demek ki oluyormuş! İlgilenmedim ama şimdi bile mutlaka savunan vardır! Bu konulardan sadece birisi tabii, daha başka neler var! Öğrenmiyor ve öğrenmeyince de kendi kendisiyle tutarlı kaldığını sanıyor… Öğrenmekten korkuyor ve bu nedenle de her şeyi biliyor geçiniyor… Öğrenmenin birinci koşulu, bilmediğini kabul etmektir. Cahilliğin asıl nedeni eğitimsizlik değil, bildiğini sanmaktır… Biliyorsan, öğrenmene de gerek yok demektir. Varsın öyle inansın, bu tip insanlarla uğraşmanın anlamı yok…
|