Şuanda 324 konuk çevrimiçi
BugünBugün5900
DünDün3402
Bu haftaBu hafta13624
Bu ayBu ay13624
ToplamToplam10482048
Müslüman kim, bilen var mı? PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Perşembe, 08 Ocak 2015 00:01


Paris’teki saldırının ardından değişik Müslüman çevrelerinden bildiğimiz yorumları duyduk:

Bunlar Müslüman değildir! Bu yapılan İslam’a aykırıdır! gibi yorumlar duyduk.

Bu saldırıyı yapanlar Müslümandır. Normal olarak da bunun tartışılacak herhangi bir yanı yoktur.

Benzer bir yorumu El Kaide, İslam Devleti, El Nusra, Boko Haram gibi örgütler için de duymuştuk.

Bunlar da Müslümanlardan oluşan örgütlerdir.

Kendi Müslümanlığını doğru sayıp bunun dışındakileri yanlış saymak, olmaz.

Bu saldırı ve katliam İslam’a uygun mudur?

Bu İslam’ı nasıl yorumladığınıza bağlıdır. Bir çeşit yoruma göre pekala uygundur.

Başka çeşit bir yoruma göre uygun olmayabilir.

Eskiden kavramların tek anlamı vardı, ama bu dönem geride kaldı, şimdi aynı kavram içinde birbirinden oldukça farklı bileşenler bulunabiliyor.

Almancada Sammelbegriff kavramı bu anlamı tam olarak ifade ediyor.Türkçede buna uygun bir kelime bilmiyorum. Ortak yanlarının yanı sıra farklı anları da olan bileşenlerin aynı kavram altında toplanmasını ifade ediyor.

Müslümanlık böyledir ve hangisi diye sormak gerekir.

Kendilerini İslamiyet içinde gören Aleviler, Vahabiler, Selefiler, Hanefiler ve daha sayılabilir.

Bunların hepsi Müslüman, bu ortak yanları, ama bu durum aralarında ciddi düşmanlıklar olmasını da engellemiyor.

Paris’teki katliamı yapanlar da Müslümandır, onları protesto edenler de…

AKP’liler de Müslümandır, anti kapitalist Müslümanlar da…

Eğer Müslüman tanımlaması yapıldığında, “hangisi, diye sorarsanız, mesele kalmaz.

Benzer bir durum Marksizm için de geçerlidir.

Marksizm, ama hangisi?

Bulgaristan Komünist Partisi’nin yaklaşık kırk yıl genel sekreterliğini yapan Todor Jivkov, 1989’dan sonra yolsuzluk suçlamasıyla yargılandı ve hapis cezasına çarptırıldı ve hapiste öldü. Ölmeden önce, “Marksizm yanlışmış, bunu çok geç anladık” dediği söylenir.

Bu kişi şüphesiz marksisit-leninist idi. En azından yıllarını böyle geçirmiştir.

Alexander Yakowlew örneği de aydınlatıcıdır.

Yıllarca SBKP Politik Büro üyeliği yapan bu kişi, 1990 sonrasında çıkan kitabında (Abgründe meines Jahrhunderts) şöyle bir belirleme yapar: “1917 devrimi 20. yüzyılın ilk karşı devrimidir.”

Bunu okuyup da “pes yani!” dememek gerekir. Bu kişi de yıllarını marksist-leninist olarak geçirmiştir.

Demokratik Almanya Cumhuriyeti’nin son başbakanı Hans Modrov yıllarını marksist-leninist olarak geçirmiştir, halen hayattadır ve kendisini sadece marksist olarak görmektedir.

Örnekler artırılabilir.

Bütün sorun büyük içerikli kavramların aynı zamanda farklı içerikler de barındırdığını bilmek ve büyüğü ayrıştırmaktır. Hangisi sorusunun sorulması bu konuda en iyi adım olsa gerektir.

Atatürkçülük de aynısı yaşanmıyor mu?

CHP de Atatürkçüdür, Kenan Evren de, Süleyman Demirel de, Doğu Perinçek de…

Önemli ortak yanları var, ayrıştıkları yanlar da var.

Daha iyi anlamak için, hangisi, diye sormak gerekiyor.