Şuanda 402 konuk çevrimiçi
BugünBugün5952
DünDün3402
Bu haftaBu hafta13676
Bu ayBu ay13676
ToplamToplam10482100
Kuranı Kerim ve 1982 Anayasası PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Cuma, 09 Ocak 2015 19:15


Ne ilgisi var, diye sormayın; ilgisi olmaz olur mu?

Türkiye’den değişik Avrupa ve hatta bazı Ortadoğu ülkelerine kadar din adamları, dini kuruluşlar ve değişik toplumsal örgütler hep aynısını söylüyorlar: Bu yapılanlar islama uygun değil, bu İslam değil.”

Paris’te bir mizah dergisinin islamcı militanlar tarafından basılarak 12 kişinin öldürülmesiyle ilgili olarak bunlar söyleniyor.

Bildiğimiz sözler…

İslam Devleti (İD) ile ilgili olarak da, Boko Haram ile ilgili olarak da, El Kaide ile ilgili olarak da aynı sözler söylenmişti.

Neye dayanarak böyle söylüyorlar?

Kuran’da böyle yazmıyormuş.

Kuran’ın değişik bölümlerinde neler olduğunu geçelim ve diyelim ki gerçekten de böyle yazmıyor.

1982 Anayasası’nda “işkence yapılır” diye mi yazıyordu?

Tersine, işkence mahkum ediliyor, yasaklanıyordu.

Hiç kimse 12 Eylül rejimi döneminde ağır işkenceler yapıldığını –önceden de yapılıyordu ama bu kadar ağır değildi- herhalde inkar etmeyecektir.

Hiç kimsenin aklına, “bu rejim kendi anayasasına uymuyor, orada işkence yasaktır, ama yapıyorlar” demek saflığına da düşmedi, tersine, bu rejimi faşist olarak nitelendirdi.

12 Eylül Anayasası’nda din ve vicdan özgürlüğü vardır.

Anayasa’daki bu özgürlük Alevi köylerine cami yapılmasını, din dersinin mecburi duruma getirilmesini engellemedi.

Hiç kimsenin aklına da “bunlar kendi anayasalarına uymuyorlar” demek gelmedi.

Önemli olan ne yazıldığı değil, ne yapıldığıdır.

Kuranı Kerim için de aynısı geçerlidir.

Kuran’da yazılı olmaması ve hatta tersinin yazılı olması durumu değiştirmez.

Yazılana göre değil, yapılana göre karar vermek gerekir.

Kılıçdaroğlu Paris’teki katliamın hemen ardından “İslam barış ve kardeşlik dinidir” dedi.

Ne denebilir, bu kişinin söylediklerine gülmek bile abestir.

Aynı gün de Nijerya’da Boko Haram 2000 kişiyi öldürdü.

Adamlar Müslüman ve şeriatı getirmek istiyorlar.

Onlara, “bu yaptığınız islama aykırıdır” demekle; 12 Eylül yönetimine, “yaptığınız işkenceler anayasanıza terstir” demek aynı şeydir.

Din insanı gerçekten aptallaştırıyor ve Müslümanlık için bu belirleme daha da doğrudur.

Geldik 11 Eylül’de New York’ta ikiz kulelere yapılan saldırıya…

Efendim, bu saldırının arkasında Siyonist güçler varmış…

Neye dayanarak bunu söylüyorsunuz?

Yaklaşık 3000 kişinin öldüğü bu saldırıda ölen tek Yahudi yokmuş… Yahudilere önceden haber vermişler, onlar da ABD’nin bu merkezi finans binasına gitmemişler…

Bu mantıkla şunu söylemek yanlış olmaz: bu saldırıda ölen Türk de bulunmuyor. Demek ki Türklerle Yahudiler bu işi birlikte yaptılar!

Hem TC’nin hem de İsrail devletinin ABD ile ilişkisi gayet iyidir. Onlar yaptılar, ABD de bu saldırıyı Afganistan’ı işgal etmek için kullandı…

Pekala böyle de söylenebilir, öyle değil mi?

Paris’teki saldırıyı da çözüm sürecine karşı olanlar yapmış olmalı…

Bunu nereden mi çıkarıyorum?

10 Ocak’ta Paris’te iki yıl önce katledilen üç Kürt kadınla ilgili büyük bir gösteri yapılacak… Gösterinin tarihi haftalar öncesinden ilan edilmişti.

Çözüm sürecine karşı olanlar dikkatleri başka yöne çekmek için mizah dergisine saldırı yaptılar, denebilir pekala…

Bu durumda Fransız kamuoyu doğal olarak Kürtlerin gösterisine az ilgi gösterecektir…

Üstelik 11 Ocak günü Paris’te 12 kişinin öldürüldüğü saldırıyı kınamak için büyük bir miting yapılacak… Bu durumda bir gün önceki mitingin beklenenden sönük geçmesi kaçınılmaz oluyor. En azından bu olay olmasaydı daha parlak geçecekti denilebilir.

Bu işi kesin çözüm sürecine karşı olanlar yapmıştır!

Gördüğünüz gibi, uydurmanın sonu yok…

Dinci olan ve olmayan komplo teorileri kadar ve hatta daha iyisini biz de uydurabiliriz.

Sürecek…