Şuanda 486 konuk çevrimiçi
BugünBugün175
DünDün6244
Bu haftaBu hafta14143
Bu ayBu ay14143
ToplamToplam10482567
18 Mart. Avrupa Merkez Bankasını protesto günü PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 09 Mart 2015 00:49


Avrupa Merkez Bankası yıllardan beri Frankfurt’ta bulunuyor. İki yıl önce uluslar arası finans kurumlarının bloke edilmesi eylemleri bağlamında bankanın çevresine aylarca süren çadırlar kurulmuştu. (Bu eylem New York’ta başlamıştı.) Blockupy olarak bilinen bu eylem, benzeri eylemler gibi dönüşerek sona erdi. Dönüşmesi, eylemi farklı grupların da sahiplenmesi ve kentte Almanya çapında düzenlenen büyük protesto yürüyüşleriyle gerçekleşti. (Gezi’nin devamını bekleyenler bu tür eylemlerin başka ülkelerde dönüşerek nasıl sürdüğünü inceleseler iyi olacak diyeceğim ve biliyorum ki boşuna konuşmuş olacağım.)

Avrupa Merkez Bankası’nın yeri küçük geldiği için Frankfurt’un doğu kesiminde büyük bir gökdelen yapıldı. Burada çalışanların sayısı artacağı için aynı bölgede yeni evler de inşa edildi ve kentin bu bölgesinin görünümü değişti.

Banka, yeni adresinde 18 Mart’ta açılıyor ve aynı gün kentte sendikalar, ATTAC, barış hareketi, Sol Parti ve çok sayıda kuruluşun katılımıyla büyük bir protesto yürüyüşü düzenleniyor. Berlin, Hannover ve Göttingen’den geçen bu amaçla tutulmuş bir trenle de bu üç kentten çok sayıda kişi yürüyüş için gelecek…

Avrupa Merkez Bankası’nın tasarruf ve sıkı para politikası protesto edilecek… Bu politika Avrupa Birliği içinde belirleyici olan Almanya’nın da politikası demek oluyor.

Bu politikayı açıklayan ve değiştirilmesini isteyen çok sayıda yayın bulunuyor. Bu yayınlarda, güncel konu olduğu için, Yunanistan’daki durum özellikle ele alınıyor.  Yunanistan’ın borçlarını ödeyebilir durumda olması Almanya için önemli, çünkü bu ülkede Alman bankalarının önemli yatırımları bulunuyor. Aynı durum İspanya için de geçerli.

Almanya’nın sıkı tasarruf politikasının yol açtığı yoksulluk artışı kıta çapında protesto ediliyor. Sıkı tasarruf politikasında bir oranda gevşeme sağlandı. Bunda yaygın protestodan daha fazla Almanya ihracatının ihtiyaçları belirleyici oldu. Almanya yıllardan beri dünya ihracat şampiyonu ve Avrupa Birliği ülkeleri de Almanya için iç pazar sayılıyor. Bu ülkelerin Almanya’dan ithalat yapmayı sürdürebilmesi için bunu yapabilecek paralarının olması gerekiyor. Sıkı tasarruf politikası ve artan yoksulluk bir süre sonra Almanya ihracatını vurmaya başlıyor. Avrupa Merkez Bankası bu nedenle para musluğunu biraz gevşetti, ama bunun etkisi çok az…

Protestonun amacı sıkı para politikasının tamamına karşı çıkmak, sosyal yardımların artırılmasını sağlamak ve Yunanistan ile dayanışmak…

SYRIZA ile Avrupa çapında dayanışma yapılması son derece önemli… Yalnız değiller, önce bunun gösterilmesi gerekiyor. Avrupa Merkez Bankası ve Almanya’nın yüksek düzeyde borcu bulunan bu ülkeye yönelik tutumunu değiştirmesini istemek, bunun için baskı yapmak da önemli…

SYRIZA, Almanya’nın içinde bulunduğu açmaza oynuyor. Sen ihracat şampiyonu olmayı sürdüreceksen, biz ve başka ülkeler senden ithalat yapmaya devam edeceksek, bunun için bizde para olması gerek… Ne Almanya ne de Avrupa Merkez Bankası Yunanistan ve ardından İspanya ve Portekiz’i gözden çıkaramazlar. Bunlara İtalya’yı da ekleyebilirsiniz.

Bu konuda önemli bir başka tehlike bulunuyor: ABD ile yapılması planlanan TAFTA (Atlantik Ötesi Serbest Ticaret Birliği). SPD’nin bir kesimi de bu anlaşmayı savunmaya başladı. Gerekçeleri, bu anlaşma sayesinde Almanya’nın ABD’ye yönelik ihracat ve yatırımlarında patlama olacak…

18 Nisan’da Avrupa çapında bu anlaşmayı protesto günü düzenlenecek. ATTAC bu antlaşmaya karşı şimdiye kadar 1,5 Milyon imza toplamış durumda… Bu anlaşma yazılı olduğu şekilde yürürlüğe girerse Avrupa Birliği ülkelerinde hayatın her alanında sermayenin isteklerine yönelik değişiklikler olacak… Ama bu haliyle uygulamaya girmesi mümkün görünmüyor, çünkü büyük tepki var. Tepkiyi yumuşatmak için anlaşmada rötuşlar yapmaya hazır olduklarını açıkladılar ama asıl talep bu anlaşmanın iptal edilmesidir.

TAFTA’nın hayata geçmesi Almanya sermayesine ciddi bir serbestlik sağlayacak ve Yunanistan karşısındaki konumları da daha güçlenecek…

Yunanistan hükümeti memur maaşlarını ödeyemeyecek durumda… Bu nedenle Avrupa Merkez Bankası’ndan gelecek krediye acil ihtiyacı bulunuyor. Banka da bu ihtiyacı kısıtlayarak da olsa bir şekilde karşılamak durumunda, çünkü Yunanistan’ın iflasını ilan etmesi bu ülkeyle sınırlı kalmayacak…

Almanya’da Yunanlılar en fazla Frankfurt ve yanındaki Offenbach’ta yaşıyorlar. Yunanistan Komünist Partisi’nin Almanya merkezi de Frankfurt’ta bulunuyor. Bu parti kimsenin umurunda bile değil…

SYRIZA seçimden en büyük parti olarak çıktı ve hükümet kurmak için ihtiyaç duyduğu iki milletvekili nedeniyle de sağ liberal bir partiyle koalisyon yapmak zorunda kaldı. Yunanistan Komünist Partisi de tutumuyla komünist adının gericilikle pekala birlikte olabileceğini gösterdi.

Türkiye solunun bir bölümü SYRIZA’nın başarısız olmasını temenni ediyor.

Sırtlarında yumurta küfesi bulunmadığı için bol miktarda atıp tutuyorlar.

Asıl sorunları, sol ama marksist ve komünist olmayan bir partinin başarılı olmasıdır. SYRIZA başarılı olursa, kendileri için zaten zayıf olan gelecek iyice kapanacaktır.

Solun başka bir kesimi ise kendisini hemen SYRIZA ile özdeşleştirdi ve orada kaldı.

İnsan küçük de olsa dayanışma gösterir, laf etmekle yetinmez diyeceğim ama boşuna olacak…

SYRIZA seçimde HDP’yi desteklediğini açıkladı ki bu kadar sorunun içinde yaşarken bu tutumu göstermeleri gerçekten güzeldir.

Sendikalar, ATTAC, barış hareketi (Frankfurt bu konuda önemli bir kenttir), kiliseler, Sol Parti, Almanya Komünist Partisi ve sayabilinecek çok sayıda inisiyatif ve örgüt…

KKE yok…

Yokluğunu fark eden bile bulunmayacak…