Şuanda 201 konuk çevrimiçi
BugünBugün27
DünDün6244
Bu haftaBu hafta13995
Bu ayBu ay13995
ToplamToplam10482419
AKP-HDP senaryoları PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazartesi, 23 Mart 2015 21:47


Sizi bilmem ama ben kendisine marksist (kemalizmle birlikte) diyen bu kadar çok beyni dumura uğramış insanın nasıl ortaya çıktığını anlamadım.

Sorun farklı görüşlere sahip olmak değil, sorun anlayamamakta…

Anlarsın ve reddedersin, olabilir ama kabul veya reddedebilmek için önce anlamak gerekir.

AKP-HDP senaryosundan söz ediyorum.

HDP yüzde 10 barajını aşarsa da aşamazsa da bu durum AKP’ye yarayacaktır, deniliyor.

Nasıl olacakmış bu?

HDP barajı aşamazsa, bağımsız adaylarla da girmediği için tümüyle Meclis dışında kalacak, eskiden bu partinin aldığı vekillikleri AKP alacaktır. AKP böylece 400 milletvekilliğine ulaşabilir…

Diyelim ki böyle oldu… Feryatlarınız, o zaman Kürt yerleşim birimlerinde siz daha fazla oy alın, o vekillikleri de AKP alacağına siz yani CHP alsın alternatifini örtemiyor. CHP’nin orada hiç şansı bulunmuyor. Bağırıp çağıracağına önce kendine sorsana, benim orada neden hiç şansım yok, diye… Bazı yerlerde neden aday bile bulamıyorum, diye sorsana kendine… Sorsana kendine, bu halk benden neden bu kadar nefret etti, diye…

Hoş olmayan sorulardan kaçmak için sürekli suçlamalarda bulunmak bilinen ama çaresiz bir yöntemdir.

HDP barajı aşacak gibi görünüyor. Böylesi bir durum da AKP’ye yararmış çünkü AKP+HDP işbirliği yapabilirler ve birlikte anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşabilirlermiş.

Evet, doğru, ulaşabilirler ve ne var bunda?

AKP de HDP de Anayasayı değiştirmek istiyor. Bu 12 Eylül Anayasasını savunmak da marksist-kemalistlere kalıyor.

AKP ve HDP Anayasayı farklı yönlerde değiştirmek istiyorlar.

AKP bu değişiklik için gerekli çoğunluğa tek başına ulaşırsa, “Türk tipi başkanlık” ya da padişahlık sistemini getirecektir.

AKP gerekli çoğunluğa ancak HDP ile birlikte ulaşırsa, “Türk tipi başkanlık” sistemi gerçekleşemeyecektir.

ABD tipi başkanlık olabilir, ama bu iki sistem birbirinden çok farklıdır. ABD tipi başkanlık sisteminde, başkanlıkla birlikte geniş bir ademi merkeziyetçilik birlikte bulunur. Başkan her şeye karışamaz. RTE şu anda bile bir ABD başkanından daha fazla her şeye karışmaktadır. ABD başkanı ne bir eyalet valisine isteklerini dikte ettirebilir ne de bir belediye başkanını azarlayabilir. Ne de insanlara kaç çocuk yapmaları gerektiğini anlatabilir. Adamı tefe koyarlar!

Türk tipi başkanlık sistemiyle başka bir başkanlık sistemi birbirinden çok farklıdır ve ikincisi AKP tarafından istenmemektedir.

Bunu anlamak bu kadar zor mudur?

HDP, AKP ile anlaşabilirmiş…

Kalıcı bir barış için AKP ile değil de Pakistan hükümetiyle anlaşacak değillerdi herhalde…

Anlaşma olacak ama nasıl olacak?

AKP de çözümden yanadır ama kendi çözümünden yanadır.

Yeterince hak aldınız, bu kadar yeter, anlayışındadır…

HDP de güçlenebildiği oranda kendi çözümünü dayatacaktır ve AKP bunu daha fazla dikkate almak zorunda kalacaktır.

Bunu anlamak bu kadar zor mudur?

Sizin derdiniz herkesin AKP’ye tavır alması ve muhalefet namına da sadece CHP’nin ortada kalmasıdır…

Muhalefet olarak CHP ikinci plana düştü ve bundan acı duyuyorsunuz…

HDP ile AKP görüşüyor imiş!

Evet, gizli ve açık çok sayıda görüşme var.

AKP her fırsatta kendi çözümünü dayatmaya çalışıyor.

Savaşan taraflar birbirleriyle görüşürler. Ya da başka kiminle görüşeceklerdi?

CHP’nin “bölgeyi kalkındıracağız” dışında çözüm projesi oldu da biz mi bilmiyoruz?

CHP sadece konuşur, hepsi bu kadar.

Genel bir seçimde ilk kez ülke dışında oy kullanılacak…

CHP’nin kafa yapısı ve beceriksizliği sayesinde bu imkan ancak AKP döneminde gerçekleşebildi.

Dört milyon kadar seçmenin oy kullanabilmesi vatandaşlık hakkıdır, öyle değil mi?

Koalisyon ortağı olduğunuz dönemlerde ülke dışında yaşayanların oy kullanması konusunu nasıl salladığınızı siz unutmuş olabilirsiniz, ama unutmayanlar da bulunuyor.

Zamanında bastırıp yapsaydınız ya!

Ve geldik son noktaya; ülke bölünecekmiş…

Bunlar gerçekten komik insanlar…

25 yıl önce bu ülkenin bölünme imkanı bugünkünden daha fazlaydı.

“Kürt sorunu” belirli vilayetlere has bir sorundu, Kuzey Kürdistan da denilen bölgenin dışındaki illerde pek Kürt bulunmuyordu.

O yıllarda PKK de bağımsızlık yanlısıydı ve ülkenin bölünmesi daha büyük bir ihtimaldi.

Şimdi ise durum böyle değil…

Bırakın PKK’nin artık bağımsız devlet istememesini…

İstemekle de bu işin olması çok zor artık…

Ülkedeki Kürt nüfusunun yarısı (ve bu oran giderek artıyor) ülkenin Marmara, Ege ve Akdeniz bölgesinde yaşıyor.

Siz bu insanların hala ayrılmak istediklerini mi düşünüyorsunuz?

Haklarını istiyorlar, farklı ülkelerdeki Kürtlerle daha yakın ilişki içinde olmak istiyorlar ama ayrılmak istemiyorlar.

İstiyorlarsa, istedikleriyle yaptıkları birbirine uymuyor demektir.

Bir arada yaşayacağız ama hangi içerikte?

AKP’nin istediği gibi mi, HDP’nin istediği gibi mi?

Bunu anlamak bu kadar zor mudur?

Aslında boşuna yazıyorum…

Anlamak istemeyen anlamaz, hepsi budur!