Şuanda 173 konuk çevrimiçi
BugünBugün1521
DünDün6244
Bu haftaBu hafta15489
Bu ayBu ay15489
ToplamToplam10483913
Kürtler ve devlet PDF Yazdır e-Posta
Engin Erkiner tarafından yazıldı   
Pazar, 18 Eylül 2016 08:35


 

 

Kürtler devlet istiyor mu, istemiyor mu?

Bir bölümü (PKK gibi) ayrı devlet istemediğini söylüyor.

Başka bir bölümü istiyor ve istemeyenleri de yeterince milliyetçi olmamakla eleştiriyor.

Olup bitene kör döğüşü demek doğru olur çünkü kullanılan kavram üzerinde anlaşmadan ve onun zaman içindeki değişimini dikkate almadan istiyor ya da istemiyor olmanın anlamı bulunmuyor.

Devlet nedir ve bu kavram zaman içinde nasıl değişim gösterdi?

Devletin değişik tanımları bulunuyor.

Bazısında ulus ve devlet birlikte değerlendirilir. Her ulusun devleti vardır, bazı devletler çok ulusludur.

Devlet dediğinizde sınırları belirlenmiş bir toprak parçası ya da devlet alanı gereklidir.

Bu alanda bulunan ve ülkesine göre değişen merkezi yapıya devlet deniliyor.

Bu konuda en iyi tanımı Max Weber yapmıştır denilebilir: “Belirli sınırlar içinde zor kullanma tekeline sahip olan yapı.”

Belirli sınırlar içinde birden fazla zor kullanabilen yapı varsa, orada devletin zayıflamasından söz edilebilir.

Marx-Engels’in tanımına göre, devlet ezilen sınıflar üzerindeki baskı aygıtıdır.

Bu tanım gerçeğin tek bölümünü ifade eder, devletin başka önemli fonksiyonları da vardır.

Devlet-ulus ilişkisine gelince burası daha da karışıktır.

Stalin’in tanımına göre ulus; belirli bir alan üzerinde yaşayan dil birliği, kültür birliği ve ekonomik yaşantı birliği olan insan topluluğudur.

Stalin’in tanımını alırsanız, Kürtler ulus değildir çünkü ekonomik yaşantı birlikleri bulunmuyor. Tıpkı Arapların tek ulus olmaması gibi…

Hangi tanımdan hareket edildiği ve bu tanımın zamana ne kadar uyduğu önemlidir.

Eskiden beri devleti olmayan uluslardan söz edilirdi ama ulusu olmayan devletten edilmezdi.

Kongo ulusu olmayan bir devlettir. Haritada devlet olarak vardır, Birleşmiş Milletler tarafından kabul de edilmiştir ama Kongo’da ulus değil birbirine rakip ve sürekli savaş halinde olan kabileler vardır.

Benzeri Afganistan için de geçerlidir. Günün birinde bu ülkedeki yabancı işgal sona ererse, yerli gruplar arasında iç savaş başlayacaktır.

Che Guevara 1965’te bir grup Kübalı askerle birlikte gizlice Kongo’ya gitmişti. Ülke Belçika sömürgeciliğinden bağımsızlığını yeni kazanmış, seçilen ilk devlet başkanı Lumumba SSCB’ye yakınlığı nedeniyle öldürülmüş, yerine yıllarca iktidarda kalacak Moiz Çombe geçmişti. Che bu ülkede ulusal kurtuluş savaşı örgütlenebileceğini düşünüyordu ama durumu yerinde gördükten sonra vazgeçecekti çünkü Kongo’da ulus yoktu.

Devlet var ama ulus yok!

Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemi de buna benzer. Devlet vardır ama ulus yoktur denilemese bile ulusun şekillenmesi geriden gelmektedir.

Bu teorilerde sorun, Batı Avrupa için geçerli tanımların evrensel kabul edilmesidir. Aynısı Marksizm için de geçerlidir. Devletin ulusu oluşturması ya da üstyapının altyapıyı şekillendirmesi, devletin olması ama ulusun olmaması ya da devletin şekillenmesine göre zayıf kalması –Fanon’un belirlemesiyle- Avrupa marksizmi tarafından anlaşılabilecek konular değildir.

Devlet tanımlarını dikkate alarak şu belirleme yapılabilir: Kürtler ayrı devlet istemiyor olabilir ama devlet istiyorlar ve hatta sahipler.

Güney Kürdistan BM tarafından ayrı  bir devlet olarak tanınmıyor ve Irak sınırları içinde yer alıyor, ama gerçekte devlettir.

Belirli sınırlar içinde zor kullan tekeline sahip olmaya çalışıyor (çalışıyor diyorum çünkü aynı alanda İslam Devleti de bulunuyor). Irak yönetiminden bağımsız olarak Türkiye ile petrol anlaşması yapabiliyor. Güney Kürdistan, Türkiye’nin yoğun yatırım yaptığı bir bölgedir aynı zamanda…

İstediği dilleri resmi dil olarak kabul ediyor (Kürtçe, Arapça, Türkçe ve daha var mı bilmiyorum)…

Kendi yönetme aygıtı, silahlı gücü ve bayrağı da bulunuyor.

Bu durumda Güney Kürdistan’ın devletten ne farkı var?

Ayrı bir devlet olarak tanınmıyor, BM’ye üye değil; bu kadar.

Aynısı Rojava için geçerlidir.

Suriye’nin sınırları içinde bulunabilir ama resmi devlet içinde ayrı bir devletin bütün özelliklerine sahiptir. Henüz tam değil ama buna ulaşmayı hedefliyor.

“Ayrı devlet kurmak istemiyoruz” belirlemesi “devlet kurmak istemiyoruz” anlamına gelmiyor. Eskiden devlet demek ayrı devlet kurmak demekti.

Bir süreden beri böyle değildir. Ayrı devlet olmayabilirsiniz ama bulunduğunuz alanda devletin bütün işlevlerine sahip olabilirsiniz.

Ayrı devlet olmak gelecekte olur veya olmaz, ayrı bir konudur.

Kürtler devlet istiyor ve bir oranda buna sahipler de…

Farklılık bu devletin bildiğimiz klasik devlet türünden olmamasıdır.

Bütün büyük halkların devleti varken Kürtlerin bulunmuyor ve bunu istememek yanlıştır, türünden eleştiri, zamanın gerisinde kaldığı için geçersizdir.

Yukarda belirtildiği gibi bazı büyük ülkelerde devlet vardır ama ulus yoktur (Kongo gibi)…

Farklı bir devlet türü, harita üzerinde başka bir devletin içinde olsa ve BM tarafından tanınmasa bile, klasik devletin işlevlerini büyük oranda yerine getirebiliyor.

 

Son Güncelleme: Pazar, 18 Eylül 2016 16:42